“Biz yıllarca su bekledik, o da ölüm getirdi”
Kıvık ailesi, göletin etrafında hiçbir koruma tedbiri alınmadığını belirterek, "Biz yıllarca su bekledik, o da ölüm getirdi. Kürtlerin ölmesi umurlarında değil. Suyu buraya vererek Kürtlerin gözünü boyamak, kandırmak istiyorlar" dedi.
ŞANLIURFA’daki Harran, Bazik, Suruç ovaları başta olmak üzere, diğer tarımsal alanları sulama projesi olarak büyük değer biçilen Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), açıkta bırakılan sulama kanalları ve göletler ile her yıl onlarca çocuk ve gencin canına mal olmaya devam ediyor. Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü, açıklama yapmaktan kaçınırken, kanallar ve göletlerin etraflarında "Suya girmek tehlikeli ve ölümcüldür" yazısının dışında alınan bir önlem bulunmuyor. Urfa merkezden geçen kanallar birçok çocuğun canına mal olduktan sonra etrafları demir korkuluk ile sarılırken, kent dışındaki kanaletler ve göletler için ise hiçbir koruma engeli yok. Geçtiğimiz hafta büyük umutlar ile yıllardır beklenen Suruç Ovası sulama kanalına verilen ilk etap su, 23 yaşındaki Mazlum Kıvık'ın canına mal oldu.
Suruç'ta tünelden çıkan suyun depolandığı ve etrafı tamamen açık olan Taşbasan Göleti'nde 22 Haziran günü serinlemek isteyen Mazlum Kıvık, bir anda gözden kayboldu. Arkadaşlarının durumu fark etmesiyle Urfa'dan istenen kurtarma ekipleri, 4 saat sonra geldikleri göletten Kıvık'ın cansız bedenini çıkardı.
“Tel örgülerin olması gerekiyordu”
Yıllardır bekledikleri suyun ölüm getirdiğini söyleyen Kıvık'ın annesi Naze Kıvık, "Biz yıllarca su bekledik, o da ölüm getirdi. Su gelince sevindik ama bu suya kurban vereceğimizi bilmiyorduk" dedi.
Göletin çevresinde tel örgülerinin olması gerektiğini belirten Baba Mehmet Kıvık da "Burada yaşayanlar kimsenin umurunda değil. Oğlumda bu yüzden öldü" diye konuştu. (diha)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.