Diyarbakır'da "Çatışma Sonrası Kürt Meselesi" konuşuldu

Diyarbakır'da "Çatışma Sonrası Kürt Meselesi" konuşuldu
Deng Araştırma Merkezi’nin Diyarbakır’da gerçekleştirdiği “Çatışma Sonrası Kürt Meselesi/Üç Boyut” konulu toplantıya birçok aydın, iş adamı, siyasetçi, yazar, STK temsilcisi katıldı.

TİGRİS HABER - Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen ve moderatörlüğünü Av. Hasan Dağtekin’in yaptığı toplantıda DİTAM Genel Başkan Yardımcısı Av. Sedat Yurtdaş Kürt meselesinin siyasal boyutu, Diyarbakır Baro Başkanı Av. Abdulkadir Güleç sorunun hukuki boyutu, Diyarbakır İş Konseyi Başkanı M. Müşavir Mustafa Vural konunun ekonomik boyutu hakkında sunumlar yaptı.

Deng Araştırma Merkezi adına Av. Güney Can toplantının açılışında bir yıldır sürdürülmekte olan silah bırakma sürecinin önemli bir adım olduğunu, silah bırakmanın ise Kürt sorunun çözümü anlamına gelmediğini dile getirdi. Kürt sorununun çok boyutlu bir konu olduğunu dile getiren Güney Can bundan sonra Kürt sorununun kök nedenlerine yoğunlaşmak gerektiğini, bu amaçla söz konusu çalışmayı planladıklarını ifade etti.

whatsapp-image-2025-12-13-at-20-55-46-1.jpeg

Daha sonra söz alan Hasan Dağtekin, geçmiş dönemde 40’da fazla Kürt isyanının yaşandığını, söz konusu bütün isyanların kanla bastırıldığı halde Kürt meselesinin yerli yerinde durduğunu ifade ederek Kürt meselesinde kalıcı çözümler geliştirmenin önemine değindi.

Toplantıda ilk sunum yapan Av. Sedat Yurtdaş Kürt meselesinin dil, kültür, eşit vatandaşlık sorunu olduğunu ifade ederek bu sorunun Kürtler için haysiyet Türkler için demokrasi meselesi olduğunu dile getirdi. 1993 ateşkes süreci ile 2009-2013 yıllarındaki çözüm deneyimlerine vurguda bulunan Yurtdaş ortada siyasi bir irade olmadan silahları susturmanın mümkün olmadığının altını çizdi.

whatsapp-image-2025-12-13-at-20-55-47.jpeg

Mevcut süreci Suriye’deki gelişmelere endekslemenin yanlış olduğu ifade eden Yurtdaş Anayasa’nın 66. Maddesindeki vatandaşlık tanımının kapsayıcı şekilde düzenlenmesi, 42. Maddede Kürtçeyi yasaklayan mevcut tanımın Kürtçe eğitime imkan verecek şekilde dizayn edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’deki sürecin kendi içinde sorunlar içerdiğini belirten Yurtdaş, süreç için hukuki bir çerçevenin olmayışı, üçüncü bir gözün eksikliği ve sürecin şeffaflıktan yoksun olmasının handikaplar ürettiğini dile getirerek, Kürt kimliğinin anayasal güvence altına alması gerektiğini vurguladı.

Toplantıda söz alan ikinci konuşmacı Abdulkadir Güleç Türkiye’de sürdürülmekte olan çatışmasızlık ve silah bırakma girişimlerinin önemine değindi. Silahların susmasının siyaseti şiddetin gölgesinden kurtaracağını ve Kürt hareketinin çoğulculaşmasını sağlayacağını belirten Güleç, söz konusu sürecin Kürtlerin iç barışının sağlanmasına da katkı sunabileceğini ifade etti.

whatsapp-image-2025-12-13-at-20-55-47-2.jpeg

Mevcut sürecin devlet ile PKK arasında sürdüğünü, hedefte Kürt sorununu çözmenin bulunmadığını, çıkartılacak geçiş yasasıyla silahların susacağını beklediklerini belirtti.

Abdurkadir Güleç konuşmasında Kürt meselesinin Kürt halkının gendi geleceğini belirleme sorunu olduğunu, son tahlilde bu meselesinin etnik, politik ve temsil sorunu olduğunun altını çizdi.
Kürt meselesinin kalıcı çözümü için atılması gereken adımlara dikkat çeken Güleç, bunun için geçmişle gerçek bir yüzleşmenin yaşanmasını, Kürt dili, kültürü, edebiyatı önündeki yasakların kalkması, devletin resmi ideolojini gözden geçirmesi, vatandaşlık tanımı yapan Anayasanın 66. Maddesi ile anadil eğitimi düzenleyen 42. Maddenin değişmesi gerektiğinin altını çizdi.

Abdulkadir Güleç konuşmasında Türkiye’nin çekince koyduğu uluslararası sözleşmelerden çekincelerini çekmesi, Avrupa Yerel yönetimler Özerklik Şartı’nın gereklerini yerine getirilmesi, yerel yönetimler kanununu düzenleyen 127. Maddenin değiştirilmesi, Milli Eğitim temel kanunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Toplantıda son sözü alan Mustafa Vural Kürt meselesinin ekonomik boyutunu bir çok açıdan ayrıntılı değerlendirdi. 40 yıllık savaşa harcanan 3 trilyon dolar ile yüzbinlerce fabrika yapılabileceğini ve bu sayede 10 milyonlarca insana iş imkanlarının sağlanabileceğini söyledi.

Savaş ve şiddetin bölgede yoğun bir göçe neden olduğunu, bu durumun ise çok yönlü toplumsal sorunlar ürettiğinin altını çizdi. 2009-2013 yıllarındaki çözüm sürecinde hem kişi başına milli gelirin arttığını hem de bölgeye ihracatın katlandığını belirten Vural Savaş döneminde hem milli gelirin azaldığını hem de bölgeden yapılan ihracatın düştüğünü dile getirdi.

Savaş ve çatışmanın toplumsal eşitsizliklere yol açtığını vurgulayan Vural, demokrasinin hem ekonomik kalkınma hem de Kürt meselesinin çözümü için gerekli olduğunu ifade etti.

Daha sonra katılımcıların yaptığı kısa değerlendirme ve sordukları soruların yanıtlanmasından sonra toplantı son buldu. Toplantı Kürt basını tarafından canlı olarak yayınlandı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.