HAK PAR’dan ‘Kürt ittifakına’ eleştiri

HAK PAR’dan ‘Kürt ittifakına’ eleştiri
HAK PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir, aralarında HDP’ninde olduğu Kürt partilerin yürüttüğü ulusal birlik çalışmalarını sert bir dille eleştirdi.

Epözdemir, “Önce halka verdikleri zararlar konusunda bir özeleştiride bulunsunlar. Bu şekliyle bunlarla bir araya gelemeyiz. Türkiye partisi olduğunu söyleyenler ile ulusal birlik olmaz.”

HAK PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir, partisinin Diyarbakır’daki yönetim kurulu üyeleri Ramazan Eren, Paşa Akdoğan ve Behcet Tektekin ile birlikte gazetemizin genel yayın yönetmeni İlyas Akengin’i ziyaret etti. Epözdemir gündeme ilişkin konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu.  

Ziyarette Tigris Haber gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlyas Akengin'e Türkiye'nin ve bölgenin sorunlarını değerlendiren HAK PAR Genel Başkanı Epözdemir, basının toplumun, siyasetin aynası olduğunu belirtti.

hak-par-(2).jpg

"Kürt sorunu çözülmediği sürece biz daha birçok sorunla karşı karşıya kalacağız"

Epözdemir, yaşanan sorunların günü birlik olmadığını, tarihsel kökleri olan sosyal-siyasal-ekonomik sorunlar bütüne karşılık geldiğini ifade ederek, "Temel sorunlar ve süreç içinde ona eklenen ve zaman zaman da dozu artan sorunlardan bahsediyoruz. Türkiye'nin sistem değiştirmesiyle birlikte söz konusu bu sorunlar  rejimin sorunlarıyla da birleşerek daha katmerli bir hale geldi. Bu temel sorunlar varlığını devam ettirdiği için Türkiye'de siyasal istikrarsızlık da devam ediyor. Bu sorun Türkiye'de partimize göre Kürt sorunudur. Kürt sorunu Türkiye'nin en temel sorunudur ve öyle küçük küçük sorunların arkasına saklanacak bir sorun değildir. Kürt sorunu çözülmediği sürece biz daha birçok sorunla karşı karşıya kalacağız. Bu sorun çözümsüz kaldığı sürece Türklerin de Kürtlerin de huzuru kaçmakta. Her iki taraf da ekonomik-sosyal olarak kayıplar yaşamakta, kan kaybına uğramaktadır. Bu sorun devam ettiği sürece Kürt çocukları da Türk çocukları da sürekli olarak ölme-öldürme durumu ile karşı karşıya kalmaktadır. Kazananı belli olmayacak olan bir kaos ve şiddet ortamında kim fayda bulabilir, bundan kime hayır gelebilir ki? Bu kaos ortamının kimseye bir yararı yok. Ama bazı kesimlerin bu kaostan yararı var ki, sistem hala sürüyor. Bunu Türkiye'deki siyasetçiler görmüyor mu? Kürtlerin bir millet olduğunu görmüyorlar mı? Kürtlerin bir ülkesi olduğunu ve bu toprakların parçalanmış olduğunu bilmiyorlar mı? Kürtlerin her toprak parçasında türlü zulümlere uğradığını bilmiyorlar mı? Bilmez olurlar mı, bal gibi de biliyorlar. Ama onlar yıllardır oluşan algıların gölgesinde siyaset yaptıkları için hayatın gerçek tablosunu çizemiyorlar. Türkiye'de eski tarz siyaset yapma anlayışı terk edilmediği sürece sorunların çözümüne imkan yoktur. Hal Türk resmi ideolojisinde, egemen siyasetinde tekçi ve Türkçü mantık devam ediyor. Türkiye çoğulcu, çok sesli bir ülkedir ve dolayısıyla siyaset erki de bu renkliliğe uygun bir şekilde yeniden yapılanmalıdır. Bizim anlayışımıza göre bunun adı da federasyondur. HAK PAR Türkiye'de bir federasyon sistemini savunmaktadır. Bunu da her iki halkın çıkarına olduğu düşüncesindeyiz. Her iki halkın da eşit, özgür birliği ve demokratik birliği federasyondadır. Federasyon hem Kürtlerin hem de Alevilerin sorununun çözümünde en iyi yönetim biçimidir." diye konuştu.

latif-epozdemir-(1).jpg

"Ulusal birlik ulusal güçlerle, ulusal demokratik bir programla olur"

Kürtlerin ulusal birliği için çaba harcayan partilerin bir algı operasyonu içinde olduğunu belirten Epözdemir, sözlerini şöyle sürdürdü "Kürtlerin gündeminde onların anladığı gibi bir ulusal birlik yok. Ulusal birlik ulusal güçlerle, ulusal demokratik bir programla olur. Böyle bir programı olmayan, ulusal demokratik değerleri hiçe sayan, Kürtlerin makul ve makbul taleplerini görmezden gelen, siyaseten Kürtlerin önüne yeni hendekler kurmayı planlayan bir anlayışın sürdürmüş olduğu birliğin adı ulusal birlik değildir. Bazı partilerin yan yana gelmesi, çağrılar yapması, bunların bazılarının adında Kürdistan olması toplumu yanıltmasın. Önemli olan adınız değil, ne düşündüğünüz ve hangi amaç ve nasıl bir program etrafında bir araya geldiğinizdir. Ben söz konusu bu partilerin bir ulusal programlarının olmadığını iddia ediyorum. Eğer varsa paylaşsınlar da bilelim. Ve sonrasında da Hak Par da gitsin onlara katılsın. Ulusal birlik için uğraşanların ulusal bir programı olmaz mı? Hangi ulustan bahsediyorsunuz, Kürt ulusundan. Peki Kürt ulusunun kaderini tayin hakkı ile ilgili ne diyorlar? Kürtler için hangi sistemi reva görüyorlar? Kürtler bu sisteme hangi yöntemle, nasıl bir mücadele biçimi ile kavuşacaklar? "

latif-epozdemir-(2).jpg

"HAK PAR milli birlik projesidir"

Hak Par'ın bir birlik projesi olduğunu ifade eden Epözdemir, ulusal birliğe ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: "Biz 2002'de kendi ideolojik partilerimizi feda ederek HAK PAR'ı kurduk. İl çıkışımızda dedik ki, HAK PAR milli birlik projesidir. Partilerimizi devlet kapatmadı, biz kendimiz kapattık. HAK PAR gibi çok sesli çok renkli bir parti varsa başka partiye gerek yok dedik ve Melik Fırat'ı da Genel Başkan yaptık. Bir birlik projesi etrafında farklı partiler yan yana geldi. HAK PAR kuruldu ama sonrasında bazı arkadaşlar hiçbir ikna edici politik sebep göstermeden yollarını ayırdılar. HAK PAR'dan ayrılanlar sonrasında bir arada da duramadılar. Ne gariptir ki, şimdi bu partilerden de HAK PAR'a seslenip birlik çağrısını dillendirenler var. HAKPAR'ın programını ve tüzüğünü yazan arkadaşlar bugün başka bir partidedirler. Biz 17 yıldır HAK PAR'ın ne programını ne de tüzüğünü değiştirmedik. 17 sene önce yazılan programda şu cümle bile var; DGM kalksın, idam cezası kalksın. Yanlış anlaşılmasın diye biz bugüne kadar bunları dahi değiştirmedik. Bunları çıkarmış olsaydık diyeceklerdi ki, bakın bizim kurduğumuz partinin programı böyle değildi. Bunun için hiç elimizi sürmedik. Halbu ki, o program yazıldığında ben yoktum bile bu partide. Hak Par'dan ayrılanlar 4 ayrı parti kurdular. Bütün yurtseverleri Milli Demokratik Birlik projesi olan HAK PAR'a davet ediyorum. Buyusun gelsinler ben görevimi onlara vereyim."

"HDP ile ulusal birlik olur mu?"

Ulusal olmayan güçlerle hiç bir şekilde yan yana gelmeyeceklerini belirten Epözdemir, şöyle konuştu: "Doğru dürüst bir ulusal programla toplumun karşısına çıksınlar, halka verdikleri zararlar konusunda bir özeleştiride bulunsunlar, ortak vatancılıktan, Türkiye partisi sevdasından vazgeçsinler, ortak devlet, ortak bayrak vs. tüm bunlardan vazgeçsinler; demokratik, milli bir program etrafında hay hay bir araya gelelim. Ama bu şekliyle olmaz. HDP ile ulusal birlik olur mu; biz demiyoruz kendileri diyorlar, biz Kürt partisi değiliz diye. Türkiye partisi olduklarını söylüyorlar.  Ortak vatanı savunuyorlar. Misak-ı Milliye inanıyorlar ve üniter yapının değişmesini istemiyorlar."

"Biz HAK PAR olarak bu halka ciddi bir alternatif sunamadık"

Kürt Milli Birlik projesi olarak bölgede bir muhalefet ciddi bir muhalefet oluşturamadıklarını kaydeden Epözdemir, şu ifadeleri kullandı: "Biz HAK PAR olarak bu halka ciddi bir alternatif sunamadık. Bu bizim eksikliğimiz. Kürt halkı bölgede ciddi bir inisiyatif görmüş olsaydı belki de böyle savrulmayacaktı. AK Parti, CHP, MHP üçgeninde halk çaresiz kalınca, sırf iyi niyetinden dolayı Kürtlerden oluşan bir güç gördüğü için HDP'ye yöneldi. Bizim partimiz şuanda halk için umut olan, getirisi olan bir parti değil. Belediye imkanı, parlamento imkanı yok. Hazine desteği alan bir parti değiliz. Ama onların geniş imkanları var. Peki biz niye ciddi bir alternatif olamadık? Biz istenmediğimiz için bir alternatif haline getirilmedik. Devlet, bölgedeki iktidar gücü bizim üçüncü bir alternatif olarak halkın karşısına çıkmamızı hazzetmediler. Her iki taraf da işimizi güçleştirdi. Biz Türkiye'de seçime girme hakkı kazanmaya çalışan bir partiyiz. 2015'te oylarını yüzde 100 arttıran tek partiyiz. Haziran seçiminde 60 bin oy almışız, Kasım erken seçiminde 120 bin oy almışız. Federasyon programına sahip bir parti bir anda böylesine bir sıçrama yapmıştır. Sonrasında bu yükseliş belli ki bazı kesimleri tedirgin etti. Seçime girebilme yeterliliğinin kıstasları bizim önümüzde ciddi bir engel olarak duruyor. Çünkü bizim bu engelleri aşacak ekonomik imkanımız yok. 41 ilde örgütlülük ve bunun devamlılığını sağlamak vs. Seçime katılma yeterliliği olmayan 3 parti (İYİ Parti, HÜDA PAR ve HAK PAR) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na itirazda bulunduk. Siyasi partiler yasası diyor ki, 41 ilde örgütleneceksin, buna bağlı üçte bir ilçede örgütleneceksin, illerin ilçelerin kongrelerini yapacaksın. 41 il kongresinin ardından 6 ay içinde Genel Merkez kongresi yapacaksın ve olası bir seçimle de bu tarihten itibaren 6 aydan az bir süre olmayacak. 3 parti de itirazda bulunduk, çünkü geçmişte seçime girme hakkımız vardı. İYİ Parti bu handikapı CHP'den 25 milletvekili transferi ile aştı. HÜDA PAR bir açıklama yaptı ve seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini söylediler. Yüksek Seçim Kurulu'na baktık ki, bu iki parti seçime girmeye hak kazanmış ama HAK PAR'ın itirazı reddedildi. Bu durum ciddi bir hukuksuzluktur. Biz seçime girebilmiş olsaydık bölgede bir alternatiftik ama bizim alternatif olmamızı istemediler."

"Eğer ülkede böyle demokratik ortam sağlanırsa, HAK PAR  bölgede birinci parti olacaktır"

Yakın bir süreçte erken seçim olasılığını gerçekçi görmeyen Epözdemir, her şeye rağmen gündeme gelebilecek bir erken seçimde ise Türkiye çapında seçime girme çabasında olacaklarını belirterek, "Türkiye çapında 26 tane teşkilatımız var. Buna bir 16 teşkilat daha eklemeye çalışacağız. Hızlandırılmış bir şekilde kongrelerimizi yapacağız. Cansiperane  bir şekilde seçime girmeye çalışacağız, çünkü biz seçimleri çok önemsiyoruz. Seçimlerin halkın, kitlelerin iradesinin tecellisine ve halkın sorunlarının bu yolla çözüme kavuşturulacağına inanıyoruz. Vesayet siyasetini reddeden bir partiyiz. İnsanların iradelerine ipotek konularak elde edilen oyların özgürleşmesi ve özgür iradelerin tecelli etmesinden yana bir partiyiz. Eğer ülkede böyle bir demokratik ortam sağlanırsa, HAK PAR da bu bölgede seçime girerse bölgede birinci parti olacaktır. Biz Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı kutuplaşmasına karşıyız. Bizim için iki ittifak da fark etmiyor. Çünkü ikisi de Kürt halkının ulusal demokratik haklarına yönelik olarak birbirinden farklı bir programa sahip değiller. Her kim ki, hangi iktidar, güç, odak Kürtlerin kolektif haklarına saygılı davranacaksa HAK PAR da onun yanında olur." diye konuştu.

"Kayyumlar, halkın yerel iradesine saygısızlıktır"

Kayyumların halkın özgür iradesinin hiçe sayılması anlamına geldiğini ve karşısında durduklarını belirten Epözdemir, şunları söyledi: "Biz kayyumları tasvip etmiyoruz. HDP ile aramızda ciddi politik farklılıklar var ve bugüne kadar hiç bir zeminde de ortaklaşmadık. Ama buna rağmen HDP'li belediyelere atanan kayyumları, HDP'li siyasilerin tutuklanmalarını tasvip etmedik. HDP'ye yapılanları kınadığımızı da söyledik. Kayyumlara karşı basın açıklaması da yaptık. Kayyumlar, halkın yerel iradesine saygısızlıktır. Dolayısıyla biz bu meseleyi doğru görmüyoruz. Zaten ilgili yasalar da buna cevaz vermemektedir. Kayyumlar kararnameler şeklinde yapılmaktadır. Bir yerde bir belediye başkanı suç işliyor olabilir ya da geçmişe dönük bir suç işlemiş olabilir. Yasa diyor ki, onun yerine belediye meclisinden birisi vekaletini alabilir. Bölgede ise atanmışları seçilmişlerin başına idareci olarak getiriyor. Bu hukuksuz bir uygulamadır."

Murat ÖZBİLEK/ÖZEL

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.