“Hak savunucularına baskı uygulanıyorsa herkes baskı altındadır”

“Hak savunucularına baskı uygulanıyorsa herkes baskı altındadır”
İHD MYK üyesi Raci Bilici, “Bir ülkede insan hakları savunucularına baskı uygulanıyorsa, o ülke de yaşayan herkes ciddi anlamda baskı altındadır” dedi.

Türkiye’nin insan hakları savunucularına karşı tutumu ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin İHD Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Raci Bilici Mezopotamya Ajansı (MA)’na açıklamalarda bulundu.

 Hakkında açılan bir davada 15 yıla kadar hapis cezası istenen Bilici, insan hakları savunucularına dönük baskıların sürdüğünü belirterek, iktidarın insan hakları savunucularını illegalize etmeye çalıştığını kaydetti.

 “Şiddet ve inkar ihlalleri ortaya çıkarıyor”

Yaşanan hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığını, 1990’lı yıllarda yaşanan sıkıntıların olduğu gibi devam ettiğini söyleyen Bilici, bugün de gözaltı, işkence ve kötü muamele, siyasetçi, insan hakları savunucuları, kadınlar, akademisyenler, gençler, gazeteciler ve muhalif kesime yönelik tutuklamalar ve yargılamaların sürdüğüne dikkat çekti.

 Bugünkü siyasi iktidarın sorunlara çözüm yaklaşımının 90’lı yıllardan pek bir farklılık göstermediğini vurgulayan Bilici, “Sorunlara şiddet ve inkarla yaklaşıldığı için aynı ihlaller ortaya çıkıyor ve bu bizi endişelendiriyor. Devletin kuruluşundan bugüne kadar Türkiye’deki bütün sorunların çözümüne yaklaşım tarzı değişmediği, farklı yol ve yöntemler denemediği için ihlaller hep aynı şekilde karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

“İhlalleri engellemek için diyalog şarttır”

İnsan hakları savunucularının çalışma metodunun yaşanan ihlali ortaya çıkararak raporlaştırmak, ihlalin bir daha tekrarlanmaması için önlem alarak muhataplarıyla görüşmek olduğunun altını çizen Bilici, çözüm sürecinde çok aktif olarak iktidar ve organlarıyla görüştüklerini, ancak sürecin sonlandırılmasıyla bu görüşmelerin kısıtlandığını ve engellendiğini ifade etti.

 Özellikle 2016’dan sonra bürokratların ya da hükümetin yaklaşımındaki değişimle görüşmelerin yapılamaz hale geldiğini kaydeden Bilici, şunları söyledi: “Yaşam hakkından tutun işkence yasağı, ifade ve düşünce özgürlüğü ve örgütlenme hakkındaki engellenmeler gibi temel hak ve özgürlüklerde yaşanan sıkıntılar, ihlali yapan siyasi iktidar ve kamu gücüyle görüşülür. Bunun önüne geçmek, engellemek için diyalog şarttır. Siyasal iktidar son dönemlerde insan hakları savunucularını ve örgütlerini bir bütün olarak ‘terörist’ olarak gösteriyor. İllegalize, marjinalleştirmeye, kriminalize etme girişimleriyle toplumda itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu politikayla görüşmelerin önünü kesiyor.”

“ İhlallerde de ciddi anlamda artışlar var”

Bilici, yaşanan hak ihlallerinin insan hakları savunucuları tarafından tespitinin ve raporlaştırılmasının da zorlaştığını ifade etti. Bilici, nedenini ise “Çünkü olay yerine gidip incelemeler yapamıyor, rapor yazamıyor, engelleniyoruz. Bu ihlali yapan kolluk görevlilerinin bağlı olduğu askeri görevlilerle, valilikle, iktidarla görüşemiyoruz. Dolayısıyla yapılan onların yanında kar kalıyor. İhlallerde de ciddi anlamda artışlar gösteriyor” sözleriyle açıkladı.

“ İnsan hakları mücadelesi ve savunucuları kararlılıkla mücadele etti”

Türkiye ve benzeri ülkelerde insan hakları savunucularına yönelik ciddi baskıların varlığına işaret eden Bilici, BM İnsan Hakları Savunucularını Koruma Bildirgesi’ne rağmen baskıların sürdüğünü söyledi. Bilici, şunları belirti: “Bir ülkede insan hakları savunucularına baskı uygulanıyorsa, o ülke de yaşayan herkes ciddi anlamda baskı altındadır. İnsan hakları savunucuları ülkede yaşanan işkence, yaşam hakkı ihlali, düşünceyi ifade etme özgürlüğü, baskılar bir bütün olarak hak ihlallerini yüksek sesle dile getirdiğimiz ve muhataplarımızı direk eleştirdiğimiz için baskı uygulanır. Ve gözaltılar, davalar, tutuklamalar, tehdit ve saldırılarla karşımıza çıkar. 12 Mayıs 1998’de Genel Başkanımız Akın Birdal genel merkezimizde silahlı saldırıya uğradı, birçok yöneticimiz katledildi. Bu bir mesajdır. İnsan hakları mücadelesi ve savunucuları kararlılıkla, inançla ülkenin tamamında toplumsal barışın sağlanması ve insanların eşit, özgür ve onurlu yaşaması için mücadelelerine ara vermeden devam etti.”

“ İnsan hakları savunucuları üzerinde baskılar sürüyor”

Bugünkü tablo karşısında insan hakları savunucularının çözüm önerilerinin net olduğunu vurgulayan Bilici, iktidara şu çağrıyı yaptı: “Uluslararası sözleşmelere saygı duyun ve yaşam bulması için koşulları oluşturun. Türkiye’nin gerçekliğine uygun demokratik sivil bir Anayasa ile tüm farklılıkları tanıyın. Bununla yüzleşirken şiddeti devre dışı bırakarak demokratik yol ve yöntemlerle muhataplarıyla çözüm geliştirilirse bir tek kuruş da gitmez,  bir tek can kaybı da yaşanmaz. Herkes hak ettiği onurlu yaşama ulaşır. Bizim talebimiz de mücadelemiz de budur. O yüzden insan hakları savunucuları üzerinde bu baskılar sürüyor. İktidara çağrımız bundan vazgeçmesidir.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.