“Hayatımı 155’e borçluyum”

“Hayatımı 155’e borçluyum”
Diyarbakır’da İç Güvenlik provası gibi skandal bir olay yaşandı

İlyas AKENGİN

Diyarbakır Terörle Mücadele ekipleri Kobani eylemcisi şüphesiyle Hasan Yeşil’in evine gece yarısı baskın yaptı. Polisleri kan davalıları sanan Yeşil, silahla tavana doğru ateş edince polisler eve kurşun yağdırdı. Çocukları ile evde mahsur kalan Yeşil, 155’ten yardım istedi. Evi basanların polis olduğu anlaşılınca Yeşil teslim oldu ancak polisler bacağına kurşun sıkarak yaraladı.

Polislerin kasıtlı saldırısı sonrası sakat kaldığını söyleyen Hasan Yeşil: “Gelenler polis olduğunu söylemedi, düşmanlarımız olduğunu düşünerek ateş ettim. 155’i aramasaydım oğlum Salih’in ve benim sonum Uğur Kaymaz gibi olacaktı ”dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Paketi ile ilgili görüşmeler devam ederken, Diyarbakır’da skandal bir olay yaşandı. Diyarbakır’da 6-8 Ekim olaylarına karışan şüphelilerin yakalanmasına yönelik polisin yaptığı ev baskınında garip bir olay yaşandı. Terörle Mücadele ekipleri, Kobani eylemlere katıldığı iddiasıyla Ben u Sen Mahallesinde yaşayan 6 çocuk babası Hasan Yeşil evine 9 Ekim gecesi saat 04:00’de baskın yaptı.

İddiaya göre yüzleri kar maskeli polisler demir kapıyı kırıp evin salonuna girdi. Odada 6 yaşındaki oğlu Salih ile uyuyan Hasan Yeşil, eve girenleri kan davalıları sanıp evde bulunan silaha sarıldı. Ruhsatlı av tüfeğiyle tavana doğru 4 el ateş etti. Ateş açılması üzerine evin dışına çıkan polisler otomatik silahlarla adeta eve kurşun yağdırdı.

POLİSLER TESLİM OLDUKTAN SONRA ATEŞ AÇTTI

 Hasan Yeşil ve oğlunun kaldığı odanın duvarlarına 27 kurşun isabet etti. Alo 155 Polis İmdat hattını arayan Yeşil, silahlı kişilerin evine baskın yaptığını bildirip yardım istedi.  Kısa süre sonra eve baskın yapanların polis olduğu anlaşılması üzerine Yeşil,  155 polis imdat telefonun başındaki polis memurunun direktifleri doğrultusunda silahını yere atıp teslim oldu. Eve giren polisler elleri havada sırtı dönük Hasan Yeşil’i ayağından bir el ateş edip yaraladı.

Kanlar içerisinde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırılan Hasan Yeşil’in ayağına platin takıldı. Kalıcı bir sakatlıkla karşı karşıya kaldı.

EVDE KINA BULUNDU

Güvenlik güçleri evde yaptıkları aramalarda örgütsel hiç bir emareye rastlanmadı. Polisler esrar maddesi olduğu şüphesiyle 7 küçük poşet içinde bulunan kınaya el koydu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, eylemlere katıldığı tespit edilmeyen Hasan Yeşil hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

POLİSLER ŞİKAYETÇİ OLDU

Ancak o gece operasyona katılan 4 polis memuru Hasan Yeşil hakkında şikayetçi oldu. Sicil numaraları ile suç duyurusunda bulanan polisler şikayet dosyalarında; “Şüphelinin evine gittiğimizde yüksek sesle polis olduğumuzu söylememize rağmen ikamet kapısı açılmadı. Bunun üzerine kapıyı kırarak içeri girdiğimiz esnada odadan 4-5 el ateş açıldı. Yaptığımız tüm ikazlara rağmen şahıs silahını bırakmaması üzerine bacağından ateş edilerek etkisiz hale getirdik ”şeklinde ifade verdi.

Cumhuriyet Savcısı, Hasan Yeşil’in ‘Görevli memurlara direnerek av tüfeğiyle ateş ederek yaralama teşebbüsünde bulunmak ve görevli memura mukavemet’ suçladığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıldı.

 

SONUMUZ KAYMAZLAR GİBİ OLACAKTI

Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) taşeron işçisi olarak çalışan Hasan Yeşil, başından geçenleri Tigris Haber’e anlatı. Kendisini yaralayan polisler hakkında şikayetçi olduğunu belirten Yeşil, bugün kadar hiçbir yasadışı gösteriye katılmadığını belirterek, evi basan polisleri düşmanları olabileceğini düşünerek ateş ettiğini öne sürerek şunları söyledi: “Ağabeyim 2006 yılında bir cinayete karıştığı için kan davalı olduk. Eşim ve 5 çocuğum bir odada ben ve 6 yaşındaki oğlum Salih ise bir odada uyuyorduk. Kapının kırılma sesi ile yataktan fırladım. Düşmanlarımız olduğunu düşünerek evde bulundurduğum silahla korkutmak amacıyla tavana doğru ateş açtım. Ateş açmamla bulunduğum oda kurşun yağmuruna tutuldu. Bu sırda acil bir şekilde 155’i arayarak yardım istedim. Telefondaki polis memuru kısa süre sonra eve gelenlerin polis olduğunu söylemesi üzerine telefonu açık tutarak silahı bırakıp ellerimi havaya kaldırdım. Sırtım dönük olduğu sırada polisler kasıtlı olarak ayağıma ateş etti. Bacağımda kan gelmesine rağmen tekmeler ile çocuğumun gözü önünde beni darp ettiler. Gelenlerin güvenlik güçlerini olduğunu bilseydim kesinlikle ateş etmeden kapıyı açardım. Hayatımı 155’e borçluyum. Şayet polisten yardım istememiş olsaydım. Operasyona çıkan polisler beni ve oğlumu öldürecekti. Bizim sonumuzda baba Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur Kaymaz gibi olacaktı. Olay sonrası oğlumun psikolojisi bozuldu. Tedavi görüyor ve korkudan halen tek başına tuvalete gidemiyor. Suçsuz yere polisler beni sakat bıraktı. Aylardır çalışamıyorum. Beni yaralayanlar hakkında davacıyım.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.