Mardin Baro Başkanı Elik: ‘İstediğim seçilmezse kayyum atarım’

Mardin'de, 31 Mart yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimine giren Büyükşehir Belediyesi ve Nusaybin Belediyesi'nin ardından dün de Savur, Mazıdağı ve Derik belediyelerine kayyım atandı. Böylelikle, HDP'nin kent genelinde yüzde 60 ila 80 arasındaki oy oranlarıyla kazandığı 5 belediyenin tümüne bir kez daha kayyım atanmış oldu.

Mardin Barosu Başkanı İsmail Elik, belediye eşbaşkanların yerel seçimler sonrası haklarında başlatılan soruşturmalardan kaynaklı görevden uzaklaştırılmaları ve yerlerine kayyım atamalarına ilişkin Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.

"Bir kanun devletinde iktidarın kanunlara riayet etmesi beklenir"

Elik, HDP'li belediyelere kayyım atama kararının işaretinin 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediyeler kanununda yapılan değişiklikle verildiğini söyledi. 2016 yılındaki kayyım atamalarını hatırlatan Elik, şu an ise "uyduruk" olarak nitelendirdiği soruşturmalarla kayyım atamasının yapıldığını belirtti. Bu konseptin devam etmesi halinde HDP’li tüm belediyelere kayyım atanacağına işaret eden Elik, kayyımlarla birlikte seçme ve seçilme hakkının askıya alındığını ve ortadan kaldırıldığını vurguladı. Kayyım atamalarını hukuken kabul edilebilir bir durum olmadığını kaydeden Elik, "Bir kanun devletinde iktidarın kanunlara riayet etmesi beklenir" dedi.

“İstediğim seçilmezse kayyum atarım”

Kayyımlarla birlikte HDP'ye oy veren milyonlarca yurttaşın iradesinin tanınmadığını belirten Elik, "İktidarın sıkça başvurduğu 'halk iradesinin' HDP’li seçmenler için geçerli olmadığını açık bir şekilde görüyoruz. Şuan ki durum, 'Ben halkın iradesini tanımıyorum. Benim istediğim seçilmediği durumda istediğim zaman herhangi bir gerekçeye de ihtiyaç duymadan kayyım' mantığıdır" diye konuştu.  

“Artık insanlar kullandığı oyun bir anlamının olmadığını düşünüyor”

Yaşananların insanların seçimlere olan inancını yitirmesine neden olduğunu kaydeden Elik, şunları söyledi:"Eskiden kırık dökükte olsa seçim güvenliği vardı. 12 Eylül’den sonra yapılan seçimlerde bile darbeciler seçim sonuçlarını tanıyıp, iktidarı seçimi kazananlara verdi. Bugün seçim güvenliği tamamen ortadan kaldırılmıştır. Artık insanlar kullandığı oyun bir anlamının olmadığını düşünüyor. Aslında iktidarın da amaçladığı budur. Yani kendisinden olmayan kesimi teslim alma ve iradenin tanınmayacağını insanlara kanıksatmaktır.",

“Kayyumlara karşı muhalefetin sesi cılız”

Muhalefetin kayyımlar karşısındaki tutumunu da eleştiren Elik, muhalefetin "cılız" ses çıkarmasının iktidarı daha da hevesli hale getirdiğini ve daha "pervasız" davranmasına neden olduğuna işaret etti. Hukuksuzluğun her alanda kendini gösterdiğini ve toplumun savunmasız bırakılmak istendiğine dikkat çeken Elik, hukuki çerçevede buna "dur" denilmesi gerektiğinin altını çizdi. Elik, "Nasıl olsa 'çabamız mücadelemiz bir sonuç vermeyecek' diye bu yapılan hukuksuzlukları kanıksamak en büyük tehlikelerden biridir. Herkes hukuki çerçevede, kendi mecrasında gerekli mücadeleyi göstermek zorunda" diye konuştu.