Öğretmenler Günü'nde çarpıcı tablo: Her yıl 40 bin mezun, 8 bin atama
TİGRİS HABER - “Ülkelerin Öğretmen Yetiştirme, İstihdam ve Kariyer Gelişim Politikaları” başlığıyla yayımlanan çalışma, Türkiye’nin mevcut uygulamalarını dünya genelinde başarılı kabul edilen dokuz ülke ile karşılaştırdı.
Raporun odağı ve incelenen ülkeler
TEDMEM’in kapsamlı araştırması; Türkiye, Güney Kore, Japonya, Kanada, Finlandiya, Estonya, Polonya, Almanya, İngiltere ve Fransa’daki öğretmenlik politikalarını karşılaştırmalı olarak ele aldı. Çalışma; öğretmen yetiştirme, mesleğe başlama süreçleri ve kariyer gelişimi gibi tüm kritik aşamaları bütüncül bir perspektifle değerlendirdi.
Nitelik yerine nicelik: Türkiye küresel eğilimlerin gerisinde
Raporda öne çıkan karşılaştırmalar, dünya genelinde öğretmen yetiştirmenin niteliğe dayalı bir seçimle şekillendiğini gösteriyor:
Finlandiya – Estonya: Kontenjanı sınırlı, yüksek standartlı seçim süreçleri.
İngiltere, Japonya, Almanya: Çok aşamalı sınav ve performans temelli değerlendirmeler.
Güney Kore: Hem eğitime kabulde hem de mesleğe geçişte çok katmanlı değerlendirme sistemi.
Türkiye: Öğretmen ihtiyacından bağımsız şekilde yıllardır geniş bir aday havuzu oluşturulması.
TEDMEM, Türkiye’nin uzun süredir “çok sayıda aday yetiştirme” yaklaşımından çıkamadığını vurguluyor.
Arz-talep uçurumu büyüyor
Rapordaki verilere göre Türkiye’de:
184.584 öğrenci eğitim fakültelerinde okuyor.
Her yıl yaklaşık 40 bin yeni mezun veriliyor.
Yakın dönemde yıllık öğretmen atamalarının 6–8 bin düzeyinde kalması bekleniyor.
Plansız şekilde verilen pedagojik formasyonlar aday havuzunu daha da büyütüyor.
Bu tablo, öğretmen arzının kontrolsüz biçimde arttığını ve sürdürülemez hale geldiğini ortaya koyuyor.
Diplomalı öğretmeni yeniden yetiştiren tek ülke: Türkiye
Uluslararası karşılaştırmalara göre, öğretmenlik diplomasına sahip olup ikinci kez öğretmen yetiştirme sürecine alınan adaylar yalnızca Türkiye’de bulunuyor.
Eğitim fakültesi mezunları, istihdam öncesi Millî Eğitim Akademisi bünyesinde yeniden eğitim alıyor.
Bu süreç, Almanya’daki yalnızca uygulamaya odaklanan hazırlık hizmetinden farklı olarak teorik dersleri de içeriyor.
TEDMEM bu durumun, eğitim fakültelerinin işlevselliğini tartışmalı hale getirdiğini ve adayların mesleğe geçişini gereksiz şekilde uzattığını belirtiyor.
Başarı sıralamasında çifte standart
Eğitim fakülteleri için konulan 300 bin başarı sırası şartının, pedagojik formasyon yoluyla gelenlerde aranmadığına dikkat çekildi. Bu durumun nitelik farkı ve eşitsizlik yarattığı vurgulanarak, söz konusu şartın öğretmenliğe kaynaklık eden tüm programlar için geçerli olması gerektiği ifade edildi.
Tek tip program modeline eleştiri
Birçok ülkede öğretmenlik programları kademeye göre farklılaşıyor:
Liselerde görev yapacak öğretmenler için daha uzun ve kapsamlı programlar,
Okul öncesi ve sınıf öğretmenliğinde ise pedagojik ağırlıklı, daha kısa modeller tercih ediliyor.
Türkiye’de ise tüm branşlar için tek tip dört yıllık model uygulanıyor. Raporda, programların süre ve içerik açısından yenilenmesi gerektiği belirtiliyor.
Kariyer basamaklarında yetkinlik eksikliği
Türkiye’deki uzman ve başöğretmenlik sistemi daha çok kıdeme dayanırken, dünya örneklerinde yetkinlik merkezli modeller öne çıkıyor:
Estonya & Polonya: Bilgi ve beceri temelli akademik kariyer basamakları.
Kanada (Ontario), İngiltere, Japonya: Okul liderliğine uzanan yönetsel kariyer yolları.
Almanya, Fransa, Güney Kore: Hem akademik hem yönetsel ilerleme seçenekleri.
Bu ülkelerde öğretmenin sorumluluğu ve maaşı kariyerle birlikte yükseliyor.
Atanamayan öğretmenler için reskilling çağrısı
Arz fazlasının ekonomik ve sosyal etkilerine dikkat çeken TEDMEM, öğretmen adayları için ulusal ölçekte yeniden beceri kazandırma (reskilling) ve yetkinlik geliştirme (upskilling) programlarının başlatılmasını öneriyor. Böylece atanma ihtimali düşük olan adaylara farklı sektörlerde istihdamın önü açılabilir.
TEDMEM’in politika önerileri
Raporda öğretmenlik mesleğini güçlendirmek için şu öneriler öne çıkıyor:
Sistemsel yeniden yapılandırma: Seçimden istihdama tüm süreçler baştan tasarlanmalı.
Kademeye göre farklılaşan modeller: Branş ve eğitim düzeyine göre öğretmen yetiştirme modelleri geliştirilmeli.
Akademi sürecinin net tanımı: Millî Eğitim Akademisi uygulama ağırlıklı, bilimsel bir yapıya kavuşturulmalı.
Yetkinlik temelli kariyer sistemi: Sınav ve kıdeme değil, uzmanlaşmaya dayalı basamaklar oluşturulmalı.
Stratejik reform: Öğretmenlik, eğitim sisteminin merkezinde stratejik bir rol olarak konumlandırılmalı.
Alternatif istihdam yolları: Atanma ihtimali düşük adaylar için farklı sektörlere yönelik beceri programları yaygınlaştırılmalı.
Kaynak:Halk TV – Haber Merkezi




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.