Sezgin Tanrıkulu’ndan 10 Aralık mesajı: “İnsan hakları ağır şekilde ihlal ediliyor”

TİGRİS HABER Tanrıkulu, hem yaşam hakkına yönelik ihlallerin hem de ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik baskıların kaygı verici boyutlara ulaştığını vurguladı.

Birleşmiş Milletler’in 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni yayımlamasıyla ilan edilen Dünya İnsan Hakları Günü’nün, bugün Türkiye’deki tablo açısından “acı bir hatırlatma” niteliği taşıdığını dile getiren Tanrıkulu, rakamlarla mevcut durumu ortaya koydu.

“Geçen yıl 2 bin 516 yaşam hakkı ihlali yaşandı”

Tanrıkulu, insan hakları kurumlarının verilerine göre Türkiye’de yaşam hakkı ihlallerinin son bir yılda dramatik biçimde arttığını belirtti.

• “Geçen yıl 2 bin 516 yaşam hakkı ihlali tespit edildi. Bunların 1.956’sı iş cinayetlerinden oluşuyor. Ayrıca 331 kadın cinayeti ve çocuklara yönelik istismar sonucu meydana gelen ölüm kayıtlara geçti. 60 çocuk hayatını kaybetti. Bunlara ek olarak 58 mülteci de yaşamını yitirdi.” dedi.

“2 bin 807 işkence vakası... Tablo ağır”

Tanrıkulu, işkence vakalarındaki artışın da alarm verdiğini söyledi:

• “İşkence, insan onuruna yapılabilecek en ağır müdahaledir. Geçen yıl 2.807 işkence vakası belgelendi. Bu vakaların 807’si cezaevlerinde yaşandı. Yaşam hakkı ve işkence konusunda gerçekten vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.” diye konuştu.

“İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü dibe çökmüş durumda”

Türkiye’nin temel özgürlükler alanında uluslararası endekslerde dip sıralarda yer aldığını belirten Tanrıkulu, gazetecilere yönelik baskılara dikkat çekti:

• “Geçen yıl 231 gazeteci hakkında dava veya soruşturma açıldı, 108 gazeteci gözaltına alındı. Onlarca basın emekçisi cezaevinde tutuluyor. Yalnızca düşüncelerini açıkladıkları için özgürlüklerinden mahrum bırakılan gazeteciler var.” dedi.

“Siyasetçiler, belediye başkanları, gençler… Yüzlerce kişi cezaevinde”

Tanrıkulu, ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamındaki yargılamaların siyaset alanını da derinden etkilediğini kaydetti.

• “Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, aktivistler… Yüzlercesi şu anda cezaevinde. Başta Ekrem İmamoğlu ve Zeydan Karalar olmak üzere birçok siyasetçi özgürlüklerinden yoksun bırakıldı.” ifadelerini kullandı.

Toplantı ve gösteri hakkına binlerce müdahale

Tanrıkulu, yalnızca bir yıl içinde 222 basın açıklamasına müdahale edildiğini, bu müdahalelerde 4.393 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Gözaltına alınanlar arasında 69 çocuğun bulunduğunu, toplantı ve gösterilere katılan 436 genç aktivistin tutuklandığını aktardı.

“Sorumluluk iktidarda ve yargıda”

Tanrıkulu, Türkiye’de insan hakları ihlallerinin sistematik bir hal aldığını belirterek sorumluluğu şöyle vurguladı:

• “İnsan haklarının güvence altına alınması gereken ülkede, hak ihlallerinin birinci sorumlusu siyasi iktidardır. İkinci sorumlusu ise hukuku koruması gereken yargı kurumlarıdır.” dedi.

“Eşit ve onurlu bir yaşam için mücadele sürecek”

Dünya İnsan Hakları Günü’nün yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda mücadele çağrısı olduğunu ifade eden Tanrıkulu, insan haklarının tam anlamıyla güvence altına alınacağı bir düzen kurulana kadar çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.