VİDEO - Bingöl’den dünyaya açılan kadraj

VİDEO - Bingöl’den dünyaya açılan kadraj
Objektifinde doğa ve insanı bütünleştiren sanatçı Mem Artemêt, fotoğraf makinesiyle Bingöl’den başladığı yolculuğunda şehirleri, kasabaları, dağları ovaları aşarak sınırlar ötesine maceralı bir yolculuğa çıktı.

Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Bingöl’den başlayarak İran, Türkmenistan, Ermenistan, Gürcistan’a kadar birçok kenti kapsayan yolculuğunda insan ve doğa ilişkisini karelere yansıttığı fotoğraflarını Merkezkaç Sanat Atölyesinde 'Herka Heyatê' adıyla sergileyen sanatçı Mem Artemêt bu heyecanlı ve maceralı yolcuğunu Tigris Haber'e anlattı.

Objektifinde doğa ve insanı bütünleştiren sanatçı Mem Artemêt, fotoğraf makinesiyle Bingöl’den başladığı yolculuğunda şehirleri, kasabaları, dağları ovaları aşarak sınırlar ötesine maceralı bir yolculuğa çıktı.

foto-tigris1.jpg

Gittiği ülkelerde insan ve doğa ilişkilerini karelerine yansıtmanın sevinciyle sürekli sın ırları aştı. Yolculuğu boyunca hayalindeki kareleri yakalayabilmek için deklanşöre basmak için sabırla bekliyor. Anı yakaladığında kat ettiği onca mesafeye ve yolcuğun yorgunluğu bir anda yerini sevince bırakıyor.

‘İşte bu’ dediği anı fotoğraf makinesinin ekranında gördüğü zaman, bütün yol yorgunluğu ve çektiği sıkıntılar bir anda dağılmaya başldığını söylüyor sanatçı. Zor ve zahmetli olana doğa fotoğrafçılığına soyunmak kolay değil. Bir de bunu insanla bütünleştirerek yakalamak daha da zor.

Sanatçı Mem Artemêt de yola çıktığı Bingöl’den sınırları aşarak hayalinin peşinde İran, Ermenistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Afganistan sınırına kadar kilometrelerce yol kat etti. Dağları ovaları geride bıraktı. Afganistan sınırına kadar giden sanatçı, buradaki savaşın acımasızlığında dolayı fotoğraf çekemeden geri dönüyor.

foto-tigris2.jpg

Sanatçı Artemêt şimdi kendine yeni rota olarak Afrika’yı seçiyor. Afrika’yı görmek, oranın toprağına dokunmak, insanlarıyla buluşmak ve kültürlerini tanımak önündeki en büyük hedefi olarak duruyor. Bingöl’den Afganistan’a otostopla yolculuk

Sanatçı Artemêt fotoğraf tutkusunun nasıl başladığını şöyle anlatıyor;

“Fotoğrafla ilk 2009-2010 yıllarına dayanıyor. Kodak bir makinem vardı. Daha sonra 2010’lı yıllarda Nikon 90 makinesini kullandım. Kendi makinemi 2014’de aldım. Sonraki 10 senelik süreçte bu fotoğrafları çektim. Fotoğraflar on yıllık bir sürenin emeğidir. Harita üzerinde 2017 yılında Bingöl’den Afganistan’a otostopla olan yolculuğumu bir şekilde belgeleyip insanları da bunun bir parçası yapmayı amaçladım. Ortadoğu da Ermenistan, Azerbaycan, Türkmenistan’ın dağları ve İran Güney Kürdistan’ını gezdim. Afganistan’dan geri döndüm.

foto-tigris3.jpg

Bundan sonra başka konseptler üzerinde çalışmak istiyorum. Emek adlı bir çalışmam var, tamamlanırsa onu da sergilemeyi düşünüyorum. Bunun dışında fotoğraf dergisi hazırlıyoruz. 2022 de yayınlanacak.”

Gittiğiniz ülkelerde dil sorununu nasıl çözdünüz?   

“Ben Farsça biliyorum. İran’da böyle bir problem yaşamadım. Zaten oraya gidiş amacım hem fotoğraf çekmek hem de Farsçamı geliştirmekti. Bu amacıma ulaştım. Kürtçe ve Türkçe İran’da konuşulan bir dildir.         Ama Ermenistan’da, Gürcistan’da biraz zorluk yaşadım. Azerbaycan da köylerden geçerken Türkçe konuştuğum için sıkıntı yaşamadım.”

Farklı gelenek ve göreneklere sahip birçok ülkede insanla karşılaşıyorsunuz. Nerede, neyi, nasıl çekeceğinizi planladınız mı? İlk karşılaştığınız insanlarla ilişkileriniz nasıl oldu?

“Tamamen spontane bir şekilde oldu. Bingöl’den çıkıp İran ve Afganistan’a kadar gittim. Ve etrafındaki ülkeleri gezdim. İnsanlar beni evlerine konuk ettiler. Onların aracılığıyla tüm İran’ı gezdim diyebilirim. Sahip çıkan aileler oldu. Evlerinde misafir eden, yemek veren, hatta adres sorduğumda para verenler bile oldu. O yüzden herhangi bir şeye gereksinim duymadım. İnsanların hayatlarına dokunmayı galiba becerebiliyorum. Onlarla temas ve diyalog kurduktan sonra onların hikâyelerine dokunmaya çalışıyorum. Fotoğrafınızı çekmem bir sorun oluşturur mu?  Çekebilir miyim? diye yaklaşıyorum. Bu şekilde onların hayatlarını bir kareye sığdırmaya çalışıyorum.”

foto-tigris4.jpg

Yurt dışına ilk çıktığınızda neler hissettiniz?

“Aslında çok farklı kültürler değil. Kürtler, Azeriler, Türkler var. Hepimizde aynı coğrafyanın insanlarıyız. Milli kodlar birbirlerinden farklı değil. Çok zorluk yaşadığımı düşünmüyorum. Ama ilerleyen süreçlerde zor şeyler yaşayabilirim. Mesela ben Afrika’ya gitmek istiyorum. Afrika toprağına dokunmak, kültürlerini tanımak istiyorum. Gidebilir miyim? Gidersem oralarda bazı sıkıntılar yaşayabileceğimi de düşünüyorum.”

 

 

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.