VİDEO - Dünyanın en genç küratöründen Diyarbakır’da sanat buluşması

Mümin Ağcakaya - Özel Haber

TİGRİS HABER - Antalya Toplum Koleji Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Miray Havin Fidanboy, dünyanın en genç küratörü olarak "Mezopotamya İzleri" adlı karma resim sergisini organize etti.

Diyarbakır SurpGregos Kilisesi’nde erbane ekibinin gösterisinden sonra lise öğrencisi Miray Havin Fidanboy’un küratörlüğünü yaptığı; ‘Mezopotamya’nın İzleri’ karma resim sergisinin açılışı yapıldı.

Henüz lise 11. Sınıf öğrencisi olmasına rağmen; yurt dışı da dâhil birçok sanatçının katılım gösterdiği bir sergiyi organize etmesi sergiyi izleyenler tarafından takdirle karşılandı.

Diyarbakırlı olan ve şimdi yaşayıp okuduğu Antalya Toplum Koleji Anadolu Lisesi eğitmeni ve resim sanatçısı Gülay Eroğlu ve 16 yaşındaki genç küratör Miray Havin Fidanboy; SurpGregosKlisesinde sergilenen; ‘Mezopotamya İzleri’ resim sergisi ve gelecekte gerçekleştirecekleri projeleri hakkında Tigris Habere konuştular.

Diyarbakırlı olan ve şimdi yaşadığı Antalya Toplum Koleji Anadolu Lisesi 11. Sınıfında okuyan Miray Havin Fidanboy; küratörlük sürecinin nasıl başladığını önündeki hedefleri anlattı.

“16 yaşındayım Antalya Toplum Koleji Anadolu Lisesi11. Sınıf öğrencisiyim. 1. Uluslararası Mezopotamya İzleri’ resim çalışmasının küratörüyüm. Sergide 7 sanatçımızın 17 çalışması var. Çalışmaları yaparken hocalarımız Mezopotamya’nın izlerinden esinlendiler.

Diyarbakırlıyım ve Diyarbakır’ın tanınmasına katkı sunmak için; Diyarbakır’ın tarihini ve kültürünü esas alan bir çalışmayı esas aldık.Çalışmalarda kadınları, Diyarbakır’ın kültürel yapılarını ele aldılar. Sergiye katılan sanatçılarımız daha önceki çalışmalarıyla da katılım sundular.

‘Mezopotamyanın İzleri’ çalışmasından sonra,çalıştayımızın ikincisini ve üçüncüsünün; Ankara ve Antalya da olacak şekilde planlıyoruz.

‘Köklerim Diyarbakır’a dayanıyor’

Antalya’da yaşıyorum. Ama köklerim Diyarbakır’a dayanıyor. Diyarbakır’ı ilk seçmemizin sebebi de buydu. Diyarbakır’ın kültürünü hem Türkiye’ye hem de Dünyaya yayılmasını amaçladık.

Amacım; İngiltere’de Güzel Sanatları okumak. Bu çalışmamızda Portekiz’den ve Almanya’dan sanatçımız da var. Projeyi ileri aşamada İngiltere’ye taşımayı düşünüyoruz.

‘Dünyanın en genç küratörü’

Resim sanatçısı ve sanat eğitmeni Gülay Eroğlu ise; Diyarbakır’a dünyanın en genç küratörü Miray Havin Fidanboy vasıtasıyla geldik. Miray benim dört senedir öğrencimdir. Bir konuşma anında, onun doğmuş büyümüş olduğu topraklarda, Mezopotamya’da bir çalıştay bir proje hazırladık. Bu projeyi destekleyen akademisyen, sanatçı arkadaşlarımızla beraber buraya geldik. Birkaç gündür resim çalışması yapıyoruz. 7 sanatçıyız 17 resimle katıldık.

‘Sanata maruz bırakmak’

Bunun asıl amacı örnek olmaktı. Sanata maruz bırakmak ve farklı kültürdeki sanatı, yeni yetişen sanatçı adaylarını, sanatın içine dâhil ederek, anlatabilmekti. Bunun için Miray bize yol gösterdi. Koordine etti. Böyle bir sanat olayını gerçekleştirmemizi sağladı.

Sanat ya da sanata maruz kalmak birçok farkındalıkları arttırır. Genç nesiller ve bizler için; estetik duyguların ya da bakış açılarının değiştirmesi için gereklidir. Biz de bu amaçla yola çıktık. Bundan sonra da; Midyat, Nevşehir, Van ve Tunceli de yapmayı düşünüyoruz. Ama öncesinde Ürdün var.

‘Bayrağı teslim edeceğimiz sağlam duruşlara ihtiyacımız var’

Biz üreten insanlarız çocuklarımız da bizim farklı resimlerimiz ya da sanatımız onların gelişim sürecini sağlıklı olabilmesi için bu tarzdaki çalışmaları yapmamız gerekiyor. Çünkü bizimde bayrağı teslim edeceğimiz sağlam duruşlara ihtiyacımız var. Bunlar da bizim gençlerimiz ve öğrencilerimiz. Çalışmaları onlarla birlikte yaptığımızda çocuklarında kültürel durumları anlaması, farklılıkların nasıl faydalı hale geldiğini ya da nasıl birlikte var olunabileceğini anlamasını sağlamış oluyor.

‘Sanat özüne dönmeyi sağlar’

Sanatla uğraşan insanın kötü şeyle uğraşma şansı yoktur. Neye maruz kalırsak o durumda kalırız. Gençlerin böyle işlerle uğraşması onların farkındalıklarını arttıracaktır. Daha empatik bakmalarını sağlayacaktır. Kendi kültürlerini anlamalarını sağlayacaktır. Özendikleri şeyin aslında gerçekte ne olduğunu fark etmelerini sağlayacaktır. Yani kendilerini bulmalarını sağlayacak. Özüne dönmelerini sağlayacak.”