VİDEO - ÜRETTİLER KAZANDILAR

VİDEO - ÜRETTİLER KAZANDILAR
 Özel Haber
Bir grup kadının kurduğu kooperatifle; aralarında dayanışarak, zorlukları yendiler. Ürettiler, ekonomik özgürlüklerini kazanıp, özgüvenlerini geliştirdiler.

Özel Haber/ Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - Kadınların bir araya gelerek oluşturdukları ‘Şimel Kadın Kooperatifi’nde kadınlar; dayanışma içinde birbirlerine güç ve destek verdi. Ürettiler, ekonomik özgürlüklerini kazandılar. Kendilerine özgüvenleri gelişti. Geleceğe güvenle bakmaya başladılar. ‘Şimel Kadın Kooperatifi’nin kadınları; ekonomik özgürlüklerini kazanmalarıyla birlikte kendilerinde bu değişimin nasıl yaşandığını, kendilerine ve hayata dair düşüncelerinin nasıl değiştiğini ve nasıl başardıklarının öyküsünü gazetemiz Tigris Habere anlattılar.

Yaptıkları yöresel yemeklerde kullandıkları malzemeleri de kendileri üreten Şimel Kadın Kooperatif’in kurulmasına öncülük eden Şimel Beğik bu fikrin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor;

simel-begik.jpg

Kadınlardaki dönüşüm

Şimel Beğik; “ Yaklaşık 5.5 yıldır Dicle Üniversitesinin içinde yöresel yemek yapıyorum. Orada çalışanların hepsi kadın olduğu için o kadınlardaki değişimi ve dönüşümü görerek, böyle bir karara vardım.

Çalışanlarla beraber kadın kooperatifimizi kuralım diye bir karar aldık. Bu kadar üretken kadınların bir araya gelmesi toplumda da iyi bir örnek olur diye düşündük. Böylece başladık.

Evin içinde zaten sürekli bir üretim halinde, ama emeği sürekli yok sayılıyor. Kooperatifle hem o emek biraz görünsün hem de kadınların özgüveni artsın istedik.

Bünyenizde iş hayatına atılan kadınlarda ne tür değişimler oldu?

Bir kısmı hayatında ilk defa dışarıda çalışan kadınlardı. Çok çekingen, kendini ifade edemeyen, sürekli ürkek duran bir kadın vardı. Sonra çalışma hayatıyla beraber ekonomik bağımsızlığını kazanınca; kadınlığın ne kadar önemli bir şey olduğunun farkına vardı. Özellikle evli çiftlerin aile ilişkilerinde çok iyi bir düzelme oldu.

Size ilk gelenlerin hayata bakış açısı nasıldı? Bu değişimi anlatabilir misiniz?

Bir kısmı İlk defa iş hayatına giren kadınlardı. Yıllarca evin içinde aynı döngü içinde yaşamışlardı. Bununla birlikte bir eziklik vardı. Gelenlerin ekonomik bağımsızlığını kazanmasıyla beraber onlarda bir öz güven oluştu. Çünkü kadın kendine güvendiği zaman yetenekleri, becerileri ortaya çıkabiliyor, daha rahat kararlar alabiliyorlar.

img-20240302-140024-001.jpg

Daha önce ailede yok sayılan, ailede ayak işlerine koşturulan kadınlar üretince ve kazanınca aile içinde daha çok değer görmeye başlıyorlar.

Kendisini değerli görmeye başlayan kadındaki değişimin etkisi çevreye de yansıyor. Çevresinin de kendisine bakış açısı değişiyor. Başlangıçta aile içinde ve çevrede kadının çalışmasına sıcak bakmayanlar da normal görmeye başlıyor. Artık ekonomiye katıldığı için topluma da katılıyorlar. Erkekler onları hesap kitap yapılabilecek, beraber iş yapılabilecek birey olarak görmeye başlıyorlar. Bu sıkıntıyı kendim de çok yaşadım.

İlk orayı çatığım zaman sürekli iş arıyordum ama bulamıyordum. En son üniversitede kafeteryada çalışmaya başladım. Üç ay kadar çalıştım. Şu anki yeri tutmak istedim. Bunu ailem duyunca tepki gösterdi. Kadınsın her hangi bir birikimin yok. Nasıl yapacaksın, borçlanacaksın. Sadece ailem değil etrafımdaki arkadaşlarda aynı şeyleri söylüyordu.

img-20240302-135904-001.jpg

‘Bir gün iflas edersen ne olacak.’ , ’Borçları kim ödeyecek.’ Diyorlardı. Ben şu mantıkla hareket ettim. İflas edecekse bir kadın da etsin. Hep erkeler mi edecek. Şeklinde hareket ettim. Gerçekten o işi kurana kadar birçok engelle karşılaştım.

Artık bir saygınlık oluyor. Kadınlar şunun da farkına vardı; evde bir hizmet vardı ve bu hizmetin bir karşılığı yoktu. Maddiyi geçtik bir teşekkürü bile yoktu. Dışarıda bunu görünce dışarıdaki emeğin karşılığı evin içine de yansıyor. Hem kadın farkına varıyor hem de dışarıda o emek görülünce kadına duyulan saygınlık artıyor.

Birbirinize nasıl güç veriyorsunuz?

Ticarette yapıyoruz ama amacımız sadece ticaret değil. Bir dayanışmanın da olması gerekiyor. Biz şu an kendi aramızda kadınlardan oluşan bir aile oluşturduk.

Maddi ve manevi olarak birbirimize destek sunuyoruz. Burada birbirimizi tamamlıyoruz. Hepimizin eksikliği oluyor, beraber olunca sorunların üstesinden gelmek çok daha kolay oluyor. Birlik olmayınca kendi sorunlarınla boğuşmaktan başka bir şey yapamıyorsun. Bir çözüm üretemiyorsun.

Ama çoklu olunca bazen bir söz bile insanın hayatında bir dönüm olabiliyor. Biz bunu başardık diye düşünüyorum.

Kadınlar ticaretten çok korkuyorlar. Sürekli kaybedersek ne olacak. Gibi düşünceleri var. Bunu birçok kişide gördüm. Kaybetme korkusu oluyor. Ne olacak kaybetsin, erkek kaybedince bir şey olmuyorsa kadın da kaybedince hiçbir şey olmaz.

img-20240302-142025.jpg

Dünyada en zor işlerden biri çocuk büyütmektir. Bir yaşama öncülük etmek kadar zor bir şey yoktur. Bunu en iyi yapan da kadınlardır. Bunu yapan insanın toplumda yapamayacağı iş yoktur. Bunun için korkmadan her işe el atabilirler.

‘Kabuğumuzu Kırmamız Gerekiyor’

Kadınlar çocuklarını eşit bir şekilde yetiştirsin. Güven sevgi çok önemli. Özellikle kız ve erkek çocuklar arasında ayrım yapılmaması gerekir. Kadınlar bazen farkında olmadan da erkeklere daha fazla önem veriyorlar.

img-20240302-150851.jpg

Aileler çocukları yetiştirilirken kızların iradeleri önce aile içinde kırılıyor. Orada sınırlandırılıyor. O sınırlılık içinde büyüyen kız çocukları toplum içinde de kendisini bulamıyor. Kendisini bulamayan kadın da kendisi olamıyor.

Kadın çeşitli adlar altında ezdiriliyor. Sonra araştırınca bize ne kadar yanlış bilginin yüklendiğinin farkına vardım. Bu yüzden kadın yıllarca eve hapsedildi. Kadınlarda bunu kabullenmiş, benimsemiş. Kabuğumuzu kırıp, kabuğumuzdan çıkmamız gerekiyor.”

‘Daha önce küçük bir pencereden bakıyordum’

neda-pusak.jpg

Kooperatifin üyelerinden Neda Pusak; Buraya ilk başladığımdan beri uyum içinde çalıştık. Birçok fikrimizin birbirine uyması benim de hoşuma gitmeye başladı. Onlara karşı daha fazla açılmaya başladım. Özgüvenim onlar sayesinde biraz daha fazla oturmaya başladı.

Daha önceden küçük bir pencereden bakıyordum. Küçük bir dünyam vardı. Yavaş yavaş kapıları korkmadan, özgürce aralamaya başladım. Daha önce içine kapanık olduğum için bu özgürlüğün farkına varmamıştım. Ekonomik özgürlük, çalışmak bana birçok şey kattı. Özgüvenimi kazandırdı.

İnsan ürettikçe, kazanınca, çaba sarf ettikçe; kafesini kırmış bir kuş gibi oluyorsun. Özgürlüğüne kavuşuyorsun. O his geliyor bana.

‘Kadının bir erkek tarafından korunmaya ihtiyacı yoktur’

evindar-ay.jpg

Dicle Üniversiteci Edebiyat Öğretmenliği Bölümünden mezun olan ve atanamayanlar kategorisinde yer alan Evindar Ay;

“Atanamayan öğretmenler kategorisinde yer alıyorum. 2021 mezunuyum. Mezun olduktan sonra atama olmayınca çok kötü günler geçirdim diyebilirim. Çünkü hayatıma dönük bir şeyler yapmak istiyordum, yapamıyordum. Önümü göremiyordum.

img-20240302-151021.jpg

Şimen ablanın yanında çalışıyordum. Orada bir kooperatif fikri çıktı. 8 aydır birlikteyiz. Bu işe 8 kadınla başladık. Çoğu arkadaşımızda bu işi yeni öğreniyordu. Gücümüzün yetmediği yerde diğer arkadaşımızdan güç alıyorduk.

Kooperatifle birlikte ekonomik gücümü kazandım diyebilirim. Biraz da özgüvenim yerine geldi. Yarınlar için daha iyi adımlar atmaya başladım.

Bir kadının erkek tarafından korunmaya ihtiyacı yoktur. Kadının tek ihtiyacı hak ettiği konumu hak ettiği değeri kazanmasıdır.

‘Beraber üretim güç katıyor’

xazal-ay.jpg

Kooperatifin kadın çalışanlarından Xazal Ay; “Şimel Kadın Kooperatifinin kuruluşundan beri burada arkadaşlarımla birlikte çalışıyorum. Daha önceki işim tekstil sektöründe modelist yardımcılığı yapıyordum. Sonra arkadaşlarla birlikte böyle bir karar alıp yemek sektörüne geçtik.

Kendiniz kazanıyorsunuz, kendi ayaklarınızın üstünde duruyorsunuz. Bu sizin hayatınıza başka bir farklılık katıyor?

Kadın olduğumuz için aynı zamanda rahatlık diyebilirim. Çünkü birbirimize kendimizi daha iyi ifade ediyoruz. Daha çok birbirimizi anlayabildiğimizi düşünüyorum. Beraber üretim yapmakta güç katıyor.

Çalışma ekonomik özgürlüğümüzü de kazandırıyor. Başka bir ele ya da cebe muhtaç olmadan, tamamıyla kendi kazanımımızla ayakta kalıyoruz. Bu bizim hem özgüvenimizi arttırıyor hem de hayata karşı bakış açımızı genişletiyor. Daha fazla düşünmeye sevk ediyor. Üretmenin verdiği büyük faydaları var.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.