VİDEO - Yazar Seyfettin Araç’dan son kitabı üzerine söyleşi ve imza etkinliği
Mümin AĞCAKAYA
TİGRİS HABER - Seyfettin Araç’tan Diyarbakır’da Söyleşi ve İmza Günü: “Zamanı Tanrı Yaşar” Okurlarla Buluştu
Yazar, akademisyen ve PEN Yazarlar Birliği Denetleme Kurulu Üyesi Seyfettin Araç, Diyarbakır’daki Ahmed Arif Müzesi’nde düzenlenen etkinlikte okurlarıyla bir araya geldi. Reyhan Alkar Karlıdağ’ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşi ve imza etkinliği, yazarın son romanı “Zamanı Tanrı Yaşar” üzerineydi.
“Denenmemiş türleri deniyorum”
Yazarlık serüvenini anlatan Araç, Türkiye’de daha önce denenmemiş edebi türleri denemeye çalışan bir yazar olduğunu söyledi. İlk şiir kitabı Kent Şiirleri’nin 250 sayfa ile son yılların en kapsamlı şiir kitaplarından biri olduğunu belirtti. Ardından gelen Sevgili Yalnızlık ve Unutulmuş Topraklar romanları ile edebiyat çevrelerinde dikkat çeken Araç, “Ben edebiyata âşık olduğum için yazıyorum” dedi.
“Zamanı Tanrı Yaşar” 6 karakterin gözünden anlatılıyor
Yaklaşık 700 sayfalık romanı hakkında bilgi veren Araç, klasik anlatı yapısının dışına çıkarak romanı altı farklı anlatıcı karakterin gözünden kurguladığını belirtti. Bu çok sesli yapı, hem yurtdışında hem Türkiye'de ilgi uyandırdı. Roman İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolcaya çevrilmek üzere hazırlık aşamasında.

“Her karakterin gözünden farklı bir hikâye anlatılıyor. Okur aynı olayları farklı perspektiflerden izleyerek derinleşiyor.” — Seyfettin Araç
“Popüler kültür edebiyatın önüne geçti”
Etkinlikte edebiyatın günümüzdeki yeri üzerine değerlendirmelerde bulunan Araç, insanların artık uzun soluklu edebi eserler okumaya zaman ayırmadığını vurguladı:
“Bugün 200-250 sayfalık kitaplar bile zor okunurken 700 sayfalık bir roman yazmak büyük bir risk. Ama ben edebiyatı ticari kaygılardan uzak, kendi ruhsal ihtiyacım olarak görüyorum.”
“Kitabın fiyatı değil, içeriği önemlidir”
Kitabın fiyatına dair gelen eleştirileri de değerlendiren Araç, edebiyatın tüketim nesnesi olmadığını vurguladı:
“Bir kahveye 250 lira veriyoruz, bir tişörte 2000 lira. Ama insanın hayatını etkileyebilecek bir kitabın fiyatını konuşmak, edebiyatın doğasına aykırıdır.”
“Kürtçe üzerine çalışmalarım da var”
Sadece Türkçe değil, Kürt edebiyatı üzerine de çalışmalar yürüttüğünü belirten Araç, Mehmed Uzun’dan sonra Kürt antolojisi hazırlayan ikinci yazar olduğunu söyledi. 40 Kürt yazarın yer aldığı bu antoloji, Balkanlar PEN tarafından yayınlandı ve 2 milyona yakın okura ulaştı.

“Ödülleri eserler değil, yayınevleri alıyor”
Türkiye’deki edebiyat ödüllerine de eleştiri getiren yazar, hiçbir kitabını ödül başvurusuyla göndermediğini ifade etti:
“Son 30 yılın ödülleri sadece 4 yayınevi arasında dönüyor. Liyakat yok. Gerçekten iyi kitaplar değer görmüyor. Bu yüzden kitaplarımı ödüllere göndermiyorum.”
“Modern çağın edebiyatçısıyım”
Her romanında yeni anlatım teknikleri denediğini, mekânsız romanlar ve derin karakter analizlerine odaklandığını söyleyen Araç, yazın tarzı hakkında şunları ekledi:
“Kendi tarzını yaratmaya çalışan bir yazarım. Daha önce yapılmamışı yapmak istiyorum. Her romanım farklı. O yüzden bazen okur ilk başta yadırgıyor ama içine girdikçe keyif almaya başlıyor.”
“Etkilendiğim yazarlar: Tolstoy, Dostoyevski, Orhan Pamuk, Oğuz Atay...”
Okuma alışkanlığı ve ilham kaynaklarına da değinen Araç, Rus edebiyatına hayran olduğunu, Türk edebiyatında ise Orhan Pamuk’tan sonra roman anlayışının değiştiğini söyledi. Oğuz Atay, Tezer Özlü ve Mehmed Uzun gibi yazarlardan etkilendiğini de belirtti.
“Diyarbakır benim çocukluğumun şehri”
Etkinlik sonunda duygularını paylaşan Araç, annesinin Diyarbakırlı olduğunu, çocukluğunun bu şehirde geçtiğini ve Diyarbakır’a her zaman özel bir bağ hissettiğini ifade etti:
“Ziya Gökalp Lisesi mezunuyum. Diyarbakır sadece ciğeriyle değil, insanıyla, kültürüyle benim için çok kıymetli bir yer.”




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.