Ötekileştirileştirmeden acı çeken bir bölge kültürü: Mıhallemiler

Ötekileştirileştirmeden acı çeken bir bölge kültürü: Mıhallemiler
Ötekileştirileştirmeden acı çeken bir bölge kültürü:Mıhallemiler

Gabar ÇIYAN


Dünya anadil günü, 21 Şubat günü Nusaybin Mitanni Kültür Merkezindeyiz. Türk, Kürt ve Suryani dili ile ilgili konuşma yapılıyor. Salon dolu. Dikkatimi başka bir dil hakkında konuşacak, Mardin bölgesinde sevilen, kökleri tarihin derinliklerin uzayan bir kültürün temsilcisi, Mıhalllemi Dinler Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği başkanı Mehmet Ali Aslan çekiyor.

Mıhellemiler Semitik bir kültürü temsil ediyor. Arapça'nın 'Qultu' lehçesini konuşurlar. Diyalekt, Suryanice diline yakın. Fakat içinde taşıdığı orijin kelimeler ile, yazı dili olmamasına rağmen bugüne kadar gelmiş, bozulmamış Arapça deniliyor. Tabi beraber yaşadığı kültürlere etki etmiş ve kandisi de etkilemiştir. Mıhellemiler, Mardin'de çok kadim bir kültür, birçok yerleşim yerinde yerleşik durumdalar. Bölgedeki etkinliğı ve nüfusu etkin, tüm dünyada 2-3 milyon kadar Mıhallemi olduğu tahmin ediliyor.

Dil ile eğitim için ön adımları atılmış bile. Ama devlet destekli olması şart. Yoksa bu dil kaybolma tehlikesi var, diyor Aslan. Kendisi eğitmen. 4 dil biliyor. 4. üniversite diplomasını almak üzere, Anadolu işletme, Eğitim fakultesi, Halklar ilişkiler ve Sosyoloji bölümü. Mardin'de ilk defa Mıhellemice yayın yapan radyoyu yönetiyor. Bir de HDP'den Mardin Milletvekili aday adayı.

Aslında, sert tavırlardan daha ziyade, kültür ve dil konusunda yetkinliğiyle öne çıkıyor. Gittikçe sertleşen ve kabalaşan siyasetin atmosferini, dil ve kültür ile, insanin kalbine gidecek yol ve diyalogla ulaşmada hayli tecrubeli. HDP'ye yakınlığı, kültürlerin burada kendini özgürce ifade etmesine bağlıyor. Aday adaylığıyla birlikte baskılardan yakınıyor. En son Mardin'de mahkeme kararıyla dernekleri kapatıldı. Bu ilki değil. Anadolu Arap Hareketi Derneği kurulduktan kısa süre sonra kapatılma tehlikesi yüzünden, Mıhallemi Genç Demokratlar Derneği kurma çalışmalarına hız verilir. Dernek, bölgedeki kültürlerle diyalogu esas aldığı ve eş başkanlığı, kadınların ve engelilerin de daha çok söz sahibi olması yönündeki kararı, kapatılmasına sebep oluyor.

Mıhallemilerin önemli bir yerleşim yeri, derneğin Midyat Habsınas'taki merkezlerine ulaşıyoruz ve dernek kapatılma sorunu, seçimleri ve yaşananları sohbet ediyoruz, Mehmet Ali Aslan ile.

dinler-2.jpg

- Mıhallemi dinler diller ve medeniyetler arası diyalog derneği nerede ve ne zaman kuruldu? Amacı ne?
M.Ali Aslan: Mıhallemi Derneği 2006 yılında Midyata bağlı Hebsınes köyünde kuruldu. Amacı Mıhalemilere ait dil ,kültür, tarih , mimari ve diğer bütün değerleri korumak , açığa çıkarmak , yaşamak ve sonraki nesillere aktarmaktır.

- Derneğinizin kapatıldığını biliyoruz. Ayrıca HDP'den Mardin Milletvekili aday adayısınız. Derneğinizin kapatılış sebebi ne? Adaylığınız, HDP'ye yakınlığınızla bir ilişkisi olabilir mi?
M. Ali Aslan: Derneğimizin kapatılış sebeblerinin başında ilkesel duruşumuz, iktidarlara, egemenlere muhalif söylem ve tavırlarımız. Dünyanın ilk Mıhallemice radyo programlarını yapıyorum. Ayrıca  HDP adaylığımın bunda büyük bir etkisinin olduğunu düşünüyorum. Çünkü dernek davamızın önünde yüzlerce dosya vardı. Bizimkini öne alıp bir an önce kurtulmak istediler ki, seçim sürecinde dernek ismi ile HDP'yi destekleyici açıklamalar yapmayalım.

- Diyaloga önem veren birisi olarak tanınıyorsunuz. Diyaloga önem derneklerin kapatılmasını nasıl yorumluyorsunuz?
M. Ali Aslan: Diyalog önem veren insan ve derneklerin  bastırılması susturulması, diyalog dışı çözüm arayışlarına giren insanların sahaya inmesine sebebiyet verir. Diyalog insanları ve kurumları toplumun adeta sigortaları gibidir.Toplumun moralini motivasyonunu daima diyalogcular arttırır, toplumun taze kanıdırlar. Bunları toplumdan ihrac etmeye kalkışmak, başta toplum olmak üzere Kamu idaresine de zarar verir.

- Bundan sonra ne olacak, ne yapmayı düşünüyorsunu?
M. Ali Aslan: Kapatılma kararına karşı evvela  “Sınır Tanımayan Mıhallemiler” adı altında yeni bir örgütlenmeye gidiyoruz. Bu örgütlenmenin dernek olması şart değil, çünkü derneklerimiz kapatılıyor. Platform olarak ta faaliyetlerimizi etkin bir şekilde sürdürebiliriz. Yeri gelmişken söyleyeyim; kapatılan derneğimiz dışında, arkadaşlarımızın kurduğu Mıhallemi Genç Demokratlar Derneği ile Anadolu Arap Hareketi Derneği de, şu anda kapatılmak üzere mahkemeye verilmiş durumda. Kapatılan ve kapatılacak derneklerimiz için iç hukuk yollarını tükettikten sonra AİHM gibi uluslar arası mahkemelerde hakkımızı arayacağız.

- Mardin'den milletvekili aday adayısınız. Neden HDP'yi seçtiniz? Şu ana kadar Mardin için yapılmayan, el atılmayan hizmetlerden bahsediyorsunuz. Mecliste denenmeyeni, kültürlerarası diyalogu denemeyi önünüze koyduğunuz konuşuluyor. Açar mısınız konuyu?
M. Ali Aslan: Öteden beri Kürt insanına yapılan zulümlerden ötürü Kürt Hareketi diye tesmiye edilen , Özgürlük hareketine karşı bir  yakınlığım vardı. HDP’yi seçmemin sebebi ise ezilenlere ve ötekileştirlmiş kimliklere yer vermesidir. Türkiye Cumhuriyetinde ilk defa bir parti kimliklere temsiliyet hakkı vereceğini söylüyor. Bunun pratiğe aktarılması başta bölgemiz ve Türkiye olmak üzere Ortadoğuyu pozitif anlamda etkileyecektir.Her partide yazar, akademisyen, sanatçı  vs. kimlikli insanlara yer veriliyor. HDP’nin buradaki farkı hiç şüphesiz kimliklere kendini ifade hakkı vermesi ve bunu en yüksek düzeyde parlementoya taşımasıdır.

Mardin için yapılamayanı yapmak çok geniş bir kavram, o kadar çok yapılmayan şey var ki. TBMM’nin belki de tüm milletvekilleri bu boşluğu dolduramaz. Evvela TBMM çok ama çok politize edilmiş. O kadar politize edilmiş ki çoğu zaman halk için orda olduğunu söyleyen siyasi partiler, birbirine laf yetiştirmekten dolayı halkın sorunlarına eğilemiyorlar. Örneğin Mecliste bugüne dek kültürel zenginlikler çok dillilik çok kültürlülük ile ilgili tartışmalar yaşanmış değil. Bu konuda soru ve araştırma önergeleri sunulmuş değil. Mardin bu yönü ile Türkiyenin en zengin ve en canlı örneği. Her şeyden önce Mardini Mardin yapan Maddi ve Manevi değerlerin işlenip Türkiyeye ve Ortadoğuya örnek model yapısı açığa çıkarılıp görünürlük kazandırılmalıdır. Demokratik Modernite, demokratik ulus ve demokratik özerkliğin uygulanabileceği pilot bölge, başkenti  Mardindir.  Mardinde özellikle yerel yönetimlerin de büyük katkısıyla paradigmanın inşası ve model yönünün örneklik düzeyinde ihracı / pazarlanması kaçınılmaz düzeyde elzemdir.

Bunun dışında Parlementoda ki güncel ve kısır tartışmalar , Türkiyedeki eğitim sorunlarını, sağlık sorunlarını, yoksulluk, engelli, gençlik, kadın, ekoloji ve diğer sorunları kamufle etmektedir. HDP artık sadece bir ulusun ya da sadece bir ideolojinin partisi değil Türkiyenin ve tüm Türkiyelilerin partisidir. Bunun gereği olarak ta HDP’ye çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bundan dolayı HDP’nin gözü kulağı Türkiyenin en ücra köşeleri dahil her yerde olmak ve bunları Mecliste dillendirip çözüme kavuşturmaya çabalamak zorundadır.

Şüphesiz her adayın diğer adaylardan farklı olarak ön plana çıkan nitelikleri vardır.  Ben belki de kendi halkım içinde kendi halkının kimliğinin farkına varıp bunu örgütleyen ve görünür kılmaya çalışan ilk insanlardan biriyim. Bunun içinde epey çaba harcadım, risk aldım ve hala mücadelemi sürdürüyorum.  Mardinde konuşulan yerel dilleri biliyorum, eğitimciyim, üç üniversite bitirdim. Batı illerinde uzun yıllar çalıştım. Toplantı, protokol, konferans, sempozyumların yanı sıra, halkın en tabanında olan yaşantılarım (taziye, düğün, sosyal aktiviteler vs.) arasındaki dengeyi kuran ve bu hassas dengeleri analiz yaparak sentezleyen bir yapım var. Yani ne toplantı ve protokol masalarının arasında kayboldum ve ne de halkımın tabanından koptum. İkisini büyük bir denge içinde yürüterek siyasete politikaya hayatın gerçekliğine yansıtmaya çalıştım.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.