Savaş karşıtlarından barış önerisi: Gerçek çözüm için güven şart

Basın toplantısında konuşan Uluslararası Savaş Karşıtları yönetim kurulu başkanı Dr. Christine Schvveitzer, Türkiye’ye geliş nedenlerine ilişkin olarak,  “Geçen günlerde yaşanan durumu araştırmak, bilgi edinmek ve ayrıca şiddetsiz çözüm yolunda halka yönelik neler yapabiliriz, ne gibi bir katkımız olabilir, bunu araştırmak için geldik” dedi.

Uluslar arası Savaş Karşıtlarının Londra’daki şubesinde uzun yıllar görev yapan ve şuan İspanya’da yaşamını sürdüren Andreas Speck ise, Cizre ve Sur’da yaptıkları incelemeler hakkında bilgi verdi. Önceki çözüm sürecinde olmayan güven kuruluşunun yeni bir çözüm sürecinde olması gerektiğinin altını çizen Speck, “Her iki tarafın da bu sürece girerken öyle çok güçlü isteklerle değil de daha çok uzlaşmaya yönelik bir tavır takınarak girmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Devletin ‘biz teröristlerle konuşmuyoruz’  yaklaşımı ile konuya girmesinin herhangi bir çözüme, uzlaşmaya ulaştıracağını düşünmüyoruz. Bu çözüm sürecine savaşan tarafların dışında sivillerin de bu sürece dahil olması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Birinci Dünya Savaşının hemen ardından 1921 yılında kurulan ve 40 ülkede 80'den fazla üyesiyle savaşsız ve şiddetsiz bir dünyanın inşası için çalışan pasifist ve antimilitarist bir ağ olan Uluslararası Savaş Karşıtları  (WRI) heyeti sokağa çıkma yasaklarının ve çatışmaların yaşandığı bölgelerde incelemelerde bulundu. Uluslararası Savaş Karşıtları  (WRI) yönetim kurulu başkanı Dr. Christine Schvveitzer ve Andreas Speck, Rudi Friedrich, Dr. Michaela Soellinger, Stellan Vinthagen’den oluşan heyet dün, İHD Diyarbakır Şubesinde bir basın açıklaması yaparak, çatışmalı bölgelerde yaptıkları incelemelerde edindikleri izlenimleri kamuoyu ile paylaştı.

Cizre ve Sur’da incelemelerde bulunan DTK, Mazlum Der ve birçok kurumu ziyaret eden Uluslararası Savaş Karşıtları  (WRI) adına ilk konuşmayı, yönetim kurulu başkanı Dr. Christine Schvveitzer yaptı.

Türkiye’de yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir çalışmalar yaptıklarını ifade eden Schvveitzer’in konuşmasının satırbaşları şöyle:

 “Şiddetsiz çözüm yolunda ne gibi bir katkımız olabilir, bunu araştırmak için geldik”

“Uluslararası Savaş Karşıtları - War Resisters' International (WRI) yaklaşık 40 ayrı ülkede 80’den fazla üyesiyle, savaşsız ve şiddetsiz bir dünya için oluşmuş bir kuruluştur. Türkiye ile yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir çalışmalar sürdürmekteyiz. Heyetimiz arasında vicdani retçilik konusunda olsun, LGBT üyelerine ve Gay hakları üzerine araştırmalar sürdüren, bununla birlikte şiddetsiz çözüm için araştırmalar sürdüren üyelerimiz mevcut. Türkiye’ye gelme sebebimiz geçen günlerde yaşanan durumu araştırmak, bilgi edinmek ve ayrıca şiddetsiz çözüm yolunda halka yönelik neler yapabiliriz, ne gibi bir katkımız olabilir, bunu araştırmak için geldik.

“Halkın izlenimleri, Avrupa yaşananlara duyarsız”

 Bugün burada ve dün Cizre’de yaptığımız toplantılardan anladığımız şu ki, insanların genel olarak izlenimleri, Avrupa’nın burada olan duruma karşı çok fazla duyarlı olmadığı, bununla ilgili çok fazla bir şey yapmadığı yönündedir. Halkın bu değerlendirmelerinin kısmen doğru olduğunu söyleyebiliriz. Buraya gelişimiz konusunda biraz geç kalmış bulunuyoruz. Bizler aylar öncesinden buradaki şiddetin, çatışmanın durdurulması için çalışmalar başlattık. Aslında yaptığımız bu çalışmaları Avrupa Komisyonu Dışişleri Bakanlığına da sunduk. Ayrıca bu çalışmayı Alman Dışişleri bakanlığına da sunduk, zira aramızda Almanya’da yaşayanlar da mevcut. Bu şekildeki çalışmalarımız sürüyor ve kendi hükümetlerimize de burada olanlara karşı duyarlı olmaları konusunda baskı yapmayı ümit ediyoruz.

Uluslar arası Savaş Karşıtlarının Londra’daki şubesinde uzun yıllar görev yapan ve şuan İspanya’da yaşamını sürdüren Andreas Speck, Cizre ve Sur’da yaptıkları incelemelerden edindikleri izlenimleri aktardı.

“Gerçek bir çözüm süreci için, güven kuruluşu olmalı”

Şiddetsiz bir çözümün sağlanması için bölgede olduklarını vurgulayan Speck, “Biz şiddetin hiçbir zaman çatışmaların çözümünde katkı sağlamayacağından yola çıkarak çalışmalarımıza başladık. Biz, çatışmalarda yer alan iki tarafında gerçek bir barış diyaloguna girmesini umuyoruz. Bunu özellikle vurguluyorum, çünkü daha önceden var olan çözüm sürecinin, sorunun önemli noktalarını yüzde yüz ele almadığını düşünüyorum. Önceki çözüm sürecinde olmayan güven kuruluşunun, bu gerçek barış sürecinde olması gerektiğini düşünüyoruz çünkü bir öncekindeki gibi taraflar arasında bir güven kuruluşunun olmadığı durumda bu sürecin yıkılacağını düşünüyoruz. Her iki tarafın da bu sürece girerken öyle çok güçlü isteklerle değil de daha çok uzlaşmaya yönelik bir tavır takınarak girmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Devletin ‘biz teröristlerle konuşmuyoruz’  yaklaşımı ile konuya girmesinin herhangi bir çözüme, uzlaşmaya ulaştıracağını düşünmüyoruz. Bu çözüm sürecine savaşan tarafların dışında sivillerin de bu sürece dahil olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü toplum dediğimiz çoğunlukla sivillerden oluşur, o yüzden sivillerin de bu sürece etkin bir şekilde dahil olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu bölgede de şiddetsiz çözümün tohumlarını atmak ve şiddetsiz çözümlerin olmasını sağlamak niyetindeyiz” şeklinde konuştu.

Haber: Ali Abbas YILMAZ