AYM'nin iptal kararı ne getirdi, nereye, nasıl başvuru yapılmalı?
Memurluk alımlarında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasını, özel hayata saygısızlık ve kişisel verilerin korunmasına aykırılık olarak değerlendiren Anayasa Mahkemesi, 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 8'inci fıkrasına eklenen düzenlemeyi iptal etti.
CHP milletvekilleri Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç ve 114 milletvekili tarafından yapılan iptal başvurusunu değerlendiren AYM, usulen düzenlemeyi iptal ederek kanun koyucuya 9 aylık süre verdi.
Söz konusu iptal kararından sonra, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yüzünden kamu hizmetine alınmayan memur adaylarının yapması gerekenleri Tigris Habere değerlendiren Av. Erhan Ürküt, " Güvenlik soruşturmasına takılmış devlet memuru adayları bu durumda ne yapmalılar? Öncelikle bulundukları, tabi oldukları kurumlara; öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığına, sağlıkçılar Sağlık Bakanlığına, Aile Sosyal Politikalarda çalışanlar ilgili bakanlığa vs. başvuru yaparak, güvenlik soruşturması kararının yeniden değerlendirilmesi talebiyle bir dilekçe vermeleri gerekiyor. Bu dilekçeyi verirken de Anayasa Mahkemesinin bu kararına atıfta bulunmak zorundalar." diye konuştu.

CHP milletvekilleri Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç ve 114 milletvekili tarafından 1 Şubat 2018 tarihli ve 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki Kanun'un bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne açılan iptal davasında AYM iptal kararı verdi.
15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi sonrasında, 657 sayılı Kanunun 48. maddesine eklenen düzenlemeyle kamuya girişlerde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılması zorunluluğu getirilmişti.
CHP’nin açtığı davada, Anayasa Mahkemesi, vatandaşların kişisel veri niteliğindeki bilgilerinin memuriyete girişte değerlendirmeye tabi tutulmasının Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verdi. Anayasa Mahkemesi, memuriyete girişte "güvenlik soruşturması şartı" arayan düzenlemeyi iptal etti. Karar 29 Kasım 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi'nin 657 sayılı Kanunun 48. maddesine eklenen, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması şartını iptal etmesini ve söz konusu kararın KHK ile memuriyete başlayamayan memur adaylarının yapması gerekenleri Av. Erhan Ürküt Tigris Haber'e değerlendirdi.
"Özel hayatın gizliliğini ihlal..."
657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 8'inci fıkrasına eklenen düzenlemenin 3 Ekim 2016 tarihinde çıkarılan bir KHK ile uygulamaya girdiğini belirten Ürküt, şöyle konuştu: "15 Temmuz darbe girişimi teşebbüsünden sonra çok sayıda Kanun Hükmünde Kararname çıkarıldı. Bu KHK kapsamında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinin 8'inci fıkrasına, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hususu eklendi. 48'inci maddede ne vardı; kamu haklarından mahrum bırakılamama, TCK'nun 53'ncü maddesindeki şartları taşımak, askerlik durumu(Askerlikle ilişiği bulunamama), T.C. vatandaşı olma, yaş sınırı, öğrenim durumu vs. hepsini değerlendirip ona göre memur alınıyordu. Ama güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması meselesi 657'ye eklenince zaten aslında sorunlu da bir iş yaptılar. Çünkü Türkiye'de zaten yargının vermiş olduğu kararlarla ilgili bir takım sıkıntılar vardı. Onun öncesinde, hukuk eğitimi almamış, yapılacak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının ne kadar hukuki anlam taşıyıp taşımadığını bilmeyen kişiler ve daha çok da kolluk görevlileri tarafından yapılması. Arşiv araştırmasında kimi zaman çok baştan savma şeyler yapılıyor. Kimi zaman katılmış olduğunuz yasal bir açık hava toplantısını illegalmiş gibi gösterip güvenlik soruşturmasına tabi tutulabiliyorsunuz. Mesela 2015 Newroz'una katılmışsınız. 2015 Newroz'u yasalara uygun, Valiliğin vermiş olduğu izinle yapılmış bir açık hava toplantısı. Zaten Türkiye genelinde Newroz bir bayram havasında kutlanmakta. O günkü Nevroz etkinliğinde herhangi bir kargaşa, herhangi bir olay yaşanmamış. Diyarbakır'da her yıl yaklaşık 400 bin insanın rahatlıkla katıldığı bir alanda bulunmuşsunuz. İşte bu newroz'da çekilmiş bir fotoğraf karesi güvenlik soruşturmasına konu edilebiliyor. Veya üniversite zamanında YÖK'ü protesto etmek için bir basın açıklamasına katılmış olabilirsiniz. Ya da yemekleri boykot eden bir eylemde bulunmuş olabilirsiniz. İşte tümü de yasal çerçevede bulunan anayasal vatandaşlık haklarından birini kullanmış olabilirsiniz. Bir kişi kardeşini cezaevinde ziyarete gittiği için dahi güvenlik soruşturmasına takılabiliyor. Burada zaten Anayasanın 38.'inci maddesine göre, suçların şahsiliği ilkesine aykırı bir durum söz konusu. Ama tüm bu örneklerde yaşananlar insanların hayatlarına mal olabiliyor. Atanamayan insanlardan yaşamlarına son verenler oldu. Güvenlik soruşturmasına tabi tutulan kişiler anayasanın, özel hayatın gizliliği ilkesine göre de aykırı uygulamalara maruz bırakıldılar. Anayasanın 20. maddesinde özel hayatın gizliliği ilkesi kuralı yer almaktadır. Bu kural, vatandaşların özel hayatına saygı ve gizliliğinin ihlal edilmesi meselesi şurada ortaya çıkıyordu; kanunda öngörülen haller ve yurttaşların rızası ile kişisel veriler paylaşılabilir. Şimdi siz Tıp Fakültesini birincilikle bitirdiniz ve devlet hastanelerinde doktor olarak çalışmak için başvuru yapıyorsunuz. Ve bunun üzerine atamanız Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesine çıkıyor. Ancak hastane, Sağlık Bakanlığı Başkanlığında bir güvenlik soruşturması yapıyor ve bu soruşturma da 6-7 ay sürüyor. İşte bu süreçte sizin kişisel verileriniz rızanız dışında ve kanundaki ölçüler dışında başkalarının eline de geçebiliyor. Bu ayrıca da bir suçtur, çünkü kişisel verilerin korunması kanunu var ve bu durum kanuna aykırı bir düzenlemedir. Yine, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması, anayasanın 13'üncü maddesinde yer alan ilkeye aykırı bir işlemdir. Yine, bu mesele anayasanın 128'inci maddesinde kamu hizmetleri ve görevleriyle ilgili genel ilkeler düzenlenmiştir ve buna da aykırı bir düzenlemedir."

"Anayasa Mahkemesi bu hükmü usul yönünden iptal etti"
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması nedeniyle hukuka aykırı bir şekilde yapılan uygulamalarda mağduriyetler yaşandığını ifade eden Ürküt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabii tüm bu meseleleri biz dava dosyalarımızda ve dava dilekçelerimizde çok detaylı bir şekilde belirtiyorduk. Daha önce zaten güvenlik soruşturmasıyla ilgili ilk ihlal kararını yaklaşık 2 yıl önce almıştık ve bunu da sizin gazetenizde paylaşmıştık. Bu karar Türkiye'de ilk ihlal kararıydı ve bunun değişeceğini biliyorduk. Çünkü çok absürt kararlardı ve anayasaya aykırılığı aşikardı. Bununla beraber KHK mecliste 7070 sayılı kanunla yasallaşmasıyla birlikte ana muhalefet partisi olan CHP milletvekilleri tarafından bazı kanunlarla birlikte anayasa mahkemesine taşındı. Anayasa Mahkemesi bugün resmi gazetede yayınlanan kararıyla bu hükmü usul yönünden iptal etti. Anayasa Mahkemesi dedi ki, bu mesele hukuka aykırı bir meseledir. Güvenlik soruşturması meselesi spesifik bir alandır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali anlamına geliyor ve kişisel verilerin korunmasına aykırı bir düzenlemedir. Bu nedenle iptal etti. Ancak bu iptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girmesi şartıyla dendi. Bu ne anlama geliyor; bu anayasanın 153'üncü maddesinde kararnamelerle ilgili Anayasa Mahkemesi karar verirken, kendini kanun koyucunun yerine koyamıyor. Diyor ki, bu karar benim kararımdır ama siz bu kararı anayasaya uygun olarak kanunlarında 9 aya kadar düzenle ve hayata geçir. Zaten anayasa mahkemesinin vermiş olduğu bu tip kararlar 1 yıldan fazla bir süreyle durdurulamaz. Zaten, 153'üncü maddede bu durum 1 yıl olarak belirtilmiştir."

"Güvenlik soruşturması kararının yeniden değerlendirilmesi talebiyle bir dilekçe vermeleri..."
Devlet memuru adaylarından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yüzünden kamu görevine alınmayanların Anayasanın söz konusu usulü kararına atıfta bulunarak tabi oldukları bakanlıklara dilekçeyle başvurmaları gerektiğini belirten Ürküt, şunları söyledi: "Şimdi bu kararla birlikte yurttaşlar ne yapacaklar? Güvenlik soruşturmasına takılmış devlet memuru adayları bu durumda ne yapmalılar? Öncelikle bulundukları, tabi oldukları kurumlara; öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığına, sağlıkçılar Sağlık Bakanlığına, Aile Sosyal Politikalarda çalışanlar ilgili bakanlığa vs. başvuru yaparak, güvenlik soruşturması kararının yeniden değerlendirilmesi talebiyle bir dilekçe vermeleri gerekiyor. Bu dilekçeyi verirken de Anayasa Mahkemesinin bu kararına atıfta bulunmak zorundalar. Çünkü kurumların hepsinde bu karar bilinmeyebilir. Burada hukuk müşavirleri aracılığıyla karalar verilecek. Aslında bu karar çok önemli bir karar. Çünkü bu süreçte Türkiye'nin hanesine eksi not yazılabilecek bir düzenlemeydi, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması meselesi. Özel statüde çalışanlar da bunu yapabilirler. Mesela özel güvenlikçiler, güvelik kartlarını yenilediklerinde güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyorlar. Bunda da başvuru yapıp kartı, güvenlik sertifikası iptal edilenler başvuru yapıp anayasa mahkemesinin söz konusu kararına atıfta bulunarak, kendileriyle ilgili verilen güvenlik soruşturması kararının iptalini talep edebilirler."
"Burada bir ilke kararı değil, usulü bir karar var"
Anayasanın söz konusu bu kararının ihraçları kapsamadığını belirten Ürküt, şöyle konuştu: "Tabii ihraç edilenlerin durumu farklı, OHAL komisyonunun değerlendirme usulü farklı. İhraç edilenlerde OHAL komisyonu, kurumların raporlarını ve kendilerine gelen özlük dosyalarını inceleyip karar veriyorlar. Bu da aslında daha çok istihbari bilgilerle oluşuyor. Yani, soyut belgelerle. İstihbari bilgiler güvenlik, gizlilik kararıyla birçok yerde dahi paylaşılmıyor. Yurttaşlar hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı olmamasına rağmen ihraç edilebiliyorlar. Yurttaşlar kurum amirinin gözünün üzerinde kaşın var nedeniyle ihraç edilebiliyorlar. Herhangi birinin kişisel husumetinden dolayı ihraç edilebiliyorlar. Bir muhbir aracılığıyla ihraç edilebiliyorlar. Güvenlik soruşturması meselesi bunu aslında dolaylı yoldan etkileyen bir mesele. Çünkü bu kanun maddesinin iptali meselesi devlet memurluğuna aday olan kişiler için çıkarılmış bir düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Yani, halihazırda ihraç edilenlerle ilgili bir düzenleme yok. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu bu kararı 657 devlet memurları kanununun 48'inci maddesinin 8'inci fıkrasında düzenlenen, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmak şartının iptaline ilişkin bir meseledir. Burada salt KHK ile düzenlenen kanun maddesi iptal ediliyor. Yani, Anayasa Mahkemesi burada bir ilke kararı vermemiş. Burada usulü bir karar vardır."
Özel Haber: Ali Abbas Yılmaz




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.