BDDK’dan tasarruf finansman şirketlerine sıkı likidite denetimi!

TİGRİS HABER - Geçmiş yıllarda yaşanan mağduriyetlerin ardından sistemi daha güvenli hale getirmeyi amaçlayan tebliğ, şirketlerin nakit akış yönetimine “zorunlu likidite standardı” getiriyor.

Şirket kasası için yeni zorunluluk: Likidite Yeterlilik Oranı

Resmi Gazete’de yayımlanan “Likidite Yeterlilik Oranının Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ” ile tasarruf finansman şirketlerinin günlük nakit durumları artık özel bir formülle takip edilecek.
Buna göre likidite yeterlilik oranı, nakit girişlerinin nakit çıkışlarına bölünmesiyle belirlenecek ve şirketlerin haftalık ortalamasının yüzde 100’ün altına düşmesine izin verilmeyecek.

Kurul, riskli gördüğü durumlarda bu alt sınırı şirket bazında yukarı çekebilecek.

30 günlük projeksiyon esas alınacak

Yeni düzenlemede 30 günlük dönem için yapılacak nakit tahminleri büyük önem taşıyor.
Bu kapsamda:

• Finansman alacakları, tasarruf girişleri, organizasyon ücretleri, fiziki altın ve kira sertifikaları nakit girişi olarak,
• Tahsisat ödemeleri, cayma ve fesih kaynaklı iadeler ise nakit çıkışı olarak hesaplanacak.

90 günü aşan gecikmiş alacaklar ile işletme ve personel giderleri bu hesaplamaya dahil edilmeyecek.

Riskli durumda ‘acil bildirim’ şartı

BDDK, sistemin bozulmasını önlemek için erken uyarı mekanizması da kurdu:

• Acil Bildirim: Haftalık likidite oranı %120’nin altına düşen şirketler, nedenleri ve alınacak tedbirlerle birlikte durumu derhal BDDK’ya bildirecek.
• Yoğun İzleme: Likidite oranı ardışık 6 kez %200’ün altında kalırsa, şirket yeniden açıklama yapmak zorunda kalacak.

Uyumsuzluğa üst sınır geliyor

Asgari likidite şartını karşılamayan finansman şirketleri, eksikliği iki hafta içinde gidermekle yükümlü olacak.
Ayrıca bir takvim yılı boyunca 6’dan fazla uyumsuzluk tespit edilmesi hâlinde şirket hakkında daha sıkı denetim ve yaptırımlar uygulanabilecek.

Yeni düzenleme 2026’da yürürlükte

Tebliğ, 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla resmen uygulanmaya başlayacak.
Bu adım, tasarruf finansman sektöründe hem vatandaşın birikimlerinin korunması hem de şirketlerin daha sağlam mali yapıya kavuşması açısından kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor. (Haber Merkezi)