“ÇOCUKLUK HAYELLERİMİN PEŞİNDEN GİTTİM”

“ÇOCUKLUK HAYELLERİMİN PEŞİNDEN GİTTİM”
Malabadi ahşap hediyelik eşya adlı bir yaratım atölyesi açan genç yetenek İrfan Biten’le bir röportaj gerçekleştirdik.

Mümin Ağcakaya / ÖZEL

Malabadi Sanat adı altında bir yaratım atölyesi açan İrfan Biten ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Doğaya, yaşama, etrafına nasıl baktığın önemli. Daha dikkatli bakarak değerlendirilecek o kadar çok şey var ki. Önemli olan bizi sımsıkı saran günlük yaşamın içine hapsolmadan, farklılıkları yakalayabilmektir. Bunun için biraz dikkat yeterlidir. Bilinçli yaşamak için dikkat gereklidir. Bu yüzden çok kişiye sıradan gelen birçok şey dikkat ve biraz da yetenek sayesinde göründüğünün aksine gerçek değerine kavuşabilir.

Orijinal bir iş yapıyorsunuz. Ağaç köklerini değişik işlemlerden geçirerek çok güzel objeler ortaya çıkarıyorsunuz. Çoğu insanın ocağa atıp yaktığı köklerden siz, evleri, büroları süsleyecek çok güzel objeler yapıyorsunuz. Bu işe nasıl başladınız. Nereden aklınıza geldi, sizde bu ilham kaynağı nasıl oluştu?

         Çocukluğumda babamın eve getirdiği tahta, odun parçalarına bakar, onların içinden, kullanabileceklerimi seçerdim. Seçtiğim bu parçalardan; kendime evler veya çeşitli objeler yapardım. İlham kaynağının buradan geldiğini söyleyebilirim. Yaş ağaçlara da merakım vardı. İş yerinde olsun, evin çevresinde olsun etrafa ağaç dikerdim, etrafı ağaçlandırırdım. Ağaçlara karşı da böylece özel bir ilgi oluştu. Yaptığımız bu objelerde kullandığımız; kurumuş, odunsu kökleri dağlardan getiriyoruz, onlara da belirli bir şekil veriyoruz. Zaten çoğunun orijinalliğini bozmuyoruz. Sadece onlar üzerinde vernik ve çeşitli koruyucu maddeler kullanarak kalıcı olmalarını sağlıyoruz. O ağaç köklerinden masalar, sehpalar, mumluklar ve süs eşyaları yapıyoruz. Yaş ağaçtan ise genellikle model evleri yapıyoruz. Önce bilgisayarda projesini hazırlıyoruz. Onları makinelerde kesip biçiyoruz. Tahtaların birbirine uyumlu olması için milimetrik hesaplar yapıyoruz. Yoksa çarpık, eğri büğrü şekiller ortaya çıkar. Ürünün estetik yönü kalmaz. Bu yüzden bilgisayarı işimizde iyi bir yardımcı olarak kullanıyoruz.

hayallerimin-pesinden-gittim-(10)-k.jpg

Bu yaptıklarınız maket evler midir?

Maket evlerdir. Bu maket evler çocuklar için çok güzel bir oyun alanı oluyor. Küçük yataklar, küçük ev eşyaları, masalar sandalyeler yapıyoruz. Salonları, iş yerlerini süsleyen orijinal aksesuarlar olarak kullanılabiliyor. İş yerinde bir masanın üzerini süsleyebilir. Evinizde çok güzel vitrinlik bir obje olarak ortama estetik görünüm vermektedir.

 Ayrıca kafamızda çok çeşitli projelerimiz var. Bu üretimlerimizi ve tasarımlarımızı daha da geliştirmeyi düşünüyoruz. Çok beğeni alıyoruz. Hem Diyarbakır’dan hem de sosyal medyadan, geri dönüşün olumlu yansıdığını görebiliyoruz.

 

Farklı tasarımlara açık mısınız, yaptığınız bu çalışmalarla ilgili tasarımlar geldiğinde nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim görmediğimiz birçok şey olabilir. Yaptığımız üretimleri gelen öneri ve eleştirilerle daha da zenginleştirebiliriz. Geliştirilmeye açık olan bir çalışma yürütüyoruz. Fikirlere kapalı değiliz. Yaratıcılıkta sınır olamaz. İnsanların kafalarında ahşapla ilgili farklı projeler olabilir. Tasarımlar olabilir. Bazen bize gelip kafasındaki tasarımı sunup, bunu yapıp yapamayacağımızı soruyorlar. Hemen gerçekleştirebileceğimiz tasarıları ya projeye çeviriyoruz. İlerde yapabileceklerimizi de değerlendirmek üzere bir yere not ediyoruz.  

 

hayallerimin-pesinden-gittim-(6)-k.jpg

 

Bu ağaç köklerinin orijinal ve farklı olması gerekir. Bu tasarım malzemelerini bulmak için özel bir aramaya çıkıyor musunuz?

Terkan bölgesinde ormanlık alanda, kurumuş ağaç köklerini aramaya çıkıyoruz. Kullanabileceğimiz birçok parçayı bulabiliyoruz. Çoğu yerlerde çürümeyi bekliyor. Çok insanın bakmadan geçtiği yanmış köklerden bile çok güzel objeler ortaya çıkarabiliyoruz.

 Siz insanların bakıp geçtiği, sobaya atıp yaktığını siz daha farklı değerlendiriyorsunuz. Onu farklı işlemlere tabi tutarak, sanatsal bir ürün elde ediyorsunuz. Sonradan buna bakınca bu güzel görüntü karşısında hayran kalıyoruz.

Birçok insanın sobalık diye baktıklarına, biz oradan işimize yarayacak olanları seçip alıyoruz. Seçtiklerimizi daha sonra kesip biçiyor, şekiller veriyoruz.  45 derecelik bir açıyla kestiğimiz parçayı zımparalayıp, üzerine vernik çektiğimizde bizim bile tahmin edemeyeceğimiz çok güzel objeler ortaya çıkıyor. Sobalık bir odundan sanatsal bir şeyler ortaya çıkarmak biraz da hayallerle ilgilidir. Hayaliniz ne kadar genişse, yaşama da o kadar geniş pencereden bakarak; güzel ürünler ortaya çıkarabilirsin.

ahsap-2.jpg

Bir ağaç dalından ya da gövdesinden bir kesit aldığınızda ne görüyorsunuz.

 

Siz bunları söyleyince aklıma bir hikâye geldi. Ustanın birisi yanında bir çırak çalıştırıyor. Kütüğü çırağa veriyor, ona diyor ki al bunu bir heykele çevir. Çırak da tabi ustasının yanında bir süre çalışmış, keser vb. kullanmasını biraz biliyor. Önce elindeki keserle kütüğün bir tarafına vuruyor. Usta ‘eyvah kulak gitti’ diyor. Çırak ‘ne kulağı daha bir şey yok’. Usta ‘sen devam et’ diyor. Çırak tekrardan vurmaya başlıyor. Bu kez usta ‘bunun burnu da gitti’ diyor. Çırak ‘hocam ne burnu daha kütük ortada bir şey yok’ diyor. Hoca tekrardan ‘sen devam et’ diyor. Çırak kütüğü yontmaya devam ediyor. Sonunda çırak heykeli ortaya çıkarıyor. Ama bakıyorlar ki heykelde kulak, burun yok. Çırak ‘hocam sen nasıl anladın bunun sen daha ilk vuruşta burun gitti kulak gitti’ dedin. Hoca da’ işte ustalık budur’ diyor. ‘Baktığın zaman kulağın burunun gözün nereye geleceğini bileceksin’ diyor. Bizimki de ustaca bir şey olmasa bile bir kütüğe baktığımız zaman ondan neyi çıkarabileceğimizi az çok görebiliyoruz. Bu da her halde kendini işine adapte etmeyle ilgili bir tecrübe olsa gerekir.

Bu konuda her hangi bir eğitim aldınız mı?

Hayır, hiçbir eğitim almadım. Üniversiteyi farklı bir alanda okudum. Tamamen merak, hayal dünyası, oradan kaynaklandı. Küçüklükten beri ahşaba merakım da vardı. Babamın yakmak için getirdiği odunları keser, biçerdim. O zaman arkadaşlarım oyuncaklarını getirir, onları tamir eder, yapardım.

Bir doktor insanın hangi organının nerede olduğunu bilir. Bazı tahliller sonrası ondaki rahatsızlıkları hemen tespit eder. Sizde ağaca baktığınızda ve kesitini aldığınızda; bizim göremediğimiz neyi görüyorsun?

Ağaç köküyle, gövdesiyle, dallarıyla, yapraklarıyla ve budağıyla bir bütündür. Ağacın kökü başlı başına bir dünyadır. Bu yüzden ondan bir sanat eseri çıkarabilirsiniz. Gövdesini doksan derece kestiğinizde kesit üzerindeki damarları görürsünüz. Her damar halkası bir yılı gösterir. Ayrıca bu damarlar ayrı bir güzellik oluşturur. Ağacı dikey kestiğinde damarları yukardan aşağıya doğru, düz bir çizgi olarak, yatay kestiğinizde ise damarları iç içe geçmiş halkalar biçiminde görürsün. Bu da apayrı bir estetik şekildir.

Doktor hastasına baktığında onun yaşam serüvenini muayene edince nasıl anlıyorsa, ağacında kesitini aldığınızda siz de onu okuyabiliyor musun?

Ağaca baktığınızda nereden keserseniz, nasıl bir ürün elde edersiniz. Önceden bunu tahmin etmeniz gerekir. Gördükten sonra kesiminizi ona göre yaparsınız. Bir yerde biz de ağaç doktoru sayılırız.

Her ağacın kesitinde farklı bir şekil ortaya çıkmaktadır.

Kesinlikle her ağacın kesit görüntüleri birbirinden farklıdır. Mesala kavak ağacında damar yoktur. Bembeyaz bir kâğıt sayfası gibidir. Çam ağacında ise çok damar olur. Damarları daha belirgindir. Fakat reçinesi çok olduğundan fazla kullanamıyoruz. Ceviz ağacı çok güzel bir ağaçtır. Meşe ağacının damarları çok incedir, kesik kesik olur. Adeta sanat eseri gibidir. Hiçbir işlem yapmasanız bile harikadır.

En gözde ağaçlar hangileridir?

ahsap.jpg

Ceviz, meşe ve kiraz ağacından çok güzel objeler yaratılmaktadır. Kiraz kıpkırmızıdır ve çizgileri çok güzeldir. Dut ağacından da farklı şekiller ortaya çıkmaktadır. Dış tarafı ve iç tarafında renkler farklıdır.

Demek ki ağaçların da kendi içinde çok farklı ve renkli dünyası var.

Mesala yılan ağacı var. Buralarda bulunmuyor. Medyada gördüm. Çok güzel fakat bulamıyoruz.

Siz ağaçların dünyasını keşfettiniz.

Çok derin, yeni bir dünya keşfetmeye çalışıyorum. Kendimi daha işin başında görüyorum. Daha ilerlere götürmeye kararlıyım. Başkalarına da vesile olur. Kullanılmayan ve üretilmeyen bir alandır. İhtiyaç olan bir alandır. Diyarbakır için bakir bir alandır. Bu konuda belli bir talebin de olduğu anlaşılıyor. Diyarbakır için de bir katkısı olacağını da düşünüyorum.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Üniversite eğitimimi başka bir alanda yaptım. Ama hayallerimin peşinden gittim. Çocukluk hayallerimi terk etmedim. Bir şeyler üretmek benim için bu bir hayaldi. Bir boncuğu bile kendin üret, alıp satacağın bir arabadan daha derlidir. Onu siz yapmıyorsunuz. Parasını verip alıyorsunuz. Ama o boncuk sizin eserinizdir. Ürettiğiniz bir miras olarak; sizin çocuğunuza, çevrenize kalır. O boncuk en azından sizin hayalinizi yansıtır. Ama diğerleri sadece; alıp satacağınız şeylerdir.

ahsap-3.jpg

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Bunu bir ek iş olarak da, asıl iş olarak da yapabilirsiniz. Tüm zamanınızı bu işe vererek, yanınızda başka elemanlarda da çalıştırabilirsiniz. Biz artık başka elemanlara ihtiyaç duymaya başladık. Çünkü gelen siparişler bunu gösteriyor. Tek başına bu talepleri karşılayamayacak durumdayız.

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyor. Bu yaratıcı çalışmalarınızın devamını temenni ediyoruz.

Biz de sizin bu kadar duyarlı yaklaşmanızdan ve ilginizden dolayı gazeteniz Tigris Habere ve size teşekkür ediyoruz.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum