Diyarbakır’da boşanma oranları rekor seviyede

Mehmet Sait BAYRAM’ın Özel Haberi

TİGRİS HABER - Diyarbakır’da 2024 yılında 24 bin 135 çiftin boşandığı belirtilirken, boşanma davalarını daha çok kadınların açtığı görüldü. Diyarbakır’daki uzmanlar, boşanma nedenleri arasında kadınların ekonomik bağımsızlığı, iş ve ev hayatındaki yük dengesi, aile müdahaleleri ve sosyal medyanın etkisi gibi faktörleri öne çıkardı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Diyarbakır’da boşanma oranlarında 2023’ten 2024’e dikkat çeken bir artış yaşandı. Açıklanan istatistiklere göre, 2023 yılında 21 bin 818 olan boşanma sayısı, 2024’te 24 bin 135’e yükseldi. Ayrıca, iki yıl boyunca kocasından boşanan kadınların sayısı, karısından boşanan erkeklerden daha fazla oldu. Peki, bu artışın nedenleri neler?

Diyarbakır’daki uzmanlar ve yerel yöneticiler, yükselen boşanma oranlarını değerlendirerek, çözüm önerileri sundu.

BOŞANMA ORANLARI NEDEN ARTIYOR?

Klinik Psikolog Sadık Sun, boşanma oranlarındaki artışın birçok farklı faktöre dayandığını söyledi. Özellikle ekonomik bağımsızlığını kazanan kadınların, mutsuz bir evliliği sürdürmek istemediğini vurgulayan Sun, boşanmaların en yaygın sebeplerini şöyle sıraladı:

EKONOMİK BAĞIMSIZLIK

Kadınların iş hayatına daha fazla katılması, ekonomik özgürlüklerini artırarak evlilikte bağımlılığı azaltıyor. Kendi maddi gücü olan kadınlar, eşlerine muhtaç olmadan hayatlarına devam edebiliyor ve bu durum boşanma oranlarını etkiliyor.

EŞİT OLMAYAN İŞ YÜKÜ

Çalışan kadınlar, hem iş hayatında hem de ev içinde sorumluluk almaya devam ediyor. Erkeklerin çoğunlukla geleneksel rollerini koruması, ev içindeki yük paylaşımını adaletsiz hale getiriyor ve bu durum evlilik içinde çatışmalara sebep oluyor.

DUYGUSAL İHMAL

İş yoğunluğu nedeniyle çiftlerin birbirlerine yeterince vakit ayıramaması, özellikle kadınların duygusal olarak eşlerinden uzaklaşmasına yol açabiliyor. Duygusal destek göremeyen kadınlar, evliliklerini sonlandırma eğilimi gösterebiliyor.

AİLELERİN MÜDAHALESİ

Çiftlerin ailelerinin evliliğe sıkça dahil olması ve çiftlerin kendi sınırlarını koyamamaları, evliliklerde ciddi sorunlara yol açıyor. Kök ailelerin baskısı, çiftler arasında gerilimi artırıyor.

SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ

Sosyal medyada mutlu görünen çiftlerin paylaşımları, bireylerin kendi evliliklerini kıyaslamalarına ve beklentilerini değiştirmelerine neden olabiliyor. Aynı zamanda, dijital platformlar üzerinden kurulan yeni ilişkiler, sadakatsizlik gibi problemlere yol açabiliyor.

ÇOCUK SAHİBİ OLDUKTAN SONRA ARTAN SORUMLULUKLAR

Çocuk sahibi olan çiftlerde anne-babalık rolleri, karı-koca rollerini gölgede bırakabiliyor. Artan sorumluluklar, eşler arasındaki iletişim kopukluğunu derinleştirerek evlilik sorunlarına neden olabiliyor”

AK: “BOŞANMA DAVALARINDA EN BÜYÜK SORUN MAL PAYLAŞIMI VE ÇOCUK VELAYETİ”

Son yıllarda boşanma davalarında artış yaşanırken, Diyarbakır Barosu'na kayıtlı Avukat Aydın Ak, boşanma sürecinde çiftlerin en çok mal paylaşımı ve çocuk velayeti konusunda anlaşmazlık yaşadığını belirtti.

HUKUKİ SORUNLAR

Ak, boşanma davalarında sık karşılaşılan hukuki sorunları şöyle sıraladı:

Mal Paylaşımı: “Evli çiftler, boşanma sürecinde mal paylaşımı konusunda büyük sorunlar yaşayabiliyor. Özellikle aile konutunun kime kalacağı, düğünde takılan altınların nasıl bölüşüleceği gibi konular mahkemeye taşınıyor. Eşler arasındaki maddi eşitsizlik, bu süreci daha da karmaşık hale getirebiliyor.”

Çocuk Velayeti: “Çiftlerin en hassas olduğu konulardan biri de çocuklarının velayeti oluyor. Çocuk küçükse genellikle anneye veriliyor, ancak babalar da velayet konusunda hak talebinde bulunabiliyor. Mahkemeler, çocuğun üstün yararını gözeterek karar veriyor.”

Nafaka Talepleri: “Boşanmalarda özellikle kadınlar nafaka talebinde bulunuyor. Mahkeme, tarafların maddi durumuna bakarak yoksulluk nafakası veya iştirak nafakası kararı verebiliyor.”

Anlaşmalı Boşanma Süreci: “Eğer taraflar boşanma konusunda anlaşmaya varırsa, süreç çok daha hızlı ilerliyor. Ancak anlaşmazlık yaşandığında dava yıllarca sürebiliyor.”

“UZMAN DESTEĞİ ŞART”

Avukat Ak, boşanma sürecinde çiftlerin en az zararla ayrılabilmesi için uzman desteği almasının önemine dikkat çekerek, "Özellikle çocukları olan çiftlerin, hukuki süreci doğru yönetmeleri ve boşanma sürecini daha sağlıklı bir şekilde tamamlamaları için bilinçli hareket etmeleri gerekiyor" dedi.

BOŞANAN ÇİFT: “SEVGİMİZ TÜKENDİ, BİRBİRİMİZE YABANCILAŞTIK”

2024 yılında boşanan Yüksel ve Mahir Ç. çifti, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı:

Yüksel Ç.: “Evliliğimizin ilk yıllarında mutluyduk, ama zamanla konuşmalar azaldı, sorunlar büyüdü. Çalışıyordum, eve gelince de tüm sorumluluk benim üzerimde kalıyordu. Eşim işten gelip dinlenirken ben hem çocuklarla ilgileniyor hem de ev işleriyle uğraşıyordum. Günler geçtikçe aramızda sevgi azaldı, birbirimize yabancılaştık. Önce sessizce tahammül ettim, sonra artık her şey gözümde büyümeye başladı.”

Mahir Ç.: “Ben her şeyin yolunda gittiğini düşünüyordum, ama meğer o içten içe kopmuş. Son zamanlarda daha çok telefonuna bakar oldu, sosyal medyada sürekli başka hayatları izliyordu. Kendi evliliğimizin monoton olduğuna inanmaya başladı. Konuşmaya çalıştım ama aramızdaki uçurum çok büyümüştü. Birlikte devam etmek yerine ayrılmak daha doğru oldu.”

MUHTAR DERE: “AİLE İÇİ İLETİŞİMİ GÜÇLENDİRMEK LAZIM”

Diyarbakır Merkez Bağlar İlçesi Körhat Mahalle Muhtarı Dilek Dere ise, boşanma oranlarının düşürülmesi için aile içi iletişimi güçlendirecek eğitim programlarının önemine dikkat çekti. “Aile içi ilişkilerin güçlendirilmesi adına düzenlenecek seminerler, eğitim programları ve sosyal etkinlikler, toplumsal dayanışmayı artırarak boşanma oranlarını azaltmaya yardımcı olabilir” diyen Dere, boşanma sürecinde olan bireylere psikolojik destek sağlanmasının da kritik önem taşıdığını vurguladı.