“Ortak savunma hattı Kürtler için tarihsel kazanım olur”

“Ortak savunma hattı Kürtler için tarihsel kazanım olur”
Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinan Birdal, IŞİD'in Irak'a yönelmesiyle birlikte Ortadoğu'da değişmeye başlayan güç dengelerinde Kürtlerin pozisyonunu ve rolünü değerlendirdi.

 Ortak bir savunma hattı oluşturulması halinde Kürtlerin tarihsel bir kazanım elde edebileceğini vurgulayan Birdal, bunun için de Kürt Ulusal Kongresi'ne gerçekleşmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

İSTANBUL - Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Musul'u işgal ederek Irak'ta yayılmaya başlaması ile birlikte Ortadoğu'daki güç dengelerinin değişeceği tartışmaları sürüyor. Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sinan Birdal, IŞİD'in Irak'ta ilerlemesi ve değişen güç dengelerini değerlendirdi. Birdal, İran ve ABD'nin izleyeceği politikaya dikkat çekerek, Ortadoğu'ya yönelik izlediği politikaların çeteci grupları, Türkiye'ye saldırı gerçekleştirebilecek noktaya kadar getirdiğine işaret etti. IŞİD'in bölgedeki güç savaşından da etkilenerek Irak'ta etkinlik kazandığına dikkat çeken Birdal, IŞİD'in ilerleyişinde mezhep siyasetinden doğan zayıflığın da etkisi olduğunu belirterek, "Bir tarafta İran, diğer tarafta Suudi Arabistan yine Katar, Türkiye hattı diyebileceğimiz ve arkasında bir Amerikan desteği de bulunan bir hattın arasındaki güç savaşından yararlanarak IŞİD bu konuma geldi. Bölge de söz konusu güçlerin birbiriyle rekabete girdiği bir alan.IŞİD elde ettiği yerleri elinde tutabilecek midir bu da bir başka önemli nokta" dedi.

“ABD, Rusya ve Çin'i de içine alan geniş bir halka”

Ortadoğu ülkelerinin kendi nüfuz alanlarını genişletmeye ve belirlemeye çalıştığını ifade eden Birdal, Çin, ABD ve Rusya'nın da içinde olduğu daha geniş bir güç dengesi ve mücadelesine işaret etti. Birdal, "ABD, Avrupa devletleri, Rusya ve Çin gibi biraz daha geniş bir halka var. Kürtler, Şiiler, Araplar da bunun bir parçası. Dolayısıyla sürdürülebilir bir düzenin kurulabilmesi gerekiyor. Burada da maalesef görünen o ki bunun birincil unsuru bu düzenin silahlı unsurlar sayesinde sağlayabilme. Bu noktada her şeyden önce İran'la bir anlaşmanın sağlanması gerekir. IŞİD ile başlayan yeni durum sadece Irak'ı ilgilendirmiyor, İsrail'in statüsünü, İran ile İsrail ilişkilerini, İran'ın Lübnan'daki, Suriye'deki etkisini ve İran'ın nükleer silahlanma konusunda ABD ve Avrupa ülkeleri ile yaptığı görüşmeleri ilgilendiriyor" diye konuştu.

“ABD rolünden kaynaklı güç dengeleri içine girecek”

Ortadoğu'da değişen güç dengesinde İran'ın konumunun önemi üzerinde duran Birdal, İran'ın manevra kabiliyeti ile birlikte belli güçlerle pazarlık yapacağına vurgu yaptı. "Şu anda nükleer silah kapasitesine doğru ilerleyen bir İran var ve bu kapasiteye dayanarak da bölgede belli bir güç havzası oluşturuyor kendine" diyen Birdal, Obama yönetiminin bölgedeki hegemonik rolünden kaynaklı da olsa İran ile koordineli bir şekilde Ortadoğu'daki yeni güç dengeleri içine gireceğini aktardı.  Birdal, "Obama zaten Bush'un başlattığı savaştan çıkacağını söyleyerek geldi iktidara. ABD kamuoyu başka bir savaşa girmek istemiyor bu açık, ama diğer taraftan Amerikan'ın dünya siyasetindeki rolünden kaynaklanan belli işlevleri var. Bu işlevlerini yerine getirmemesi halinde liderliğinin dışında başka ittifakların oluşabileceği riski var oluşturacak" değerlendirmesini yaptı.

2008 yılından beri finansal krizin ortaya çıkardığı durum ile boğuşan ABD'de iki yıl sonra başkanlık seçimi olacağını ve başkan adayı olabileceği sinyallerini veren eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un müdahaleci bir politika izlediğine dikkat çeken Birdal, "Dolayısıyla iki yıl sonra tekrar daha çok müdahaleci davranan bir ABD ile karşılaşabiliriz. Ama şu anda Obama yönetimi, biraz daha İran'la koordineli bir şekilde belki hava gücünü kullanır ama kesinlikle kara gücünü kullanmayacak, bölgesel müttefikleri ile çalışmayı tercih edeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

“Konsolosluk baskını Türkiye'ye bir cevaptı”

Birdal, Türkiye'nin Rojava'ya dönük politikasında, IŞİD ve El Nusra gibi çeteler ile olan ilişkisini de değerlendirdi. IŞİD'in Irak'a yönelmesinden önce Türkiye'den bu gruplara ciddi yardım desteği gittiği yönünde iddia ve istihbaratların olduğunu söyledi. Birdal, "Türkiye'nin, içinde El Kaide'ye bağlı olan Suriye'deki silahlı selefi gruplarla ilişkisi zaten ciddi eleştiri alıyordu. Ancak Türkiye tutum değişikliği içine gideceğinin işaretlerini vermişti Musul konsolosluğunun baskını olmadan önce. Belki de konsolosluk baskının buna verilmiş bir cevap olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz" dedi.

“Ortak savunma hattı tarihsel olur”

IŞİD'in saldırılarına karşı Kerkük'ü denetimi altına alan Peşmerge ve PYD ile KCK tarafından yapılan ortak savunma çağrısını da değerlendiren Birdal, "Ortak savunma hattı oluşturulursa tarihsel bir kazanım elde edilir. Bu kadar bölge güçlerinin birbirleriyle çatışmaya girdikleri bir yerde, Kürt siyasi aktörlerinin de birbirlerine karşı kullanılması gibi bir risk söz konusu. Bu noktada daha önce yapılması planlanan ama yapılamayan Kürt Ulusal Kongresi'nin gerçekleştirilmesi çok önemli" diye konuştu. (diha) 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.