PWK: "Hiçbir kişi ya da parti Kürtler adına karar veremez"

Ramazan Yavuz

TİGRİS HABER - Açıklamada Abdullah Öcalan’ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısı eleştirilerek, "Hiç kimse ya da parti Kürt milleti adına karar veremez" denildi.

10 Eylül 2023'te PAK (Kürdistan Özgürlük Partisi) ve TDK-TEVGER (Kürdistan Demokratik Hareketi)'nin birleşmesiyle kurulan PWK, adındaki "Kürdistan" ifadesi ve parti programı nedeniyle kapatma davasıyla karşı karşıya. Parti, Anayasa Mahkemesi’nin isim ve program değişikliği yönündeki ihtarını reddetti. Süreç halen Anayasa Mahkemesi’nde devam ediyor.

"Kürt sorunu ulusal ve siyasal bir sorundur"

Açıklamada PWK’nın, Kürt sorununu bir “milli, coğrafi ve siyasi statü” meselesi olarak tanımladığı vurgulandı. Parti, bu hedefe ulaşmak için ulusal, bölgesel ve uluslararası koşullara göre farklı ara çözümlerin de değerlendirilebileceğini belirtti.

PWK, kendi iç iletişiminde Kürtçeyi (Kurmancî ve Kırmanckî/Zazakî) resmi dil olarak kullandığını ifade ederek, Kürdistan’ın dört parçasındaki kazanımları tüm Kürt halkının ortak kazanımı olarak gördüğünü kaydetti.

Öcalan’a eleştiri: "Demokratik toplum sınırlarıyla yetinmek mümkün değil"

Parti açıklamasında Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Toplum” kavramı üzerinden geliştirdiği çözüm önerileri açık biçimde eleştirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Öcalan, Kürt ve Kürdistan sorununu bir ulusal hak ve işgal meselesi olarak değil, kültürel ve toplumsal bir sorun olarak ele alıyor. Oysa Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı vardır. Hiçbir kişi ya da parti bu hakkı tek başına kullanamaz.”

PWK, Kürt halkının taleplerinin silah bırakma ya da askeri operasyonlara son verilmesi şartına bağlanamayacağını vurguladı.

Somut adım çağrısı: Ortak Kürt temsiliyeti şart

PWK, gerçek bir barış için Türkiye Devleti’nin sadece Kuzey Kürdistan'da değil, Rojava (Suriye), Başûr (Irak) ve diğer bölgelerdeki Kürt halkına karşı yürütülen anti-Kürt siyasetten vazgeçmesi gerektiğini ifade etti. Açıklamada şu görüşe yer verildi:

“Tüm Kürt siyasi, demokratik ve sivil yapılar, Kürt tarafı olarak tanınmalı ve çözüm sürecinde muhatap olmalıdır. Sorun, şeffaf olmayan görüşmelere hapsedilmemeli.”

"Barış ve özgürlük, ancak birlikte mümkün"

PWK, barış ve özgürlük mücadelesinin, Kürt halkının ortak siyasi ve sivil dayanışmasıyla mümkün olabileceğini belirtti. Açıklamada, Kürdistan’ın dört parçası ve diasporasında ulusal, demokratik işbirliği ve ittifakların önemine dikkat çekildi:

“Milli, demokratik ve Kürdistani stratejik bir ittifak için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu almaya hazırız.”

PWK, Türkiye’deki tüm demokrasi güçleriyle ortak çalışma yürütmeye açık olduklarını belirterek, "Gelin, bu milli mevziyi birlikte büyütelim" çağrısında bulundu.