Şair İbrahim Şen, ‘Yaşanan acılar şiir’e dönüştü’

Haber/Foto: Gencer ARPACI

DİYARBAKIR - Şair İbrahim Şen, ‘Kehribar’ adılı şiir kitabının imza gününde, Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nde çok sayıda şiirsever ve yazarla bir araya geldi. Şen; şiirlerini Roboski Katliamına, Paris’te öldürülen üç Kürt kadın siyasetçiye ve Gezi olaylarında yaşamını yitirenlere atfen yazdığını ifade etti. Bu olaylara ilişkin yazdığı şiirleri okurken şiir severler duygusal anlar yaşadı. Şen, yapılan etkinliğin ardından gazetemize verdiği röportajda barışa olan özlemini dile getirdi.

‘Roboski bende travmatik bir duygu yarattı’

Roboski’nin kendisinde derin travmatik duygular yarattığını vurgulayan Şen, şöyle konuştu. “Roboski benim için bir dönüşüm noktası oldu. Roboski’den sonra edebiyata bakışımda, hayata bakışımda ciddi anlamda değişiklikler oldu. Durup baktığımızda bu topraklarda yarın sabah başımıza ne geleceğini bilemiyoruz. Yani Roboski bende travmatik bir duygu yarattı. Hayatımda en çok zorlandım şey Roboski’yle ilgili yazdığım şiir oldu. Şiiri yazarken de okurken hep ağladım. Kendi kendime dedim ki keşke Roboski hiç yaşanmasaydı da ben de bu şiiri yasaydım. Çünkü o şiiri yazarken günlerce ağladım. Roboski kanımızı kurutan bir acı ve fakirlik bıraktı”

‘Bu ülkede ne zaman samimi bir barış olursa o zaman güzel şeyler olur’

Şen, Bir yıldır Türkiye’de yaşanan olaylarla ilgili, son kitabında ‘Gidenlere dair’ bir bölüm ayırdığını söyleyerek, bu bölüme ilişkin duygularını şöyle ifade etti.                                                                                                                “Sivas katliamından beri yaşanan trajedi duygusu bizde de derin etkiler bıraktı. Bunun yanında Sakine’lerin öldürülmesi, o üç canın gitmesi çok acı bir duygu, Ömrünü mücadeleye adayan bu üç fidanın öldürülmesi ve Gezide yaşamını yitiren gençler bize derin acılar yaşattı. Son kitabımda Sakine’lerin, Sivas katliamının ve Gezinin acıları var diyebilirim.  Bu acıyı bize yaşatanlar bizim toplumumuzun renklerini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu ülkede ne zaman samimi bir barış yaşam bulursa o zaman edebiyatımız ve sanatımız daha rahat bir nefes alır düşüncesindeyim”