Teknoloji Çağında Eğitim

Röportaj: Zeynel Hebun GÜLER

TİGRİS HABER - Yirmi yılı aşkın bir süredir eğitim sektöründe olan ve Fizik Eğitimi ile ilgilenen Cihat Bozkaplan ile eğitimi konuşacağız.

Öncelikle sizi tanımamızda fayda var, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdum. Babamın öğretmen olması nedeniyle çeşitli ilçelerde ve köylerde bulundum. Çocukluk yaşantım genel itibariyle köyde geçti. Ailem şehir merkezine taşınınca köydeki akrabalarım durumuma imrenerek kolay bir hayat sürdüğümü düşünmeye başladılar. Fakat şunu unutuyorlardı köy işlerinde fiziksel bir yorgunluk oluşurken eğitimde de zihinsel olarak epey yoruluyor insan. Her işte emek ve stres illa ki var, bu unutulmamalı.

Üniversite okuduğunuz yıllarda eğitim ortamı nasıldı?

Bahsettiğiniz yıllarda üniversite okumak bugünkü kadar kolay değildi. Bu duruma sebep olan birçok unsur vardı tabii ki. Sosyal şartlar, maddi imkanlar… Sınava kısıtlı imkanlarla hazırlandım. ODTÜ Fizik bölümünü tercih ettim ve o sıralar ataması pek olmamasına rağmen fizik bölümünde eğitim hayatıma devam ettim. Çünkü bu benim keyif aldığım bir alandı.

Sizin döneminizdeki öğrenci profiliyle şimdiki arasındaki farklar neler?

Değişen dünyayla birlikte öğrenciler de değişti tabii ki. Arada epey bir fark var. Bunda en büyük etken teknoloji. Bilgiye ulaşmak artık çok rahat fakat gençlerin çoğu bu avantajın farkında değil. Teknolojinin yanlış kullanımı da birçok öğrenciyi tembelliğe itebiliyor. Artık her öğrencinin elinde telefon var. Bakın cebinde demiyorum, keşke cebinde olsa; artık telefon gençlerin sürekli elinde. Ne yazık ki öğrencilerin çoğu teknolojiyle elde edebilecekleri başarının farkında değiller. Teknoloji onları değil, onlar teknolojiyi yönlendirmeli.

Peki teknolojinin eğitim açısından sağladığı faydalar neler oldu?

Teknoloji, fırsat eşitsizliğini büyük oranda ortadan kaldırdı. Mesela özel eğitim kurslarına gidecek imkanı olmayan, kırsal kesimde yaşayan öğrenciler çeşitli ders videolarına kolayca ulaşabiliyor. Teknolojiyi doğru bir amaç doğrultusunda kullanmak gerek.

 Benim de ders videoları yayınladığım “Cihatca Fizik” adlı bir YouTube kanalım var. Şunu söylemeliyim ki kırsal kesimde yaşayan birçok öğrenci bana kanalım üzerinden ulaşabiliyor. İsteklerini rahatlıkla dile getiriyorlar. Teknoloji bu açıdan bakılınca sınırları ortadan kaldırdı.

Pandemi süreciyle birlikte uzaktan eğitim dünya genelinde yaygınlaştı. Sizin uzaktan eğitim hakkında düşünceleriniz neler? Gelecekte bu konuda bizi neler bekliyor?

Son yıllarda insanların daha çok evden çalışmaya başlamasıyla birlikte çoğu öğretmen ve öğrenci uzaktan eğitimin mantığını kavradı ve benimsedi. Bu yöntemden verim alan büyük bir öğrenci kitlesi de mevcut. Öğrenciler istediği  öğretmene istediği zaman ulaşma imkanı kazandı. Farklı kentlerde bulunup benden uzaktan eğitim talep eden birçok öğrenci var. Aradaki yüzlerce kilometreyi teknolojiyle aşıyoruz.

 Süreç gösteriyor ki uzaktan eğitim gelecekte de devam edecek çünkü birçok açıdan yarar sağlıyor. Şehirler büyüyor ve bu büyümeyle birlikte şehir içi seyahatlerin süresi de artıyor. Öğrencinin öğretmene, öğretmenin öğrenciye ulaşması için artık bu mesafeyi katetmek zorunda değiliz. Uzaktan eğitim sayesinde saniyeler içerisinde öğrencilere ulaşabiliyoruz. Bu durum iki taraf için zamandan kazanç sağlıyor.

“Cihatca Fizik” adlı bir YouTube kanalınız olduğuna değinmiştiniz. Bu işin arka planından bahseder misiniz, videolar nasıl hazırlanıyor?

 Kanalı kurma fikri tamamen öğrencilerimin isteği doğrultusunda gelişti. Bana da mantıklı geldiği için kanalı açma kararı aldım. Videolarımı ev ortamında hazırlıyorum, bu da ayrı bir dikkat ve efor istiyor. Bu işi ilerletip stüdyoda video çeken kişiler var fakat benim stüdyom evim, ekipmanlarım ise bir yaka mikrofonu ve tablet. Videoların montajını, çekimini, anlatımını ben yapıyorum. Videoları ev ortamında hazırladığım için bazen çeşitli sesler videoya yansıyabiliyor. Bunları montaj esnasında tek tek bulup süzmek gerekiyor. Videolarımda espri yaparken daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Çünkü geniş bir öğrenci kitlesine hitap ediyorum ve kimin ne anlayacağını tahmin etme şansım yok. Bu işi yapmak sanıldığı kadar kolay değil, büyük bir özveri istiyor.

Günümüzde yayıncılık sektörü nasıl bir yol izliyor?

Kısa süre önce bir yayınevinde editörlük yaptığım için yayıncılıktaki zorlukları da biliyorum. Sorular değişen öğrenci profiline ve sınav sistemine göre sürekli yenilenmek zorunda. Oldukça zahmetli… İş birliği ve fikir alışverişi yapmak şart. Kitaplar her dizgide tekrar tekrar düzenleniyor. Her editörün gözünden kaçabilen küçük noktalar olabiliyor, bunları en aza indirmek de büyük bir zaman alıyor. Ayrıca bir ekiple birlikte üzerinde çalıştığımız bir TYT Fizik soru bankası var. Kısmet olursa önümüzdeki aylarda baskıda olacak. Net bir tarih vermememin sebebi dediğim gibi bu işin büyük bir özen gerektirmesi. Her gözden geçirdiğimizde tekrar tekrar düzenliyoruz kitabı. Ayrıca kanalım için bir video ders notu kitabı da çıkarmayı düşünüyorum, henüz tasarı aşamasında.

Bize vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkürler. Son olarak öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?

İnsan yapısı gereği zorluk görünce vazgeçmeye meyleder. Kazananlar vazgeçmeyenlerdir, ne olursa olsun vazgeçmesinler. Ayrıca burada öğretmenler de büyük etken. Öğretmenler öğrenciye, öğrenciler de derse karşı ilgiyle yaklaşmalı. İletişim, öğrenmenin de öğretmenin de kilit noktası.

Sistemli ve sürekli çalışmak da çok önemli. Her gün daha başarılı olmak için adım atmak gerek, büyük veya küçük olması çok önemli değil. Önemli olan sürekli hareket halinde olmak. Bu süreç çalışmanın yanında psikolojik bir süreç, iniş ve çıkışların normal olduğu da unutulmamalı.

Tüm öğrencilere başarı dolu bir eğitim yılı diliyorum. Asla vazgeçmeyin!