VİDEO - Yaşarken değer vermek önemlidir

Diyarbakır'da, "Medeniyetimizin Dirilişi: Sezai Karakoç" etkinlikleri kapsamında "En Sevgili" adlı gösteri ve şiir dinletisi gerçekleştirildi. Oyun sonrası Esat Tanrıverdi Tigris Haber’e konuştu.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.

(Sezai Karakoç)

İsmet Numanoğlu’nun yönettiği, Nurceylan İlhan Özen, Sibel Günday, Ebubekir Bora ve Esat Tanrıverdi’nin rol aldığı oyunun konusunu; şair Sezai Karakoç’un aşk üzerine yazdığı şiirlerinden oluşuyor. Şairin gerçek aşkla ilahi aşk arasındaki farklılıklarının anlatılmaya çalışıldığı gösterimin oyuncularından Esat Tanrıverdi; bu oyun fikrinin nasıl ortaya çıktığını ve nasıl hazırlandıklarını şöyle açıkladı;

“Bu oyun Tiyatro Genel Müdürümüz Mustafa Kurt’un teşvikiyle doğdu. Biraz aniden oldu. Oyuna daha iyi hazırlanmak için yeterli zamanımız yoktu fakat bu kısa zamanda yoğun bir çalışma içine girdik.  Sezai Karakoç’un ancak birkaç şiirini kullanabildik. Her şiirini alamadık. Oyun metni şiirden oluştuğu için ayrı bir çalışma gerektirdi.” Dedi.

Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim...
Açma pencereni, perdeleri çek.

Oyunun konusuna ilişkin olarak ise;

“Sezai Karakoç’un şiirlerinde yatan gerçek aşkla ilahi aşk arasındaki geçişi biraz anlatmaya çalıştık. Kavuşamamak, özlem, sevgi hepsi bir arada ancak ilahi aşka giden yolda gerçek aşkın ne kadar yüzeysel kaldığını da görüyoruz. Ne kadar aktarabildik bilmiyorum ama gerçek aşka kavuşamıyor. Yazar ilahi aşka yöneliyor. Bu ayrımı dansla, bedensel dille, Karakoç’un şiirlerini seslendirdik.” Açıklamasını yapan sanatçı Esat Tanrıverdi; sekiz yıl Van Devlet Tiyatrosunda şimdi de Ankara Devlet Tiyatrosunda çalıştığını ve Diyarbakır’a yılda en az bir iki kez gidip geldiğini ve Diyarbakır’ı sevdikleri bir şehir olduğunu söyledi.

Ey sevgili

 Uzatma dünya sürgünüm benim

 Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır

 Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır

Aşk cellâdından ne çıkar mademki yar vardır

 Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır.

Tanrıverdi; “ Şunu açıklamak isterim: Bizler yazarlarımıza şairlerimize hep öldükten sonra çok kıymet veririz. Bir şairimizin, bir roman ya da hikâye yazarımızın yaşarken ona değer vermek, yazdığı eserleri sahneye koymak yazar için de çok kıymet verici bir şeydir. Yaptığımız işi tanıtım anlamında da çok değerli buluyorum. Yaşarken anmak, değer vermek önemlidir. Umarım yaşayan yazarlarımızın, şairlerimizin eserlerini sahneleriz diye düşünüyorum.” şeklinde düşüncelerini açıkladı.

ÖZEL RÖPORTAJ/MÜMİN AĞCAKAYA