Mekânların da kimliği ve kişiliği var

Mekânların da kimliği ve kişiliği var
Yazım hayatına şiir ve öykülerle başlayan daha sonra dar ve sıkıntılı mekânlarda yürüttüğü yazım çalışmalarına roman çalışmalarıyla devam eden Burhan Babaoğlu, ‘Karacadağ’ adlı romanı hakkında Tigris Habere konuştu.

TİGRİS HABER - Yaşam, önceden sınırları belirlenmiş bir çizgi değildir. İçinde git gelleri olan sürprizlerle dolu bir rotadır. Yazar Burhan Babaoğlu, Karacadağ romanında olayın kahramanı bir arayış içindedir. Siverek’te geçen olaylarda kahraman bir tarafta katı feodal ve aşiret ilişkileri, diğer tarafta kapitalist kuşatma ortamında kendine yol bulmaya ve yaşam ilkeleri oluşturmaya çalışır. Bunun için kahraman tarihi mekânlar içerisinde gezer. Geçmişin bir kimliği ve kişiliğini de taşıyan bu tarihi mekânlarda seyahat eden roman kahramanı bu kuşatılmışlıktan kendine bir yol bulmaya bir rota çizmeye çalışır. Yazar Babaoğlu bu çalışmasını birkaç kitap olarak tasarlıyor. Dolayısıyla roman kahramanın arayışı yazacağı yeni romanlarında da devam edecek gibi görünüyor.

mekanlarin-kimligi-vardior-2.jpg

Kitabın öyküsü nasıl başladı?

Babaoğlu, yazdığı kitabın öyküsünü şöyle anlattı;

“Sıradan bir insan feodal bir ağaya hayır derse başına ne gelebilir? Diye bir fikir yürüttüm. Doğrusunu söylemek gerekirse başına her şey gelebilir diye bir sonuca vardım. Bu sonucu yazdığım zamanda bu kişi şahsında hemen her insanın başına bir trajedi gelebileceği sonucuna ulaştım. Gerçeklerden kaynaklanan gelişmeler olduğu için çok da hayal gücüne ihtiyaç duymadım. Romanı yazarken bana en çok yardımcı olan bütüncül tarih görüşü oldu. Yani günümüzden tarihsel ve toplumsal olay ve olguların güncel durumla sınırlı kalmadığı, bunun tarihi derinliklere de kaynaklık ettiği ve fikri bana çok heyecan verici geldi. Bunu romanda işlemeye çalıştım. Toplumcu olmaya çalışırken aynı zamanda bunu tarihi verilerle desteklendiğini resmetmeye çalıştım. Bu nedenle romana ‘ASURNASİRPAL’İN LANETİ’ alt ismini koyduğumda, bu tarihi şahsiyetin tüm özelliklerinin günümüz koşullarında da yaşandığını aynı zamanda bu lanetle birlikte karşı mücadele veren toplumsal kesimlerinde eskiden nasıl bir özgürlük arayışına girdiklerini aynı şekilde devam ettiğini resmetmeye çalıştım. Bunun da tarih ve güncelliği birleştirmeye bir bütün içerisinde resmetmeye çalıştım.

mekanlarin-kimligi-vardior-2.jpeg

Mesleğine hâkim bir inşaat ustası. Bir yanıyla feodal dinamikler bir yanıyla da bunu reddeden devrimci dinamiklerin bulunduğu Siverek ve Karacadağ mekânında geçiyor. Romanın kahramanı ve ailesi yaşama mücadelesi vermeye çalışıyor.

Bu koşullar içerisinde dürüstlüğün ne gibi sonuçlar yaratacağını da ifade etmeye ve başına ne tür işlerin gelebileceğini göstermeye çalıştım. Ortaya Don Kişot vari biri çıktı.

Kendine ilkeler edinen, ilkelerine bağlı kalmaya çalışan birinin bugünkü toplumsal koşullarda ayakta kalabilmesi son derece zordur.

Romanında kahraman nasıl bir maceraya sürükleniyor?

Kahraman ilkelerini hayata geçirmeye ve kendini korumaya çalışıyor. Fakat feodal ilişkilerle kuşatılmış bir ortamda tarafsız kalma şansını da fazla bulamıyor. Çünkü o feodal ortam kendi adetleri ve anlayışlarıyla bir atmosfer yaratıyor ve bundan kurtulma şansı o kadar kolay değil. Bu ortamın etki alanından çıkabilmesi için alternatif seçeneğini yaratabilmesi gerekir. Belli oranda devrimci dinamiklere sempatiyle baksa da yaşadığı atmosfer içinde kurtuluşu yoktur.

mekanlarin-kimligi-vardior-1.jpg

Olayın kahramanı sürekli bir arayıştadır. Bir tarafta katı feodal ilişkiler diğer tarafta da kapitalist ilişkilerin kuşatması altında ayakta durmaya çalışıyor. Bunun mücadelesini veriyor. Bu ortamın içinde git gelleri yaşıyor. Çelişkileri ve arayışı var.

Siverek deyince feodal, aşiret ilişkilerinin katı ve özelliklerini çok canlı yaşayan bir yer. Bu katı ilişkiler kendini bireylere de dayatıyor. Diğer tarafta da kapitalist ilişkilerin kuşatması altındadır. Kahraman burada çelişkiler içinde, kendine çıkış yolu arıyor. Feodal ilişkileri reddediyor çünkü ona hitap etmiyor. Ayrıca aşiretler arası çelişkiler de söz konusu. Kendini bu ilişkiler içinde bulamıyor. Yeni ilişkilere yöneliyor. Bu çelişkiler içinde roman kahramanı bocalayan bir insan karakterinde ve bunun arayışı ve hayat öyküsü.

Tarihsel mekânlarda geziniyor. Bu tarihi mekânlarda ne arıyor?

Tarih, mekânların kimliğinde devam eder. Mekânlar aynı zamanda geleneklerin, törelerin de devamlılığını sağlar. Bu açıdan baktığımızda mekânların da bir kimliği ve kişiliği vardır. İnsanlar bu kişilik ve kimlik içinde gezerken aynı zamanda onlarla da yüzleşir. Bu bir yerde tarihle yüzleşme oluyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.