VİDEO - Diyarbakır Anzele’de balıklar nasıl ortaya çıktı

VİDEO - Diyarbakır Anzele’de balıklar nasıl ortaya çıktı
 Özel Haber
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 bin yıl öncesine kadar uzandığı ifade edilen yeraltı tatlı su kaynağından oluşan Anzele suyunda balıklar on yıllar sonra tekrar görülmeye başlanınca halk arasında büyük şaşkınlık yarattı.

Haber ve Fotoğraflar: Ramazan YAVUZ-ÖZEL

TİGRİS HABER - Anzele veya tarih kitaplarında yazılan ismiyle Aynzeliha, tarihi Sur ilçesinin Melik Ahmet Mahallesi’nde eski Telgrafhane sokak ile Çift Kapı arasında bulunuyor. Yeraltı tatlı su kaynağından oluşan Anzele tarihinin 2 bin öncesine kadar uzandığı tarihçiler tarafından dile getiriliyor. Anzele ile ilgili onlarca kitapta farklı birçok hikâye mevcut. Anzele denilince aslında kentlilerin büyük bölümü Çiftkapı ile Urfakapı arasındaki iç bölüm olarak bilir.

anzelee-baliklarin-sirri-1.jpeg

EVLİYA ÇELEBİ, “ÖLÜMSÜZLÜK SUYU”

Anzele’nin kutsallığı veya tarihsel yapısıyla ilgili birçok bilgi mevcut. Diyarbakırlı tarihçi ve yazar Şevket Beysanoğlu, Anzele’nin tarihinin 2 bin yıl öncesine Roma devrine kadar gittiğini dile getiriyor. Evliya Çelebi ise Anzele suyunun kutsal ve şifalı olduğuna vurgu yaparak, “Bu balıklı su ölümsüzlük suyudur. Binlerce insan girip yıkanır, humma hastalığına yakalanan ve cüzam hastalığına tutulan girse ve suyundan kırk gün içse, Hayy ve Kadir Allah’ın emriyle anadan doğmuş gibi sağlıklı olur. Burası görülesi bir yerdir” diyor.

anzelee-baliklarin-sirri-2.jpeg

1978’DE ÜZERİNE BETON DÖKÜLDÜ YERİNE İTFAİYE BİNASI YAPILDI

1978’e kadar Anzele’de bulunan hayvan kesimhanesi ve sakatat çarşısı hayli faaldi. Kentin dört bir yanından insanlar sakatat veya et almak için buraya gelirdi. Sakatatlar ve yeni kesilmiş taze etler bu buz gibi suda yıkanır, temizlenir ve satışı yapılırdı. Bu su, kentin altındaki kanallardan akarak Hevsel bahçelerini de suladıktan sonra Dicle Nehri’ne karışırdı. O yıllarda Anzele suyu adeta balık kaynardı. Biz sakatat almaya gittiğimizde bu balıklar evcilleşmiş gibi elimizi uzattığımızda kaçmazdı. Suyun içinde elimize alır sonra tekrar suya bırakırdık. Hiç kimse bu balıkları yemek için almaya cesaret edemezdi. Halk arasında bu balıkların Urfa Balıklı göl’deki balıkların akrabaları olduğu, bazısının yeraltından Diyarbakır’a geldiği ve kutsal olduğu söylenirdi. Ve buna benzer daha bir çok efsane. Anzele, 1970’li yılların sonuna doğru çarpık kentleşmenin de etkisiyle yavaş yavaş yok olmaya başladı. 1978 yılında ise havuzların üzerine beton dökülüp bir tarih adeta yok edildi, alana Diyarbakır İtfaiye binası yapıldı ve itfaiye arazözlerine gereken su da buradan karşılandı. O balıklara ise, ne olduğunu kimse bilmiyor.

anzelee-baliklarin-sirri-4.jpeg

10 YIL ÖNCE ANZELE TEKRAR GÜN YÜZÜNE KAVUŞTU

Aradan yıllar geçti. Kimse çok ciddi bir şekilde bu tarihin tekrar ortaya çıkarılması için dile getirmiyordu. Diyarbakır’ın adeta kaybolan tarihinin yani Anzele’nin tekrar ortaya çıkarılması için Diyarbakır Büyükşehir belediyesi 2013 yılında kolları sıvadı ve çalışmalara başladı. 2014 yılında ise Anzele suyu tekrardan ortaya çıkarıldı ve 2 havuz ve kanala bırakıldı. Anzele de eski görkemli günlerine kavuştu. Ancak bir eksiklik vardı. Su var, havuzlar var, çevre düzenlemesi de tamam ancak balıklar yok. İnsanlar balıklardan umudunu kesmişti. Ta ki, 3-4 yıl öncesine kadar..

anzelee-baliklarin-sirri-5.jpeg

YILLAR SONRA ANZELE’DE BALIKLAR TEKRAR GÖRÜLDÜ

Anzele’de3-4 yıl önce balıkların aniden ortaya çıktığı adeta bir mucizeymiş gibi kentte anlatılıyordu. Gidip bende baktım evet irili ufaklı birçok balık vardı. Geneli siyah renkliydi. Nerden geldikleri veya nasıl ortaya çıktıklarıyla ilgili spekülasyonlar havada uçuşuyordu. Söylentilerin büyük bölümü balıkların kutsal olduğu ve mucizevi şekilde tekrardan ortaya çıktığıyla ilgiliydi. Ancak tam olarak kimse nasıl ortaya çıktıklarını netleştiremiyordu. Hakikaten aniden nasıl çıkmıştı bu balıklar?. Bu soruların cevabı geçen gün fotoğraf çekmeye gittiğimde aniden kendiliğinden geldi ve bu balıkların aniden nasıl ortaya çıktığının sırrı da bu anlatıma göre çözülmüş oldu.

anzelee-baliklarin-sirri-11.jpeg

BALIKLIKLARI KONTROLE GELMİŞTİ

Anzele etrafında turlayıp fotoğraflar çekiyor, balık popülasyonun son durumunu kontrol ediyordum. Anzele’de yan yana olan ve yeraltı su kaynağının döküldüğü 2 havuzda da balıklar vardı. Balıkların büyük bölümü kayaların arkasında ve içinde bulunuyordu. Ağırlıklı olarak siyah renklilerdi. İçlerinde farklı türden ve oldukça büyümüş olanlarda vardı. Ben balıkların fotoğraflarını çekerken aniden biri yanıma yaklaştı. O da benim gibi havuzdaki balıkları inceliyordu. İsmi Salih Konur. Ben ona “bu balıklar aniden mi ortaya çıktı, nasıl olduğunu biliyor musunuz?” diye sorunca önce güldü, sonra sanki bu soruyu bekliyormuş gibi yanıtladı.

anzelee-baliklarin-sirri-10.jpeg

“BALIKLARI ANZELE’YE BEN ATTIM. SONRA ÇOĞALDILAR”

Salih Konur, 3-4 yıl Önce Erzurum’un Hınıs ilçesindeki bir baraj göletinde balık avladığını belirterek, Anzele’de balıkların aniden ortaya çıkmasına şöyle açıklık getirdi:

“3-4 yıl önce Erzurum’un Hınıs ilçesindeki bir barajda balık avladım. Sonra balıkları yemek için eve götürdüm. Balıkların 3-4 tanesi çok ilginçtir halen sağdı. Sağ olduğunu görünce onları evde bir süre besledim. Daha sonrada Diyarbakır’a getirip Anzele suyuna attım. 3 yılda hızla çoğalıp büyüdüler. Daha da büyükleri vardı. Sanırım çocuklar çıkarıp eve götürüyor. Ben yavruları sadece bir havuza atmıştım. Sanırım yavrular alttaki borulardan diğer havuzlara da girip orada da çoğalmış. İki havuzda da şimdi balıklar var. Millet şimdi gelip onları seyrediyor. Bende arada sırada gelip onlara bakıyorum.”

anzelee-baliklarin-sirri-9.jpeg

Salih Konur, kısa röportajında balıkların aniden ortaya çıkma gizemine açıklık getirirken, Anzele’yi görmeye gelen vatandaşların en çok merak ettiği şey yine de söz konusu balıklardı. Ben fotoğraf çekerken bazı vatandaşlar bunu yine mucize ile açıklıyordu. Ben veya Salih Konur her gelene durum böyle değil, doğrusu bu demeye kalksak sanırım oradan hiç ayrılmamamız gerekiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum