VİDEO - İki metre karelik yerde yaşam savaşı!

VİDEO - İki metre karelik yerde yaşam savaşı!
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesi 3’ncü Sanayi Sitesi’nin giriş kapsının kenarında 2 metrekarelik bir kulübenin içinde 54 yaşında kimsesiz ve engelli bir vatandaş 5 yıldır yoksulluk içinde yaşıyor.

Hayatını 5 yıl öncesine kadar şoförlük yaparak kazanan Ali Savaş, geçirdiği bir trafik kazası sonrasında sakat kalan ayağıyla yardıma muhtaç bir şekilde geçiriyor.

3’üncü Sanayi Sitesi esnaflarının kendisine yaptığı kulübede ve onların yardımlarıyla ayakta kalmaya çalışan Savaş, yardımsever iş insanlarından ve devlet yetkililerinden kendisine uzanacak bir yardım elini bekliyor.

s-022.jpg

Aslen Mardinli olan Ali Savaş’ın dedeleri bir asrı aşın bir zaman önce Diyarbakır’a yerleşiyor. Mardin’in Savur ilçesi Elmabahçe köyünden Diyarbakır’a göçtüklerini belirten Savaş, “Benim dedem Yemen’de savaşmış. Sonrasında seferberlik çıkmış ve Çanakkale’de şehit olmuş. Şehit torunuyum ama anam, babam öldü ve tek başıma sokaklarda kaldım.” Diyerek hem şehit torunu olduğuna hem de yaşadığı mağduriyete dikkat çekiyor.  

ss-031.jpg

“Sanayi sitesi esnafının ve vatandaşların yardımı ile yaşıyorum”

Diyarbakır’da şoförlük yaparak geçimimi sağladığını ifade eden Savaş, içinde bulunduğu mağduriyete ilişkin şöyle konuştu: “ 3-4 yıl önce kaza geçirdim. Kamyon bana çarptı ve sağ ayağım sakat oldu. Hiç evlenmedim, çoluk çocuğum yoktur. Hiçbir gelirim yoktur. Sanayi sitesi esnafının ve vatandaşların yardımı ile yaşıyorum. Şuan içinde yaşadığım barakayı da sanayi sitesi esnafı yaptırdı ve onların sayesinde 2 metrekarede olsa sığınacak bir yerim var. Bir gün aç bir gün tok yaşayıp gidiyorum. Cuma günleri cami önünde vatandaşların yaptığı yardımlarla yarı aç yarı yok günlerim geçiyor. Yani, dünyada daha Müslümanlar var, onlar daha ölmemiş ve onların yardımı ile aç karnımı iyi kötü doyuruyorum.”

sssss.jpg

 “Sanayi sitesi esnafı da olmasa dışarıda kalacaktım”

Kendisini geçindirebileceği, kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceği bir gelirinin olmasını isteyen Savaş, şunları söyledi: “Çünkü bugüne kadar bana yardım eden insanlara artık yüzüm kalmadı. Sosyal Yardımlaşmaya gittim, yardım istedim ama belli bir ikamet adresim olmadığı için yardım yapamayacaklarını söylediler. Ben burada 2 metrekarelik bir barkada kalıyorum ve başka da gidecek yerim yok. Sadece bir kere Bağlar Sosyal Yardımlaşma Vakfı 150 TL yardım yaptı onun dışında devlet kurumlarından hiç yardım almadım. 5 senedir başka da bir kuruş para veren olmadı. Yoksulum, yardıma muhtacım. Allah için biri bana bir el atsın, bir gelirim olsun, sıcak bir çorbam olsun, giysilerim olsun. Kış geliyor ama içimde bir atletim bile yok. Sanayi sitesi esnafı da olmasa dışarıda kalacaktım, sağ olsun onlar bu kulübeyi yaptılar. Sayın Cumhurbaşkanımıza da sesleniyorum bana bir el uzatsın. Cumhurbaşkanımı çok seviyorum, iyi bir insandır, Allah için bana yardım etsin. O olmasa bu Türkiye’yi kimse yönetemez.”

sss-019.jpg

“Bana bakan insanlardan daha fazlasını istemeye yüzüm utanıyor”

Hayırsever vatandaşların yardımları ile ayakta kaldığını belirten Savaş, iş insanlarından ve devlet yetkililerinden yardım talebinde bulundu. Savaş, “Allah rızası için zengin bir adam ufaktan bir yardım yapsın. Fazla bir şey istemiyorum. Karnımı doyurabileceğim bir gelirim olsun istiyorum. Benim, güzel insanlara, iş adamlarımıza, devletimize bir çağrım var; bana bir el uzatsınlar. 65 maaşım olsa bana yeterdi ama ona da daha 10 yıldan fazla zaman var. Ne anam var ne babam, kimsem yok. Bana yardım eden insanlar anamdır, babamdır. Duygu sömürüsü yapmıyorum, bir lira param yoktur. Hasta olsam sokaklarda kalırım, yazıktı, günahtır. Kendime yazığım geliyor. Bazen kendime ağlıyorum, neden bu hayat şartlarına kaldım. Öyle günler oluyor ki aç yatıyorum. Bazen kapımı çalıp bir tas sıcak çorba getiren insanlarımız oluyor, Allah onlardan razı olsun. Onlar da olmasa açım, aç. Bir Müslüman bana bir el uzatsın. Bir gün bu kulübenin içinde açlıktan öleceğim. Ölsem, ardımdan diyecekler, ‘niye derdini anlatmadın’. Yardım yapan dan da yapmayan dan da Allah, peygamber razı olsun. Fakire yardım, Müslümanlığın görevidir bence. Benim durumum herkesin başına gelebilir. Keşke ayağım böyle olmasaydı da ben çalışıp ekmeğimi kazanaydım. Biraz param olsa kendime bir çay ocağı kurarım, simit satarım ekmeğimi çıkarırım. Ağır iş yapamam ama hafif işleri yapabilirim. Ben de bu topluma, insanlarıma yaralı olurum. Durumum olursa ben de benim gibi bir garibana bir el atarım. Ama kazanmasam ben de ölürüm o da ölür. Kimse acından da ölmemiş bu zamanda ama temizlik var, giyim var, insanın temel ihtiyaçları var. Cenabı Allah ne yaratmışsa insanoğlu layıktır ama bulamıyoruz. Cuma’ya gidiyorum, namazımı kılıyorum. El uzatandan da uzatmayandan da Allah razı olsun. Gelsinler bir halime baksınlar, mağdurum. Sabah sıcak bir çay bile içmemişim.  Bak bu barakada etrafım zengin dolu, onların komşusuyum, isteseler bana her türlü yardım ederler ama burada bir beksi kapımı çalıyor, bir tabak yemek veriyor, başkası değil. Kimsede bir hakkımız yok ama olmayana yardım etmek bir Müslümanlık görevidir ve bu hepimizin üstündedir. Neticede insanız, Müslümanız, ciğerimiz yanıyor. Sanayi sitesi esnafları 3 sene boyunca yemeğimi verdiler, ihtiyaçlarımı karşıladılar. Onların bana yaptığını ağabey kardeşine yapmaz. O Müslümanlar bana bu iyiliği yaptılar ama artık yüzüm tutmuyor onlardan bir şey isteyeyim. Bana bakan insanlardan daha fazlasını istemeye yüzüm utanıyor. Onlar yine de gel diyorlar ama bende yüz kalmadı onlara karşı.” Şeklinde yardım talebini dile getirdi.  

s7-002.jpg

Ali ABBAS YILMAZ-ÖZEL

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum