VİDEO - Tarihi çörek: İkliçe ya da Kuliçe

VİDEO - Tarihi çörek: İkliçe ya da Kuliçe
Mardin yöresinde Müslüman, Hıristiyan ve Süryanilerin vefatlardan ve sonrasındaki anmalarda gelenlere ve komşularına ikram edilen; Mardin çöreği ya da eski adıyla bilinen İkliçe ve Kuliçe'yi yaşatmaya çalışan Gürsel Yağcı Tigris Habere konuştu.

Bazı yörelerimizde geçmişten beri gelen kültürel değerler vardır, tarihin derinliklerinden gelir. Ama buların birçoğu belli bir alanda bilinir genelde bilinir, görülür hale gelemez. Tarihsel ve kültürel değerler gibi bazı lezzetler de geçmişten beri kullanılagelmektedir. Genelleşmezse, kendi kabuğunu kıramazsa unutulup gidecektir.

Ürettiğiniz burada sergilediğiniz Mardin çöreği olarak da bilinen İkliçe hakkında ne söylemek istersiniz?

İkliçe Mardin’e özel bir çörek olup, eski zamanlardan beri birçok kültür ve inanç gruplarının yaptığı, günümüze kadar devam ede gelen bir kültürdür.  Mezopotamya'nın kadim kenti Mardin’de yaşamış olan kadim kültürlerin devam ettirdiği, günümüze ulaşan özel bir çörektir.

Mardin’deki her kültürün kendine özgü yaşam ve inançlarına bağlı olarak; dualar eşliğinde, özel ritüeller ve seramoniler eşliğinde tüketilmektedir.

Mardin’e özgü kültürel mirası olan bu ürünü gün ışığına çıkarıp tanınır hale gelmesine bir katkı sunmak istiyoruz.

Mardin’de turizmin gelişmesiyle beraber; öncelikle şehrimizi ziyarete gelenlere bu ürünü tanıtarak, şehirden ayrılırken de dostlarına hediyelik olarak da götürebilecekleri bir lezzet olmasını istiyoruz.

mm-033.jpg

Bugün marka tescilini aldığımız bu ürünün ilerde coğrafi işaretini de alıp; Unesco’ya da aday göstererek tescillenmesinin sağlayarak; Dünya kültür mirasına katmak istiyoruz.

Mardin’e gelen yerli yabancı misafirlerin alabilecekleri, taşıyabilecekleri formda üreterek tanıtımını ve her yere taze ve sağlıklı ulaşmasını sağlamak için çalışıyoruz. Bunun alt yapı ve ilişkilerini geliştiriyoruz.

mmm-017.jpg

Birçok kişiye yeni gelir kaynağı olacaktır

Bu ürünün tanınır hale gelmesi ve markalaşmasıyla birlikte ekonomik açıdan da Mardin’de yaşayan birçok kişiye geçimini sağlayacağı bir gelir kaynağı da olacaktır.

İkliçe bir nevi toplumla bütünleşmiştir. İçine katılan baharatların özelliklerinden dolayı bir nevi inançların harmanlanması gibi günümüze kadar taşınmıştır.

Bu çöreğin yapılışında tarçın,  yenibahar, mahlep, karanfil olmak üzere 10 ile 14 çeşit baharat kullanılmaktadır. Bu kadar baharat kullanılması ise eskiden saklama koşulları zor olduğu için baharatlar bir nevi anti oksidan özelliğinden ve lezzet oranını arttırmak için de kullanılmıştır. Çörekler nemden ve güneşten korunarak yaklaşık bir yıl kadar da saklanabilmektedir. Ayrıca; Mezopotamya ovasında yetişen durum buğdayından elde edilen unun ona kattığı kendine özgü bir lezzet ve tadı vardır.

 mmmmm-004.jpg

Tanınır hale gelmesi için kişi ve kurumlar desteğini sunmalıdır

Ancak bu lezzetin, bu tadın, bu mirasın; gün ışığına çıkarmak kolay değildir. Öncelikle kurumlar gereken ilgiyi göstermemektedir.

Ayrıca markalaşması ve için birçok prosedürü yerine getirmek gerekiyor. Bu süreç ise ciddi bir çaba ve zaman gerekiyor. UNESCO adayı olabilecek bir marka olmasına rağmen, hala coğrafi işaretini bile alamamış durumdadır.

Biz bu ürünü markalaştırmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ama bizim tek başımıza çabalarımız yeterli gelmiyor. Şehrimizdeki kurumların ve etkili kişilerin de bu çabalarımızın sonuç alması için üzerlerine düşen katkıyı sağlamaları gerekmektedir. Sonuçta bu ürün hem Mardin hem de bölgemiz açısından yaşatılması gereken bir kültürdür. Şehrimize ve bölgemize marka olmaya layık bir ürün kazandırmış olacağız. 

Bu ürünün temel argümanı sadece dünyada ritüel eşliğinde tüketilen ekmek çeşidi olmaktan öte çok önemli bir anlamı vardır. Mardin’de İkliçe, Kuliçe, Türkçe’de çörek diye tanınmaktadır.

 

Bu çörek; Müslümanlarda vefatın üçüncü gününe, kırkıncı gününe ve ölüm yıldönümlerinde mevlitlerde vefat edenlerin ruhuna okutulan dualardan sonra katılanlara ikram edilirdi. Ayrıca; komşulara da tadımlık olarak dağıtılan, manevi değeri olan bir ürün özelliğindedir.

Süryanilerde ise; Hz. İsa’nın doğumu, Paskalya ve özel günlerinde yapılmaktadır. Hz. İsa’nın doğumuyla acılarla buluşmasını sembolize eder. Süryaniler de; Müslüman inancında olduğu gibi, kendi inançları doğrultusunda dini ritüeller eşliğinde tüketilmektedir.

 

Nasıl yapılmaktadır?

 Ayrıca; Kürtlerde bayramlarda özellikle tuzlu ve susamlı olarak da yapılmaktadır. Yüzeyine yumurta sarısı sürülerek, geleneksel yapılış biçimini korumak için taş ve ceviz ağacından yapılmış nakışlı baskı kalıplarıyla şekillendirilmektedir. Bu semboller de doğadan esinlenilen yaprak, sarmaşık ve özel şekiller kullanılmaktadır. Bunun dışında örgü tarzında veya demboke veya gulik denilen şekillerde yapılmaktadır.

 

Son yıllarda turizmin gelişmesiyle beraber Süryaniler hamurun içine hurma, üzerine yarım badem de koymaktadırlar. Yine örgü halinde orta ve simit büyüklüğünde olmakla beraber bunun kuru bir çeşidi de üretilmektedir. Son yıllarda Süryani çöreği, mevlit çöreği adıyla da bilinmektedir.

mmmmmmm-002.jpg

Bundan sonra ikliçenin ya da kuliçenin bilinen adıyla Mardin çöreğinin yolculuğu nasıl olacak?

Bu kültürel mirası tanıtmak ve yaşatabilmek için; Diyarbakır TÜYAP Gurme fuarına katıldık.

Buradaki amacımız turizmin gelişmesiyle beraber dünyadaki gastronomi turizminin gelişmesiyle kültürel mirasımızı öne çıkarmaktır. Bunun için marka tescilleme işini tamamladık. Şimdi coğrafi işareti almak olacaktır. Bunun için çalışıyoruz. Daha sonra gerekirse UNESCO’ya aday olabilecek bu yerel lezzet ve kültürümüz olan İkliçeyi, Kuliçeyi  ya da diğer adıyla Çöreği dünyaya tanıtmaktır.

mmmmmmmm.jpg

Yeni bir lezzeti tanınır hale getirmek için gösterdiğiniz çabadan dolayı teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

Biz de size duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyoruz.

Özel Röportaj/ Mümin Ağcakaya

 

 

 

 

 

.

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.