Yazının başlığı sizlere tuhaf gelebilir. Benim için özel olan bu isimler çalışma arkadaşlarım ve en yakın dostlarım.

“Özgür, Ozan ve Akif”

Bu arkadaşlarımın ortak yönleri ise;

İngilizce öğretmenleri olmaları,

Genç olmaları,

Sigara kullanmıyor olmaları,

Kronik bir hastalıklarının olmaması,

Ne yazık ki bu üç güzide arkadaşımın kovid-19’a yakalanıp bu hastalığı çok ağır geçirmeleri en ilginç ortak yönleri olmuş durumda.

Öncelikle bu hastalığa yakalanan herkesin iyileşmesini temenni ediyorum.

Şu bir gerçek; Evren sürekli bir değişim dönüşüm içinde. Nice olağan üstü devirler yaşandı. İnsanlık defalarca maddi ve manevi hastalıklar ile savaştı.

Şu an yaşananları da bu değişim ve dönüşümden bağımsız görmemek lazım. Hatta insanoğlu bazı zaman dilimlerinde kritik dönemlerden geçmişlerdir. Korona virüsü de bu dönüm noktalarından birini bizlere yaşatıyor.

Yukarda isimlerini zikrettiğim, kovid-19 hastalığına yakalanıp çok ağır geçiren dostlarım, belki de hayatlarının dönüm noktalarını yaşadılar.

Hayatlarının baharında ölümün o soğuk yüzüyle karşı karşıya kaldılar.

Burada varmak istediğim nokta şu:

İhmal, tedbirsizlik, bilimden ve gerçeklerden uzak olmamız.

Yanlış olan bu arkadaşlarımın hastalanması değil.

Siyaset üstü konuşuyorum.

Yanlış olan; Okulları açıp öğretmenlere aşı yapacağız diyen yetkililerin bu taahhütlerini yerine getirmemeleri. Aşı yapacağız diyorsanız zamanında aşılanmayı yapacaksınız kardeşim. Bu iş bu kadar önemsiz değil. Gün gelir bunların hesabını veremezsiniz.

Sağlık çalışanlarından sonra Kovid-19 yakalanma oranı en çok öğretmelerde görülmektedir. Sağlık çalışanlarımız aşı olduktan sonra öğretmenler birinci sıraya yükseldi.

Ülkemin eli öpülesi öğretmenleri daima bu milletin makul çehresine yön verdiler. Yeri geldi savaşlarda ön cephede savaştılar, yeri geldi yarı aç yarı tok çalıştılar. En kıymetli varlığınız olan çocuklarınızı hayatın her zorluğuna karşı hazırlıyorlar. Ve şuan kovid-19 belasıyla en ön cephe de maddi manevi mücadele veriyorlar.

Ne olur öğretmenlerin hak ettiği değeri bir kez olsun zamanında teslim edin.

Bu siyaseti bırakın Allah aşkına. Bizlerin düşünmesini istemiyorlar. Ülkemin insanı bilimle hareket etmenin zamanı geldiğini artık anlasınlar. Bizim geleceğimiz bilimdedir.

Bir aşı için kapısına gidemeyeceğimiz ülke yok.

İşte bilgi ve bilim üreten toplumlar bizleri arkalarından sürüklüyorlar.

Bilim üretmeyen toplumlar bağımsız değiller başkaları tarafından yönetilirler.

Bilimle ve esenlikle kalın.