Mustafa Yıldız

Mustafa Yıldız

Toplumsal yaşamın batmayan güneşi hukuk ve kayyumlar

Toplumsal yaşamın batmayan güneşi hukuk ve kayyumlar

Literatürde, “Hukuk, “hak” kelimesinin çoğulu olarak “haklar” anlamına gelmektedir. Hukuk, devletin yetkili organları tarafından toplumsal ilişkileri düzenlemek amacıyla konulan, maddi yaptırıma bağlanmış olan ve uyulması zorunlu kuralların oluşturduğu sistem olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda hukuk, toplumun yararının veya bireylerin ve toplumun ortak iyiliğinin sağlanması amacıyla konulan ve kamusal güçle desteklenen,toplumsal ilişkileri düzenleyen, insanlar arasında düzen ve adaleti hâkim kılmaya yönelik herkes tarafından uyulması zorunlu ve herkesi bağlayan kurallardır.Birlikte yaşama ve birlikte yapma ilkelerini sağlamlaştırmak hukukun temel amacıdır.

Siyasal örgütlenme olmadan hukukun varlığı düşünülemeyeceği gibi hukuksuz bir devletin varlığı da düşünülemez. Bu sebeple hukuk devlete, devlet de hukuka bağlıdır. Zira devlet; siyasal açıdan örgütlenmiş bir toplum, hukuk da bu toplumun sistematik güç kullanan sosyal bir denetimidir.”1

Devlet, hukuk kurallarının oluşumu ve düzenlenmesi üzerinde etkili olurken, hukuk da faaliyetlerini belirlemek ve sınırlamak suretiyle devlet üzerinde etkili olmaktadır. “Başka bir anlatımla devletle hukuk sürekli bir etkileşim içerisindedir. Dolayısıyla devletsiz hukuk olmayacağı gibi, hukuksuz bir devlette mümkün değildir.”2Toplumsal hayatın sosyal gerçekliğe uygun olarak düzenlenmesi için toplumda yaşayan bütün bireyleri ve grupları bağlayan bir devlet düzeninin varlığı zorunludur. Ancak bu devlet düzeninde birey ve kurumların güç ve yetkilerini belirleyen ve sınırlayan bir ölçü de olmalıdır. Bu ölçü, zor kullanma yetkisine sahip devlet otoritesinin kurumsallaşması, aykırı davranışlara verilen tepkinin düzenlenmesi ve objektifleşmesi açısından önemlidir. İşte bu ölçü hukuktur, hukuk normlarıdır.

Şimdi tüm bu açıklamaları niçin yaptık?

Evrensel hukuk kurallarının önemini ve hukuk kurallarına ülke sınırları içersinde bulunan tüm bireylerin ve kurumların uymasının elzem olduğunu belirtmek için bu açıklamaları yaptık.

2014 yerel seçimlerinden sonra ve 2019 yerel seçimlerinden sonra HDP nin yerel yönetimlerde başarılı olduğu belediyelere yapılan kayyım atamaları yerel yönetimlerin merkezi yönetim karşısında korunması ve yerinden yönetim anlayışının güçlendirilmesi anlamında ülke ve dünya kamuoyundan ciddi tepkiler görülmüştür. Kayyum uygulamaları bir tartışma konusu oluşturmuştur.

Atanan hemen hemen tüm kayyumlar, yürürlükte olan hukuk kurallarının hiç birine uymadıkları gibi, yerel yönetimleri bir enkaza çevirmişlerdir. Belediye kaynaklarını 2016 ve 2019 dönemlerinde yandaşlara peşkeş çekmeye devam etmişlerdir. Çünkü onlar için kayyum belediyelerinde yasalara uymak zorunlu değildi. Uymadıklarında da hukuk kurallarının uygulanmasından sorumlu olan kurumlar,(Sayıştay ve İç İşleri Bakanlığı Müfettişleri) atanan kayyumların bunu devletin bekası için yaptıklarını düşünerek işlem yapmıyorlar. İşlem yapılmadıkça, atanan kayyumlar daha fazla hukuksuzluk yapmaya başlıyordu. Hatta ülkede yolsuzlukları denetlemekle görevli bir denetim elemanı, kayyumla yönetilen Mardin büyükşehir belediyesinde yapmış olduğu denetimin sonuç bölümünde “Kayyumlukta Mardin Modeli” ni önererek, bu modelin ülke geneline yaygınlaştırılmasını bile belirtmiştir. Tüm bu ve benzeri raporların sonucunda, kayyumların yapmış olduğu hukuk dışı uygulamalar hakkında, herhangi bir işlem yapılmamıştır.(1-2 istisna dışında)

Şimdi yine bir yerel seçime gidiyoruz. Seçimlere giderken, kayyumlar yeniden,

Belediye taşınmazlarını satışa çıkarmaya, başka kurumlara devretmeye, Örnek 2014 te kurulan ve halen hizmet binası olamadığı için, İl İdaresi Lojmanlarından hizmet binasına çevrilmiş binalarda hizmet veren Mardin Büyükşehir Belediyesinin taşınmazları ihtiyaç fazlası denilerek atanmış memurlardan oluşan belediye meclisi kararları ile ya Yatırım İzleme Kurulu Başkanlığına ya da diğer kamu kuruluşlarına devredilmektedir. seçimlere 20 gün kala kamu ve özel bankalardan kredi çekmeye başladılar. Örnek Mardin Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile Denizbank ve Vakıf Banktan kredi çekiyor. 5393 sayılı belediye kanunun 67. Maddesinde belirtilen süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir. İlkesine aykırı olarak Mart ayında ihale yapmaya başladılar. Örneğin; 2024/292175 İKN lı,2024/167710 İKN lı, 2024/184678 İKN lı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin şubat ve Mart tarihli ihaleler yapılmaktadır. Bu ihalelerin süresi incelendiğinde hepisinin süresi yasaya aykırı olarak ilk mahalli idareler seçimini izleyen altı ayı geçmektedir. Bu yapılanların tümü görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. Ama kayyumlar için öyle bir suç yoktur. Çünkü kayyum belediyeleri yasalardan arındırılmış kurumlar haline getirilmiştir.

Bilindiği üzere görevi kötüye kullanma suçunun faili kamu görevlisidir. Yapılan bu işlemlerin mağduru ise toplumu oluşturan herkestir.

Ve ülke hukukunu hiçe sayan kamu görevlileri kısa bir zamanda olsa insanları kandırabilir. Ancak bunun bedelini bir süre sonra öder. Hepimizin bildiği gibi hukuk toplumsal yaşamın batmayan güneşidir. Ve unutulmamalıdır ki kamu yöneticileri hukuka bağlı olmak zorundadır.

Kaynak:

(1) Sargın, D. (2009). Toplumsal Düzen Açısından Hukuk ve Devlet sf:170 Çukurova Üniversitesi dergipark.org.tr

(2) Sargın, D. (2009). Toplumsal Düzen Açısından Hukuk ve Devlet Sf:171 Çukurova Üniversitesi dergipark.org.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yıldız Arşivi
SON YAZILAR