Milattan önce 280 yılında Epir kralı Pirus, Roma ordusuna karşı kazandığı savaşın sonunda ordusunun çok büyük bir bölümünü kaybetmiştir. Geride kalan yorgun ve perperişan olmuş askerlerine dönerek ‘’ Bir zafer daha kazanırsam tamamen biteceğim.’’ Ve bu söz söylendiği günden beridir, büyük bedeller ve fedalar karşılığında kazanılan zaferler için‘’Pirus zaferi’’ denilmiştir.

Bu tatsız ve katastrofik zafer türü, savaş meydanlarında savaşı yöneten kral ve komutanlar için tam bir hüsran olsa da, siyaset meydanında kazanılan Pirus zaferleri siyasetçiler için sadece bir zafer olmuştur.

Nitekim 28 mayıs seçimlerinin sonuçları belli olduğunda zaferi kazanan Erdoğan, balkondan halkı selamlarken sadece zaferin büyüklüğünden dem vurdu.

Azalan oylardan, eksilen vekillerden hiç söz etmedi. Seçim mitinglerinde söylenenler, balkonda daha net söylendi. Seçimlerden önce rakibi olan Kılıçdaroğlu’na hitaben söylediği Bay Kemal’e, bir bay daha ekleyerek 1. Turdan 2. Tura kadar Bay, bay Kemal demeye başlamıştı, Kısıklı’daki zafer konuşmasında ise bir bay daha geldi. Artık Kılıçdaroğlu, Bay, bay, bay Kemal olmuştu.

Kılıçdaroğlu, ise uzun süredir maruz kaldığı Bay Kemal lakabından gocunmadığını göstermek için Bay Kemal’i Erdoğan’dan daha sık kullanmaya başladı. Sosyal medya hesaplarının bio’suna Bay Kemal’i ekledi. Vaatlerini ‘’Bay Kemal sözüdür’’ ile pekiştirdi. Bazen de ‘’ben Kemal geliyorum’’ dedi.

Seçmeninin daha önce ‘’Gandi’’ dediği Kılıçdaroğlu bu lakaplarla halk ile hemhal olurken, bir anda hiç bir lakabın onun kadar etkili olmadığı yeni bir lakabı oldu;‘’Piro’’ Kürt seçmenin ona yakıştırdığı bu isim, ‘’yaşlı bilge’’ anlamındaydı.

Kürt seçmenlerin yoğun olduğu illerde ‘’bir oy YSP’ye bir oy Piro’ya’’ şeklindeki ortaya çıkan slogan bazen, ‘’bir oy CHP’ye Bir oy Piro’ya’’ dönüşüyordu.’’

Bay Kemal geliyordu. Sağcısı, solcusu, artisti ve futbolcusu onu destekliyordu. Piro kazanacak dertler bitecekti. Çocuklar yatağa aç girmeyecek, işsizlik kalmayacak, enflasyon düşecek, yaşlı dayılar artık gençlere çıkar telefonunu diyemeyecekti.

Ama umulan olmadı. ilk turda beklenenin aksine Erdoğan, yarışı önde bitirmişti. Umut ile çıkılan sefer de rüzgar tersine dönmüş hedeften uzaklaşılmıştı. Erdoğan’ın ‘’bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız’’ sözleri meydanlarda yankılanırken Piro ve ekibinden başka bu mücadeleyi yürütecek mecal ve istek Millet ittifakının diğer partilerinde görülmüyordu.

‘’Camlar şikest olmuş, meyler dökülmüş, sakiler meclisten çekmiştiler ayağı’’.

Ama Piro için daha mücadele bitmemişti. Her yere koşuyor, cesaretlendiriyor, umutlandırıyor şevklendiriyordu. 7 saatten fazla süren bir programda sabaha kadar gençlerin sorularını nezaketle cevaplayan Gandi Kemal, program boyunca tek tük çıkan ‘’gundilerin’’ kabalıklarına tahammül ediyordu.

O sırada başka yerlerde Piro Kemal’in evladım dediği Ekrem İmamoğlu ve İstanbul seçimlerinin kazanılmasında büyük emekleri olan Canan Kaftancıoğlu’nun mücadelesi görülüyordu bu can siperane mücadele umutları yeşertiyordu. Erzincanlıların efsanevi kahramanı Mustafa Sarıgül, ise memleketi ve Anadolu’da kelebek gibi uçuyor Piro için rakiplerini arı gibi sokuyordu.

Bütün parti teşkilatı ayaktaydı CHP kadroları memleketin her yerine dağılmış, Kimi Gandi, kimi Bay Kemal, Kimide Piro, diyerek Kılıçdaroğlu için oy istiyorlardı

Kılıçdaroğlu seçimler boyunca gidebildiği her yere gitti. ve bu seyahatlerinde deprem bölgesindeki vatandaşları da unutmadı onlara umut ve teselli verdi.

Memleket memleket dolaşıyordu. Aç çocuklara, Çaresiz ev kadınlarına, işsizlere, gençlere iyi günler vaad etti.

Ama seçime bir kaç gün kala Zafer Partisiyle yaptığı protokol Piro’yu destekleyen demokrat ve Kürt secmenlerde hoşnutsuzluk yaptı. İlk tur sonrası ortaya çıkan " doğruluğundan şüphe edilmeyen tespitler" onu buna zorlamıştı.

Zafer için Zafer Partisiyle yapılan protokol mağlubiyeti getirir sinyallerini görmedi. Bizim aç çocuklarımız bize yeter denilerek, Yatağa aç giren mülteci çocuklar geri gönderilecekti. Kürtlerin, Seçme ve seçilme hakkının ihlali olarak gördüğü kayyım uygulaması yerinde duruyordu. Tablo bir anda değişti; haşin bir içişleri bakanı gelecek herkesi hizaya sokacaktı.

Bunun üzerine birde muhalif medyanın ‘’ İktidar devam ederse döviz ve altın fiyatları uçar’’ söylemleri ‘’biriktirici kesimi’’ iştahlandırdı. ‘’Sadece iktisada riayet eden’’ bu kesimin kime oy vereceği belliydi artık. Birikimleri değer kazanmalı, gözleri gibi baktıkları altınları, dövizleri gözleri önünde erimemeliydi. Piro, yastık altı için tehlikeliydi.

Seçim günü yaklaşıyordu Zafer Partisi ile yapılan protokolden rahatsız olanlar istemeye istemeye sessiz kaldılar. HDP/YSP: Millet itiffakını değil Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz açıklamasını yaptı. Piro biraz olsun rahatlamıştı bu yalpalama onu yolundan alıkoymamalıydı.

Ve nihayet beklenen gün gelip çattı oylar sandıklara akmaya başladı. Sadece iki adayın yarışacak olması sonuçların erken açıklanması demekti öylede oldu.

İlk sonuçlar geldiğinde Piro ve seçmeni umutlandı bu sefer olacak gibiydi. Piro önde görünüyordu. Her şeyi yutan bulutların zaferi sona erecekti, derken çok geçmeden gelen yeni rakamlar bu sevinci böldü. Uzun sürmemişti bu zafer havası, dağılıp gidecek sanılan bulutlardan bardaktan boşalırcasına Erdoğan’ın lehine rakamlar yağmaya başladı. Artık Erdoğan öndeydi ve gittikçe de fark açılıyordu. Saatler sonra Erdoğan’ın Kısıklı’dan gür bir ses ile: Bay,bay, bay Kemal demesi her şeyin bittiğinin ilanıydı. Piro Mağlup olmuştu.

Türkiye’de yapılan ilk seçimlerden bu son seçimlere kadar eşine az rastlanan bir mücadele örneği gösterildi. Kazanan tarafın zaferi için ‘’Pirus Zaferi’’ benzetmesi yapıldı. Çok büyük fedalar karşılığında elde edilen bu zafer kazanan tarafın bundan sonraki süreçte çok dikkatli olmasını tembih eder.

Fakat kaybeden tarafa baktığımızda asıl dikkat çeken, Piro ve ekibinin destansı mücadelesinin yanısıra kazanmak için yaptıkları büyük bedeller ve fedakarlıkların zaferi getirmediği görüldü.

Yapılmaması gereken protokollerin yapıldığı, söylenmemesi gereken sözlerin söylendiği bu rota mağlubiyettin müsebbibi olarak görülüyor.

Ve herhalde bundan sonra, canla, başla bir mücadele içine girilmesine rağmen, yapılmaması gerekenleri yaptığı için kaybetmenin ismi, siyasi literatürde ‘’Piro Mağlubiyeti’’ olacak.