Ferat Özpamuk

Ferat Özpamuk

ÖZNE VE GERÇEKLİK

ÖZNE VE GERÇEKLİK

“İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum” Pessoa bu taşı kuyuya attığında özne sorunsalına sebep olduğundan haberi yoktu bile. Pessoa’ninardillari özne üzerine farklı bakış açıları ortaya koymuşlardır. Öznenin varlığı, öznenin gerçekliği, Öznenin tanımlaması vb analizlerle özne kavramının dinamik yapısını deşmişlerdir. Özne kavramının tanımı ve gerçeklikle ilişki korele edildiğinde en iyi okumalar ve analizler hiç kuşkusuzkiLacan’a aittir.

“1901-1981 yılları arasında yaşayan Fransız psikanalist JacquesLacan Sigmund Freud’un psikanaliz kuramına felsefi bir bakış açısı kazandırması ve yapısalcı dilbilimine olan yakınlığı ile ön plana çıkan bir kuramcıdır. Psikanaliz ile dilbilimi çalışmaları arasında ilişki kuran Lacan’ınpsikanalitik kuramının temel ilkelerinden biri olarak kabul edilen ve bilinçdışına ilişkin olan yaklaşımını “Bilinçdışı bir dil gibi yapılanmıştır” cümlesi ile ifade etmiştir. Kendi psikanaliz çalışmalarını Freud’a dönüş hareketi olarak da adlandıran ve psikanalitik kuram içerisinde felsefi süreçlere yakınlığı ve özneye bakış açısının farklılığı ile öne çıkan Lacan, kuramında, kendilik psikolojisinin benlik ve kendiliği; bilinçdışı, altbenlik ve özne aleyhine yapılanmış bir tasarım olarak gördüğünü ifade eder. Ve bu bakış açısı nedeni ile de kendilik psikolojisinin belli bir insan modelini tasarladığını ve bu tasarım insan modeline ulaşmaya çalıştığını düşünmektedir. Kuramını bu anlatılan duruma karşı bir yanıt olarak oluşturmuştur.

Lacan, Freud’un çalışmalarında kullanmış olduğu benlik (Ich) olarak adlandırdığı kavramı özne olarak yorumlamıştır. Bu ortaya koyduğu farklılığın amacını Freud’un çalışmalarının Freud sonrası dönemin ego psikolojisi çalışmaları ile arasındaki farkı ortaya koyma çabası olarak ifade edebiliriz. Lacan, döneminin birçok diğer psikanalistinin ve benlik psikologlarının çalışmalarında amaçladıklarının benliği, yaptıkları analizlerle güçlendirmeye çalıştıklarını ve Lacan’ın ortaya koyduğu şekli ile özneyi, kendi bilinçdışı arzusuna yabancılaştıran, bir hayal ürünü ve öteki ile inşa olan yansıtmalı bir sürecin içerisinde değerlendirdiklerini ve çalıştıklarını ifade etmiştir.”

Burada söz konusu olan öznenin gerceklik ilkesi, eksik bırakılmış yahut zamanından erken doğan yanılsamalı özne nintarifidir.Kendibenligini ötekinin konumuyla belirleyen yanılsamalı özne yaşam içinde travamtik yaşam öyküsünü sahiptir .Ötekiyle var ettiği kendinlik kavramı büyük ötekinin istençileriyle maskelenmiş sosyal uyuma ve dengeye özneyi sürükleyecektir. Tam da burda biyolojiye atıfta bulunarak eksik doğan insan yavrusunun yaşamını idame ettirebilmesi için uyum ve sosyal denge şarttır. Olası bir uyumsuzluk ve dengesizlik hali çarpıtılmış öznenin bir takım nevrotik ya da psikotik sorunlar yaşanmasiyla devam edecektir.Öznenin sosyal ya da psikolojik uyumu ancak ve ancak kendi eksikliği üzerinden kendini tanımlamasi ve özgül hakikatinin bir yanılsama olduğunu kabul etmesiyle mümkündür.

Özne, sosyopsikolijk uyumu konusundaki zorlukları alt etmenin birçok denemesini yapar.Bu denemelerin en güçlüsü ve sık deneneni sanat ve edebiyat eserleridir desek yanılmış olmayıztümü, boşluk etrafında belli bir şekilde organize olunmasıyla karakterize edilir. Bunun anlamı şu olabilir: İyiye yönlenen güdüler bilinçaltından kaçarlar. Gerçekten ne olduklarını bilmezsiniz. Kelimelerle ifade edilemeyecek şeylerdir. Yaratmanın etrafında organize olduğu bir boşluk..Özne kendi hakikat ve sosyal hakikat arasında uyumsuzluğa düştüğünde sanatsal , edebi oluşumlarla imgeselden simgesel alana doğru tek gerçek olan bedenin hakikatini yaşar. Bedensel hakikatin özneye verdiği güç öznenin eksik yetersiz kendinlik gerçekliğiyle yüz yüzü kalmasıyla sonuçlanır.Kabul edelim ki her sanat eseri ötekinin eksikligi üzerinden kendi çaresizliğini görüp bedensel hakikate ulaşma durumdur.Bu yüzden bir taraftaki eksiklik gerçek anlamda sevilir. Ve hakikat böylece var olur yahut SANILIR ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ferat Özpamuk Arşivi

Yuva

16 Mart 2023 Perşembe 00:10

Her..

22 Eylül 2022 Perşembe 00:05
SON YAZILAR