Aziz Aydınalp

Aziz Aydınalp

MIŞ gibi MUŞ gibi yapmak mı?

MIŞ gibi MUŞ gibi yapmak mı?

Siyaset içinde bulunulan topluma hizmet etmek, toplumun refah düzeyini ve kalkınmışlığını artırmak için yapıldığı zaman anlamlı bir uğraştır.

Ve siyaset değerler ve inançları konu etmez. Her fırsatta örnek aldığımız, örnek gösterdiğimiz batı medeniyetinde de herkesin kendine olan kutsallarının ve tüm yurttaşların ortak olan değerlerinin siyasette kullanılması yasalarla sınırlanır, ayrıca ayıptır ve medeni toplumlarca ayıplanır.

Batı değerlerini benimsemiş ve bizlere de kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından aşmamız için hedef gösterilmiş uygarlıkların hiç birisinde ‘bayrak’, ‘vatan sevgisi’ vs hiç bir partinin tekelinde, kullanımında olamaz, ortak değerlerimizdir.

Aynı şekilde şu ilin yerel seçimini kaybetmekle o inanç sahiplerinin kutsadığı kentlerin de kaybedildiği değil söylenmesi bile düşünülemez!

Peki, bizde böyle midir? Elbette hayır!

Neden derseniz, ben; ya bizdeki siyasetçilerin hayal gücünün sınırlı olduğunu, ya da siyaset yapma alanlarının sınırlı olduğunu düşünüyorum.

Bizdeki en son seçimi örnek alarak biraz açarsak,

Siz hiç değişik parti liderlerinin yada parti ileri gelenlerinin ülkenin temel sorunlarını baz alarak çözüm önerilerini anlattıklarını, çözüm etrafında tartıştıklarını hatırlıyor musunuz?

Ben hatırlamıyorum!

Bir parti liderinin kendi tespiti ettiği bir problemle ilgili çözüm önerileri ile ilgili çözümlerini anlattığında, hemen rakip parti/partilerden çözümle de problemle de alakasız bir ‘milli olmama’ suçlaması getirilir.

Kırk yılda bir, herhalde bu defa sorunlarımızı tartışacaklar dediğimiz anda çözüm önererek bizleri ümitlendiren parti liderinin de bir anda büyük bir hevesle meydanda peşrev çeken pehlivan gibi mert/namert söylemine geçtiğini görürsünüz!

İşte buna MIŞ hali, MUŞ hali diyoruz.

MIŞ gibi yapmakla MUŞ gibi yapmayı belki başkaları da kullanmıştır ama ben ilk defa 1995 yılında Yeni Demokrasi Hareketi Lideri olarak, siyaset yapma niyetinde olan Cem BOYNER’in ağzından duymuştum.

Siyaset yapma alanlarının sınırı olarak da ara dönemlerde Yüksek rütbeli askerlerin, politika yapanlara hitaben siz sadece ekonomiyle ilgilenin diğer konuları bize bırakın dediklerini bugün her ikisi de rahmetli olmuş Cumhurbaşkanlığı yapmış en bilinen siyasetçilerden DEMİREL ve ÖZAL’IN basına yapmış oldukları açıklamaları hala hafızalarımızdadır.

Bu şekilde artık geride bırakıldığına inanılan sınırları çizilmiş alanlarda siyaset yapmaya Askeri vesayet deniliyordu. Bugün nasıl ifade ediliyor, bilmiyorum!

Bugün ülkemizde gittikçe artan yoksulluğun, adaletsizliğin, eşitsizliğin temelinde Cumhuriyetin kuruluşundan beri çözülemeyen, çözülmesi bir yana konuşulamayan sorunlara siyaset kurumunun çözüm bulamaması yatmaktadır.

Adına ne derseniz deyin, ister Kürt meselesi, ister Alevi meselesi, isterseniz inancınıza göre yaşamak, isterseniz kendinizi medeni ve özgürce hissedip hissedememenizi konuşmuyor,tartışmıyor çözüm arayamıyorsanız emin olun bütün bu konuları istismar alanları olarak belirliyorsunuz demektir.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.Yılına geldiğimiz bu yıllarda hala üretimi artırmayı becerememiş, katma değeri yüksek teknolojiyi kuramamışsak emeklinin, memurun, öğrencinin yaşam standardını yükseltememişsek kimse kusura bakmasın.

Kimse dönüp de bize, biz siyaset yapıyoruz demesin!

Sizin yaptığınız siyaset değil MİŞ gibi, MUŞ gibi yapmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Aydınalp Arşivi

KAPI

28 Mart 2024 Perşembe 00:03
SON YAZILAR