Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

Ölü taklidi yapan ölüler

Ölü taklidi yapan ölüler

Fiziksel ölümün acılığı ile beraber aslında ruhsal ve duygusal bir ölümün daha acı olduğunun gerçekliği ile karşı karşıya kaldı insanlık.
"İnsanlara faydası olmayanı, ölüler arasında say gitsin".
İmam Ali ne kadar da doğru söylemiş.
Bugün 8 milyar insanın gözü önünde yaşanan soykırımın ve vahşetin tarifi imkansızdır. Bireysel çırpınışlar dünyanın dört bir yanında yapılan protestolar hükümetler nezdinde yaptırıma dönüşmediği için terör devleti İsrail hız kesmeden katliamlarına devam ediyor.
Tarih bunu Elbette ki unutmayacak ve bu acı genetik kodlamalarla nesilden nesile aktarılacaktır. İnsan öldürmekle bitmez. Tahtlarını zulüm ve ölüm üzerine inşa edenlerin bahtları hüsranla biteceğine tarih tekerrür ederek şehitlik edecektir.
Dünya'nın neresinde olursa olsun savaşın faturasının sivillere çıktığı bir gerçektir. Ne hikmettir ki kapitalizmin kanlı dişleri, Ortadoğu'da Sivil halkı, / Çocuk ve kadınları öğütürken insan kılığına bürünmüşlerin sessiz kalması ve ölü taklidi yapması insanlıktan bizi utandırıyor.
Petrol vanalarını bile kısmaktan çekinen, yemekten, içmekten ve özel uçaklarıyla seyahat edip Avrupa ülkelerine şehvet duygularını tatmin için seyahat edenlerin beyinlerinin esir olduğuna aklıselim herkesin malumudur. Gazze'de sivil halk etrafı örülmüş açık bir hapishaneye mahkûm iken, makam sarhoşluğu yaşayan zevat, saraylarında mahpus edilmiş, kapitalizm ve siyonizmin hizmetkârı olmuşlardır.
Zaman gösterdi ki kral diye halka takdim edilenlerin köle olduklarıdır. Özgür toprak parçası olarak lanse edilen Arap ülkelerinin sınırlarının Amerika ve İsrail tarafından işgal edilmiş olduğudur.
Siyonist İsrail, Ortadoğu'yu o kadar çok büyük bir işgale uğratmış ki sadece ülke toprağını değil finansal anlamda da, politik anlamda da ablukaya almış.
AVM reyonda İsrail mallarını indirirsek reyonlar boş kalacak kadar ticari anlamda mahkum olmuşlar .Teknoloji, Tarım, Sağlık, sanayide ve özelikle silah sanayide mahkum olduğu gibi ahlaki yapılarına mahkum bir topluluğun özgür olduğunu söylemesi gülünçlükten başka bir şey değildir.
ABD ve Ortadoğu Terbiyecisi olan İsrail'in kalk- otur komutuyla ülkelerini yönetenlerin fiziki varlıkları olsa da nefes almaları bile ölümden de daha büyük bir ölümdür.
Teklifime pek çok İslami camiadan büyük tepkilerin alınacağını biliyorum ama yine de müslümanlar bu yıl Umre ve Hac için yapacakları masrafı Filistin halkına hastaneler okullar ve yeni yerleşim yerleri kurmak için harcasınlar.
Suudi krallığına gönderilen her paranın ABD ve İsrail menşeli finans kurumlarında değerlendirdiklerine iman etsinler. İmanlarından da şüpheye düşmesinler.
Sözüm ona kendini İslami hükümet olarak adedenlerin merdiven altı üretimden vazgeçmeli gıdadan, tarıma, otomotiv'den sanayiye kadar dünya piyasasında marka üretimlere imza atmalıdırlar.
Bireysel boykotlarla beraber kurumsal boykotların da hızlı bir şekilde yaygınlaşmalı lakin bu boykotu fırsat bilip yerli markaların tüketiciyi de aldatmaması çok önemlidir.
Finans sektöründe İsrail'in önü kesilmeli ama bu kurulacak set bireysel tüketicilerden ziyade israil firmaları kamudan uzaklaştırılmalıdır.
Ne kadar umutsuz bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık adına hak ve adalet adına eli bağlanmış dili çözülmüş bir topluluk olarak "Kahrolsun' demekten başka bir şey yapamıyoruz. Evet KAHROLSUN
"Kahrolsun savaş! Ve kahrolsun yalan siyaset!
Kahrolsun "İnsansız" (insan) hakları!
Kahrolsun "Milletsiz" Birleşmiş Milletler!
Kahrolsun "Güvensiz" Güvenlik konseyi!
Kahrolsun yapmacık siyasi pozlar!
Kahrolsun maslahat icabı susmalar!
Kahrolsun satılmış kalemler ve kameralar"
Sözün özü; ne kadar çok ölüm varsa o kadar çok düşmanınız var. Ne kadar çok zulüm varsa o kadar çok çabuk tahtınız sarsılır. Ne kadar çok adaletsizliğiniz varsa o kadar büyük yıkımlar sizi bekliyor olacak. Korkularınızla, korktuklarınızın çocukları tarafından helak edileceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR