Diyarbakır’da bu aralar derinden, çok derinden yürüyen, yürütülmeye çalışılan bir siyaset biçimi hakimiyet kurma çabası içinde. Devlet erkini elinde bulunduran AKP iktidarı, seçimle elde edemediği gücü, güvenlik ve adli bir atakla kendi istediği mecraya doğru oturtmaya çalışıyor.

Belediye Başkanları tutuklandı, yerel yönetimler sessiz sedasız bir şekilde el değiştirdi.  

Kayyum atandı, ardından valiliğin organize ettiği ‘Uluslar arası Diyarbakır sempozyumu’! gerçekleşti.

Bu iki durumun aynı zamanlarda olması ya da aynı zamanlara denk getirilmiş olması son derece manidardır. Durumu iktidarın gücü olarak değerlendirmemiz isteniyor. Seçimle işbaşına gelinmiş olsa dahi bunun bir hükmünün olmadığı, herhangi bir neden ve gerekçe ile seçilmişlerin o görevlerden uzaklaştırılabileceği algısı yaratılmak isteniyordu, yaratıldı.

Kayyum atanmasıyla sempozyumun gerçekleşme anının eşzamanlı olmasının eşbaşkanların gözaltına alınarak tutuklanmasının ne alakası var gibi bir düşünce hasıl olabilir. Ancak, ben bu tür durumların birbirinden alakasız olduğu konusunda ikna değilim. Bir güç elde edildiğinde onun saç ayaklarını oluşturmak ve ayakları sağlam temellere oturtmak gerekiyor. Bu temeller halkın geniş kesimlerinin desteklediği, temeline harç sunduğu bir durum mu değil mi, ona bakmak gerekir. Bunun böyle olup, olmadığını bize zaman gösterecek.

Şimdiye kadar ‘terör’ örgütüne hizmet ettiği iddia edilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi halka mı hizmet verecek, AKP iktidarına ve yandaşlarına mı hizmet edecek?..Bir süre sonra da bu tür iddialar gündeme gelir mi gelmez mi, ona bakacağız.

Sempozyumla belediye yönetiminin el değiştirmesinin alakasını soracak olursanız; onu da katılım gösterenlerin profili ile alakalı olarak değerlendirmek mümkün. Eski bakan, milletvekili, AKP’li, AKP’ye yakın duran, destekleyen ağırlıklı bir kesimden oluştuğu gerçeği ile izah etmek mümkün.

Zafer sonrası gövde gösterisi mi?

Sempozyum tarihinin önceden belirlenmiş olduğu söylenebilir, ancak, biz belediyelere baskın yapılacağını, kayyum ataması gerçekleşeceğini yaklaşık birkaç aydır AKP’li kesimden duyuyor ve gözlüyorduk. Zaten iktidarlar da bir günde ele geçirilmiyor. Uzun bir çalışma, plan, program, organizasyon sonucu ele geçiriliyor. Siyaset ve devlet yapılanmalarını bilenler, az çok haberdar olanlar izlenen yolun, uygulanacak yöntemin ne olduğunu az çok tahmin eder.

Belediyelerin çalışma performansı, halkın memnuniyeti, DBP’li belediyelere yönelik eleştiri hakkımı burada saklı tutmakla birlikte, seçilmiş belediye başkanlarının meclis üyeleri ile birlikte derdest edilmelerinin demokrasinin, bireysel hak ve hürriyetlerin gaspı olarak değerlendirmek durumundayım.

Sonuç; Türkiye’nin herhangi bir yerinde ikamet eden Diyarbakırlıların da davet edildiği bu sempozyumun ruhunun Diyarbakır’ın mevcut ruhunun yansıması olmadığını hatırlatmak isterim.