Diyarbakır çok kalabalık.

Hem de bayram günü.

Ben şaşırdım, karşılaştığım, konuştuğum herkes şaşkın.

Sur içinin kendisi şaşkın.

Çok kalabalık gördü, ancak bayramın birinci günlerinde değil elbette.

Gelenektir, Bayramın birinci günü büyükler evdedir. Küçükler ise onların ziyaretinde.

Özellikle bayramın birinci günleri çarşı-pazar kapalı olurdu, kent içi, yani sur içinde sessizlik hakim olurdu.

Hareketlilik iki, üç ve dördüncü günlerdeydi. Kurban ise ilk iki sakin, son iki gün hareketliydi.

Çocukluğumuzdan bu yana böyleydi, yakın yıllara kadar da öyle geçti bayram ritüelleri.

Son bayram, yani şimdi içinde olduğumuz bayram bir başka. Heyecanlı, sevinçli, gezmeli, tozmalı bir bayram ve tatil aynı zamanda.

Oteller dolu, yer yok. Aracı, eş-dost araya sokuluyor yer için. Olumlu bir gelişme Diyarbakır adına, özellikle de Sur içi için harika bir durum.

Eskiyi bilenlerle konuşuyorum, onlarda benim gibi düşünüyor; ilk kez bir bayramda bu kadar kalabalık oluyoruz.

Her şeye rağmen, pahalılığa, enflasyona rağmen gülen yüzler var kentte. Herkesin yüzü gülüyor; dışarıdan gelenin de, içeride yaşayanın da.

Ne oldu diye kendime sordum!

Dervişin fikri zikri meselesi.

Acaba kayyumlar gitti diye mi milletin yüzü gülmeye başladı?

9 günlük tatili anladık, ancak kayyım ında gidişinin bir etkisi oldu diye düşünüyorum, ne yalan söyleyeyim.

*

Bazı olumsuzluklar da duydum elbette.

Özellikle ‘marka’ otellerin bazıları bu durumu fırsat bilip, fiyat artışına gitmiş, ayıp etmiş!

Fırsatçılık iyi değil.

Bir sıçrar, iki sıçrar; çekirgeyi düşürürler.

Mantık yanlış, dünya bir günlük değil.

İnsanlar 12 bin yıllık tarihe geliyor ise, demek ki dünya bir günlük değilmiş.

*

Dün sabah dostum kahvaltıcı Mustafaya uğradım, bayram kutladım. Doluluk oranından, müşteri portföyünden memnundu. ‘Sur içi gerçek Diyarbakırmış’ dedi.

Evet, sevgili Mustafa bizde onu diyoruz yıllardır. Yıkılan yerlere yapılan ucube yapılara rağmen sur içi gerçek Diyarbakır. Kıymetini daha çok bilmek lazım.

Sonra Kervansaray otelinin işletmecisi Mehmet İpek’e uğradım. Otelde kendisine ait odayı boşaltmış, eşyalarını müdüriyete taşımıştı.

‘Yer yok, bir dostum rica etti müşteriye verdim’ dedi. Ne güzel, Diyarbakır için önemli.

Yeni yerel yönetimlere çok iş düşüyor, özellikle sur içi planlaması ve turizmin teşvik edilmesi için. Sur belediye Başkanlığı sur içi için özel birim oluşturmalı, temizliğinden, cadde ve sokak düzenlemesine kadar her şey gözden geçirilmeli, bir düzen oturtulmalıdır.

Kabul etmek lazım, bir keşmekeş hakim!

Her şey çok daha güzel olabilir.