Fatih Yokuş

Fatih Yokuş

Saadet Partisi ve Seçim Sonuçları

Saadet Partisi ve Seçim Sonuçları

24 Haziran 2018 Tarihinde yapılan seçimdeki sürpriz bir sonuçta Saadet Partisinin aldığı oydur. Herkesin sürpriz beklediği, parti yetkililerinin “Dip dalga” olabileceği ümidi taşıdığı bu seçimde hiç kimsenin beklemediği bir oy oranı alması seçim sürprizin en önemlisiydi. Her ne kadar bir önceki seçime göre oy oranını iki katına çıkarmış olsa da bu başarı değil hezimet olarak görüldüğü idi.

Sahada, sosyal medyada, e-miting, bire bir çalışma, imkansızlıklar, maddi ve manevi baskılara rağmen olağan üstü bir çalışma yapmaları, söylemleri, gündem olmuşsa da alınan oy hak ettiği oy olmadığı taraflı tarafsız herkesin ortak görüşüdür.

Neden bu kadar çalışma ve olumlu tepkilere rağmen oy oranları bu kadar düşük oldu? Neden seçmen Saadet Partisini politikalarını eleştirmediği (büyük çoğunluk) halde oy vermedi?

Sadece CHP ile ittifaka gitti diye mi oy verilmedi? Lider veya politika sorunu mu vardı da onun için mi? Veya ikinci tura kalınırsa HDP ile ittifak etme olasılığı mı?

Diyarbakır millet vekili adayı olarak yapığım saha çalışmasında muhafazakar kesim bize “CHP ile niye ittifak yaptınız” sorularına makul cevap verip ikna ettiğimize “biz böyle bilmiyorduk oyum size” dedikleri halde neden bize oy vermediler?

Kürt seçmenin yoğun olduğu bölgelerde, geçmiş seçimler ile yapılan istatistiklerde seçmenlerin Ak Partide ayrıldıkları zaman oylarını HDP ye, HDP den küsenlerin oylarının AK Partiye verdikleri halde neden Saadet Partisine oy vermediler?

Sorular çok simdi kendi tespitlerimi sizinle paylaşmaya çalışalım:

Eleştirmeyip takdir eden kesime “neden oy vermedin?” sorusunu yönelttiğimiz zaman, basın yayın kuruluşlarının oluşturduğu baskı, OHAL korkusu, Camilerdeki siyasettin etkili olması, “ehvanı şer”, bir şans daha, CHP korkusu, Laikliğin din üzerindeki baskısının tekrar hortlaması gibi sebepleri ön planda olduğudur.

CHP ile ittifak yapıldı diye oy vermeyenlere, “daha önceki seçimde, CHP ile ittifak yapılmadığı halde bize oy verdiniz mi?” sorusuna “hayır” “şayet ittifak yapılmasaydı oy verir miydiniz?” sorusuna “hayır” demeleri bunun etkisinin o kadar da fazla olmadığıdır.

Lider sorunu sorduğumuzda özellikle son dönemlerdeki söylemleri, bilge kişiliği takdir edildiği halde bu kadar düşük oy alamsını buna bağlamak da yanlıştır.

İşsizliğin bu kadar yoğun olduğu, şeker fabrikalarının kapatıldığı, hayvancılık ve tarımın bitme noktasına geldiği bir dönemde yaşıyoruz.  İnsanlara iş ve aş sözü veren, geçmişindeki kısa koalisyonlar dönemindeki başarıları, kurduğu fabrikalar, emekliye, asgari ücret ile çalışana verdiği yüksek maaş, denk bütçe yapan bir siyasi partinin devamı, aynı politikalarını devam edeceği sözü vermesi ve buna rağmen en az %5 dahi oy almaması işi ekonomik politikaya bağlamak ta yanlıştır.

Özellikle ERBAKAN hocamızın kurduğu, vefatına kadar savunduğu ve onursal başkanı olduğu Saadet Partisi onun talebesi ve görüşünü savunduğunu iddia eden ve milli görüşçü olduğunu beyan eden kesimin, akıl almaz baskı, yalan ve iftira ile saldırmaları çok etkili olduğunu düşünüyorum.

İttifakların müsebbibinin mevcut iktidar olduğu, kurumsal kimliğinin devamına izin verilmediği için Ak Parti ile ittifak yapılmadığı ve ittifakın birleşme olmadığı, kendi adayı ve millet vakileri adayları ile seçime gittiği bilindiği halde bu kadar saldırmalarının sebebi ne olabilir.

O tür insanların ERBAKAN hocaya azıcık bir saygıları olsa idi, oy vermezseler dahi bu kadar saldırmazlardı. 28 Şubat ile başlayan ERBAKAN veya milli görüşü bitirme planının en gaddar bölümünü bunların üslendiğidir.

 Bir Kürt atasözü vardır “Dizi malı jı malı be kare ga dı küleki da derxine” Türkçesi: “Eğer hırsız evin hırsızı ise evin öküzünü bacadan çıkarabilir” tedbir almak pek fayda etmez.  Bu kesim ERBAKAN’I kutsayıp oy alırken “adil düzen”, “Milli görüş”, “ağır sanayi” gibi asıl davasını bitirmekti.

Diyarbakır gibi bir yerde ERBAKAN hocanın kurmuş olduğu, Sümer halı, Temsan, Tekel, Erğanı çimento… gibi fabrikalardan otuz bine kadar insanın istihdam edilirken günümüzde özelleştirme ile yüzlerce çalışan insana düşmesine rağmen insanların Saadet Partisine oy vermemeleri düşündürücüdür.

Yine Diyarbakır’da HDP ve Ak Parti adaylarının dini bir kimlikleri olmamalarına rağmen Saadet Partisin de Seyit Olan Seyit Haşım Haşımi ile emekli imam olan benim aday olmama rağmen üçüncü patı ve %10 oy almamamız ayrıca manidardır.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatih Yokuş Arşivi
SON YAZILAR