Süleyman ÇİFTÇİOĞLU

Süleyman ÇİFTÇİOĞLU

Hal ve gidiş...

Hal ve gidiş...

Moraller bozuk, iktidarı destekleyenlerin bile suratlarından düşen bin parça. Seçim öncesi biriktirilen sorunlar, seçimden sonra bekletilmeksizin milletin üzerine boca edildi. Seyyanen yapılan 8 bin liralık zam memurlara küçük bir nefes aldırsa da asgari ücretliler ve emekliler zorda. %25'lik zam emeklinin, 3 bin liralık zam asgari ücretlinin derdine derman olmadı maalesef. Yani emeklinin ve asgari ücretlinin hali hal değil. Her şeyden daha kötü ve garip olanı ise hemen her ürüne enflasyonun üzerinde zamlar gelmesi ama her nedense, "fırsatçıların tepelerine ineceğiz" demekten başka bir icraat yapılmaması.

Piyasadaki başı bozukluk belki de umutları kıran en önemli handikap durumunda. Serbest piyasanın amacı rekabet ve kalitenin arttırılmasıdır. Bu sayede tüketici daha az fiyata daha uygun olanı elde eder. Ama bizde piyasa devamlı bir şekilde manipule ediliyor ve hiç bir şekilde rekabet olmadığı gibi vatandaş sistemli bir şekilde iğneden ipliğe, arabadan eve hemen her şeyi en üst rakamlardan almak zorunda bırakılıyor. Belki de serbest piyasayı bu kadar serbest bırakmamak lazım. Sanayicimiz, zincir marketlerimiz ve esnafımızın önemli bir kısmı serbest piyasa kavramını yanlış anlamış belli ki!

Bir yandan eğlence merkezleri, kafeler, AVM’ler, restoranlar tıklım tıklım dolarken, Öte yandan önemli bir kesim hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu ülkede her nereye baksan zenginlik ve sefaleti aynı anda müşahede etmek mümkün. Büyük bir ahlakı çöküntünün içine düştük ve hep birlikte aklımızı başımıza almazsak toplumun bütün kesimlerini etkileyecek bir yıkım kaçınılmaz gibi görünüyor.

Belli ki bir kemer sıkma politikası uygulanıyor ama, buna keşke devlet katında yapılan israfı önlemeye dönük tedbirlerle başlansaydı. İtibarda tasarruf olmaz diye bir laf uydurmuşlar, bu sayede her türlü israf ve gösterisin bahanesi hazır! Bir devletlûnun sadece Cuma namazına gidiş geliş masrafı üstelik yürüyerek gidilecek mesafelerde binlerce lirayı buluyor! En az 7-8 lüks araç ve onlarca korumayla ibadethaneye gidip tonla israf ve vebal altına girmeye ne gerek var? O devletliye sormak lazım; 2 rekât namaz kılacağım diye yaptığın bu israf ve gösterişle sevap mı kazandın yoksa günah mı? Ama itibarda tasarruf olmaz! Yüz binlerce makam aracının tek birinden bile vazgeçemeyen devletlilerimiz tasarruf tedbirleri derken, kendilerini muaf tutuyorlar zaar!

Ayrıca bir takım kurumlarda dolgun maaşın yanında bazılarına huzur hakkı adı altında önemli paralar ödeniyor. Sanırsınız bu paralar ödenmezse huzurumuzu kaçıracaklar! Birden fazla maaş uygulamasına acilen son verilmeli. Devlet, kendi taşınmazları dururken bina kiralama işine son vermeli. En basit müdürlüklere bile kiralama yoluyla makam aracı tahsis etmekten, birilerini zengin edeceğim diye devlete yük bindirilmekten vazgeçilmelidir artık! Devlet har vurup harman savururken, belediyelerimiz durur mu? Yaz başlarından beri üç kuruşluk şarkıcı bozuntularına konser adı altında milyonlar kaptırılıyor, seçimlere bir kaç ay kalmışken kasada ne var ne yoksa harcanmaya çalışılıyor. Memleketin en büyük belediyesinin borcu 4 yıl da 100 milyarı geçmiş durumda. Piyasada denetim yapmayanlar belediyeleri de es geçmiş anlaşılan...

Piyasanın beklediği moral ve güven duygusu bu şekilde bir yönetim anlayışıyla nasıl sağlanacak? Başta devleti yönetenler olmak üzere herkesin aklını başına alma zamanı geldi de geçiyor. Netice itibari ile su almaya başladığını gördüğüm bu gemiden başka binecek gemimiz yok ve acilen herkes, gücü yettiğince bir delik kapatmaya çalışsa iyi olacak. İşe ev fiyatları ve kiralarından başlasak fena olmaz...

Kedi olalı....

Disney'in Atatürk dizisini maddi kaygılardan dolayı iptal etmesiyle siyaset ve medyada velvele koptu. Vay efendim bu ne cüret, bu ne terbiyesizlik, bu ne hadsizlik vs vs., önüne gelen muhafazakar laf salladı.

İşin ilginç tarafı bütün bunlar karsısında CHP ve yakin çevresinden ses çıkmadı. Muhafazakâr bilinen kesimler ise köpürdü adeta. Fatih Altaylı bu manzara karşısında belki de ilk defa isabetli bir tespitle taşı gediğine koydu ve içimizdeki muhafazakâr geçinenlerin ipliğini pazara çıkardı; bence iyi de etti. Birileri bir koltukta iki karpuz taşınmayacağını öğrenir artık!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman ÇİFTÇİOĞLU Arşivi
SON YAZILAR