2018'den beri gerek iktidarın hataları gerekse dünya geneli olumsuz şartlardan kaynaklı ekonomik daralma yaşanıyor. 2008'de teğet geçen ekonomik kriz, bugünlerde üstümüzden geçiyor adeta! Dün 1 puanlık faiz indiriminden dolayı döviz Kurları tavan yaparken, bugün artık faizin 6.5 puan yükselmesi bile doların yükselişini önleyemiyor.

Dengeyi bir kere bozarsanız toparlamanız kolay olmuyor. 2019'a kadar ev ve kira fiyatları makul seviyelerde iken 3-5 müteahhidin elinde kalmış evleri satabilmeleri için ve piyasanın canlandırılması adına kredi faizleri 0,79 seviyesine çekilince olanlar oldu. Ev fiyatları önce 2'ye, 3'e katlandı, sonrasında 5, 6 katlara kadar tırmandı. O gün bugündür ev almak hayal, kiracılık zulüm oldu! Piyasa koşullarını göz önünde bulundurmadan yapılan faiz indirimlerinin ağır neticelerini yaşamamıza rağmen bu durumdan ders alınmadı.

Sonrasında Covid bahane edilerek yapılan dünya geneli kapanmalarla beraber ekonomik sıkıntı tavan yaptı. Kırılgan ekonomiye sahip bizim gibi ülkeler en büyük zararı gördü. İhracat artsın, ülkeye döviz gelsin ve büyüme hızı yavaşlamasın diye üreticileri düşük faizli kredilerle teşvik etmenin neticesinde, yüksek ihracat rakamları yakalandı ama bunun yanında hayat pahalılığı da neredeyse bir kangrene dönüştü. Mehmet Şimşek’in Maliye Bakanı olmasıyla beraber ekonomik politikalarda piyasa koşullarına dönüleceğinin sinyallerini aldık. Faiz oranları şimdilik 6.5 puan arttırıldı ama dolar ve Euronun yükselişini devam ettirmesi bu faiz oranlarının bile yetersiz olduğunu gösterdi.

Kısa zaman sonra bir faiz artırımına daha gidileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü enflasyondaki rakamlarla şu an ki faiz oranları arasında hala bir uyumsuzluk bulunmakta. Yatırımcı, döviz ve altına yönelmeye devam ediyor zira. Bunları söylerken sakın faizi savunduğumuz anlaşılmasın. Faiz kapitalist sistemin temel sömürü aracıdır. Fakir toplumların sırtında bir yük, kanlarını emen tahtakurusudur. Üretimi, istihdamı yavaşlatır. Zenginler çalışmadan, emek sarf etmeden faiz sayesinde paralarına para katar, faizler yükseldikçe ekonomi dibe vurur ve iktidarlar personel maaşlarını ödeyemez hale gelir. 2002'de koalisyon hükümetinin seçimlerde sıfırlanmasının en büyük sebebi yüksek faiz oranları ve neticesinde batik bir ekonomi değil miydi?

Bununla beraber enflasyon rakamları görmezden gelinerek düşük faiz uygulamasına devam etmek, piyasayı iyileştirmiyor daha da zora sokuyor. Mesela, deprem bölgesine özel verilen düşük faizli kredileri alanlar doğruca döviz bürolarına koşup aldıkları krediyi ranta çeviriverdiler! Bu koşullar altında yakın zamanda bir faiz artırımı daha yapılacağını düşünüyorum. Umarız, asgari ücrete ve memur zammı oranlarına takılmak yerine hayatı kolaylaştıracak, fiyat istikrarı sağlayacak ve alım gücünü arttıracak önlemler bir an önce alınır.

Rusya'daki darbe girişimi Paralı asker ordusu Wagnerin Moskova'ya doğru yürüyüşüne kimi darbe girişimi kimi isyan dedi. Yorumcular işin nereye varabileceği ile ilgili çeşitli tahminler yaparken beklenmedik bir şekilde wagner lideri Prigojin, Kremlin'le anlaşıp yürüyüşünü durdurdu ve ordusunu üslerine geri çevirdi. Wagnerin arkasında dışarıdan birilerinin olduğu su götürmez ama neden durdukları noktasında kimsenin bir şey anladığını sanmıyorum. Putin'e bir uyarı mahiyetinde bu olay gerekleştirilmiş olabilir. Putin'in son zamanlarda yenidünya düzeninin Sosyolojik tabanı olarak planlanan LGBT'ye karşı sert tutumu ve yapay gıdaya yönelik koyduğu yasaklar küresel elitleri rahatsız etmiş olabilir.