NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Seçim turizmi ve Kürt oyunu

Seçim turizmi ve Kürt oyunu

Bu ülkede henüz Kürtsüz bir oyun denenmedi.

Osmanlı’dan bu yana senaryosu önceden hazırlanmış tüm oyunların içine dâhil edilmiş olan Kürtler, yeni bir seçim dönemi, yeni bir oyun için ‘filmin başrol oyuncusu’ olarak devreye sokulmak isteniyor şimdi de.

 

Oraya gidebilir misin?

Buraya gelebilir misin?

Oraya gidip şunları söyleyebilir misin?

Git, gel dedikleri Kürt illeri

Söyle dedikleri ise, Kürtlerle ilgili söylemler

Tamamı tahrik nedeni. 

 

Seçim süreci başladı ya, artık kim kime ne kadar ‘geçirme’ yapacaksa, o oranda avantajlı duruma geçecek sanki. 2015 seçimlerinin ana teması çıktı ortaya. Liderler, partiler, birbirlerini bir yerlere yönlendirecek, gönderecek, gidilmesi için teşvik edecek.

 

Buyurun yola çıkalım;

Seçim turizmi programları çerçevesinde seyahatlerimiz başlamıştır.

Yüksek Seçim Kurulu ekonomide olduğu gibi, seçim teşvik yasasını devreye soksa da, liderler bu geziler için teşvik yasasından yararlansa, daha fazla yer gezer, daha fazla söylem geliştirirler hiç olmazsa!

 

Karşılıklı teşvikler Kürt illerine dönük olduğu için belki masraflı olur, siyasiler teşvikten yararlanır. Onların yüzünden hadise filan çıkar, ortalık karışır, kamu düzeni sarsılır, esnaf zarar görür, zarar-ziyan da belki bu teşvik parasından karşılanır!

 

Ha, ne dersiniz?

 

Başbakan Davutoğlu, Devlet Bahçeli’yi gaza getirdi, Dersim’e gönderdi. Bahçeli, Elazığ’dan 1980’li yıllardan kalma ‘kadrolu’devşirme ülkücü takımı ile gitti Dersim’e. Resmi devlet töreni gibi bir ortamda ‘kendinden menkul’ alkışlar aldı, seçmenine de‘yiğitlik pozu’ vermiş oldu.

 

Neyse ki hadise çıkmadı bu yiğitlik sevdasından.

Dersim kesmedi siyasileri.

Şimdi de Diyarbakır teşviki gündeme geldi.

Meral Akşener, ‘Benim liderim gitti Dersim’e’ diyor.

Başbakan Davutoğlu’nu Diyarbakır Bağlar meydanına gitmesi için teşvik ediyor.

Akşener, Başbakan Davutoğlu için, ''Yüreği yetiyorsa, cesareti varsa, yiğitse Diyarbakır Bağlar Mahallesi'nde ''Abdullah Öcalan, bebek katilidir'' diyebilmesini bekliyorum'' diyor.

 

‘Biz sıramızı savdık, sıra sizde’ demeye getiriyor yani…

 

İki tarafta birbirini aslında Kürtler üzerinden ölümle tehdit ediyor.

‘Git bu lafları söyle, hadise çıksın, çatışma çıksın, seni öldürsünler’ demek istiyorlar. Dersim’e gönderme gazı ile Diyarbakır’a gönderme gazı aynı amaca hizmet ediyor.

 

Akşener, Alpaslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’a yine böyle bir gaz sonucu geldiğini, o zamanki Dağkapı, şimdiki Şeyh Said meydanında konuşma yapmak istediğini, ancak konuşamadan gittiğini yaşı itibariyle hatırlıyor herhalde. Çok sayıda ölüm olayı gerçekleşmişti.

Mantık hiç değişmemiş.

Bunlar hala ‘benden sonra tufan’ diyor.

Allah bunları ıslah etsin!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR