Sözlerime Fransız İhtilalinin öncüsü Jean Jacques Rousseau’nun öğretmenler ile ilgili bir sözü ile başlamak istiyorum:

“Vardığım kanaat odur ki, büyük bir öğretmen büyük bir sanatkardır. Hatta çalışma sahası ‘insan aklı’ ve ‘ruhu’ olduğu için öğretmenlik sanatların en büyüğü bile olabilir…”

Kuşkusuz,

Eğitimde değiştirilmesi gereken ve yapılması gereken çok iş var…

Güzel binalar yapılabilir,

Etkili, verimli programlar yazılabilir,

Ders işlemeyi kolaylaştıran daha güzel kitaplar hazırlanabilir,

Okullara seçilen yöneticiler eğitimi bilen, yorumlayabilen ve çözüm üretebilen kişiler tarafından seçilebilir.

Ancak yukarıda saydığım işler ve yapılması gereken çalışmalar kesinlikle ‘ikincil’ işlerdir.

Ve kuşkusuz,

Yapılması gereken ‘birincil’ iş öğretmenlik mesleğini doğru anlamak ve doğru yorumlamaktır.

Öğretmene hak ettiği ücreti vermek,

İçi boş, anlamsız laflar yerine öğretmene gerçekten ‘değer’ vermek ve ‘saygın’ olmalarını sağlamak gerekiyor…

Her alanda ilerlemiş ülkelere bakın ve orada çalışan öğretmenlerin durumuna bakın ve

bir de sorunlarını çözememiş ülkelerde çalışan öğretmenlerin durumuna bakın.

Arada nasıl bir ilişki olduğunu çok kolayca görebiliriz.

Daha mutlu ve daha gelişmiş bir ülke istiyorsak –ki herkesin istediğine eminim-öğretmenlerimizin ‘mutlu’ olmalarını sağlamalıyız.

Özetle; öğretmenimiz ne kadar mutlu ve ne kadar iyi ise biz de ancak o kadar iyi olabiliriz.

Öğretmenlerimizin hak ettiği değeri ve saygınlığı bulduğu günlerde buluşmak dileğiyle hepinizin, hepimizin bu özel gününü kutluyorum…