Ahmet Özmen

Ahmet Özmen

Kentin Kanayan Yarası, ÇOCUK İŞÇİLİĞİ…

Kentin Kanayan Yarası, ÇOCUK İŞÇİLİĞİ…

Mehmet 12 yaşında, 7 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu.

Baba özürlü olduğu için,

Annesi ev işlerine baktığı için,

Abi uyuşturucuya bulaştığı için,

diğer kardeşler küçük oldukları için çalışamıyorlar.

Aile devletin sosyal yardımları ve Mehmet’in çöpten kazandığı üç beş kuruşla ayakta. Mehmet de olmazsa belkide küçük kardeşleri hiç yumurta yiyemeyecek.

Çöp toplama işinde çalışıyor kahramanımız.

Yani geceleri çalışıyor. Kendisi gibi onlarca çocukla yaşadığımız, kirlettiğimiz kentin sokaklarını temizliyor. Paraya dönüştürülebilecek atık maddeleri belediye ekiplerinden önce toplamak zorunda. Topladıklarını üçte bir fiyatına ancak gece yarısından sonra aracıya teslim edebiliyor. Üstelik iyi niyetli olmayan abilerden dayak yiyip, kazandığı parayı kaptırma riski de var.

Sabah okula gitmesi gerekiyor.

Aslında pek okuyacak hali de, niyeti de yok Mehmet’in. Okula gitmezse ailesi ya para cezası ödeyecek ya da babası hapse girecek. Devletten aldıkları yardımlar da kesilecek.

Evlerini, ailesini ikna için ziyaret eden öğretmenlerden duymuş bu durumu. Babası zaten hasta, bir de hapse mi girsin o okula gitmiyor diye.

Doğal olarak ‘Okul Yolu düz gider, çocuklar okula gider’ şarkısını mırıldanarak okula gitmiyor Mehmet. Tek tesellisi eve bıraktığı 15 lirayla annesinin pazara gidip, üç beş kilo yarı çürük sebze alabileceği. Tabi o da abisinin sigara ve kahvehane parasından artarsa.

Okulda ilk ders matematik.

Ayşe öğretmen her zamanki gibi kendisini pekte sevmediğini hissettiriyor ona. Aslında Ayşe Öğretmenin niyeti profesör yapmak onu ama Mehmet çok sorumsuz bir çocuk. Yine yapmadan gelmiş ödevlerini. Birazcık azarla atlatıyor ilk iki dersi.

Sonrası tasarım dersi. Yani facia kapıda. Tenefüste birkaç arkadaşıyla müdürün karşısında buluyor kendini. Öğretmenin istediği karton ve yapıştırıcıyı daha öncekilerde olduğu gibi getirmemiş. Öğretmen artık bu çocuklarla uğraşmak istemediğini anlatıyor müdüre. Bir de müdür azarlıyor bir güzel. Okula bir şeyler öğrenmek için gelmeleri gerektiğini, okulun zamanını boş boş geçirme yeri olmadığını anlatıyor onlara.

Sırada rehberlik servisi var. Ne olduğunu anlamadığı anlamsız sorularla dolu kağıtları uzatıyor rehber öğretmen. Oturup cevaplamasını istiyor.Görüşmenin sonunda kendisine özel olarak hazırladığı DERS ÇALIŞMA PROGRAMINI gururla veriyor Mehmet’e.

Sonrası… sonrası malum. Bütün günleri böyle geçiyor tabiî ki.

Yani anlayacağınız bu küçük çocuk, gerçek hayatta, bizim çöplerimizi temizleyen, küçük kardeşlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalayan gerçek bir KAHRAMAN.

Aynızamanda başarısız, hiçbir öğretmenin karşılaşmak istemediği sorunlu bir öğrenci.

Pekihayatımızda kaç tane Mehmet var?

Hiç merak ettiniz mi?

İLO verilerine göre dünyada 200 milyondan fazla çocuk işçi var.

Ve bu çocukların tamamı hiçbir hizmeti yeterince alamıyor.

Yeterli beslenemiyorlar, iyi bir eğitim alamıyorlar, çocuk haklarından habersizler. Birçoğu fiziksel, ekonomik, duygusal, hatta cinsel istismara maruz kalıyor. Bazı ülkelerde, oyun oynamaları gereken yaşlarda ellerine silah verilip anlamsız savaşlara gönderiliyorlar…

Çevremizde sınıflarımızda onlarcası var Mehmetlerin.

Çocuk ihmal ve istismarının,en vahşi hallerinden birisi ÇOCUK İŞÇİLİĞİ.

Yaşadığımız kentin sokaklarında yüzlerce çocuk istismara açık bir şekilde çalıştırılıyor.

Değerli okurlar,

Tigris Haber’deki ilk yazımda özellikle biz eğitimcilerin içini acıtan bir problem olan Çocuk İşçiliğine dikkat çekmek istedim. Konu ile ilgili duyarlılığımızın yeterli düzeyde olmadığı kanaatindeyim. Son dönemde yaşadığımız çocuk istismarı vakaları karşısında toplum olaraktravma yaşadık. Ailelerinin yaşadıkları acıyı hepimiz yaşadık.

Acıyı hissetmek, acıyı paylaşmak istismarı engellemeye yetmiyor maalesef. Çevremizde yaşanan ihmal ve istismar vakalarına karşı duyarlı olmak insanlık ödevimiz. Bu alanda hizmet veren kamu kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına destek vermeliyiz. Belki de işe toplumu çocuk ihmal ve istismarı konusunda bilinçlendirme çalışmaları ile başlamalıyız. Toplumsal bilinç düzeyimiz yükseldikçe ve insanlarımız bu konudaki bireysel sorumluluklarını yerine getirmeye başladıkça çözüm yolunda ilerleyebiliriz.

Çözüm, yaşadığımız birçok toplumsal sorunda olduğu gibi EĞİTİM.

Not: Tigris Haber yönetimine teşekkür ederim. Çarşamba günleri eğitim köşesinde siz değerli okurlarımızla buluşmaya devam edeceğiz. Görüş ve önerilerinizi beklediğimizi belirtmek isterim. Gelecek Çarşamba buluşmak üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Özmen Arşivi
SON YAZILAR