NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Sur da bizim, Sır da bizim

Sur da bizim, Sır da bizim

Sosyal medyada Sur’da yakılan yıkılan bölgenin içinde imar edilen evlerin fotoğraflarını gördüm, ‘görmez olaydım’ demiyorum, çünkü görmesem kentim adına yapanlara hakaret edemezdim. Eskisinin çok iyi olduğunu iddia etmiyorum, derme-çatma kondu evlerin dışındaki tarihi taş evler adınadır itirazımız.

 ‘Çakma bir savaş’ atmosferinin kurbanı oldu o bölgenin yarısı. Çatışmaların bitmesinden çok, çok sonraları da yıktılar evleri. İddiaya göre, gömülü Ermeni-Süryani altınları aranmış. Bulup bulmadıklarını bilmiyoruz, ancak, o kadar çok kapalı kaldı ki, şüphelenmemek mümkün değil.

 Çakma beyinler çakma evler yapmışlar, güya Diyarbakır’ın tarihi yapısına uygunmuş. Büyük paralara da satılıyormuş. Hepsini kabul ettik, her ne olduysa oldu, bari sonrası iyi olsun ki, ‘ tamam, hiç olmasa tarihi, aslına uygun kurtardık’ diye, en azından teselli olalım!

**

Çocukluğumuzun, gençliğimizin, ilköğretim yıllarımızın adam gibi yoğrulduğu alandı, çatışmalar sırasında ve sonrasında yerle bir edilen, yerine ucube yapıların yapıldığı alan.

Kıvrıla, kıvrıla uzanan daracık sokaklarından sur diplerine uzanan yürüyüşlerimizi, surların küçük geçitlerini aşarak indiğimiz Dicle nehri kıyısındaki yüzmelerimizi andık bir arkadaşımla. Hiç korkmazdık sur içindeki yaşamdan. Aksine sur dışına çıkış korkuturdu bizleri. Zaten aileler, sur dışına çıkışa ‘yasak’ koyardı.

Doğmuşluğumuz, büyümüşlüğümüz vardı, anılarımız, yaşadıklarımız vardı. Mekânsız ‘çıplak’ kaldı şimdi, anılarımız, yaşadıklarımız. Doğduğumuz ve büyüdüğümüz evler yok ortada. Hafızalarımızın silinme hallerine denk geldik. Tek tesellimiz, sur içinin çatışmadan muaf kalmış kesimidir, şimdilik.

Doğduğum, büyüdüğüm bölgeyi, o ucube yapıları görmeyi hiç istemiyorum. ‘içim elvermez’ derler ya..İşte onun gibi bir şey.

**

Elazığlı, Malatyalı dostların deyimiyle;

 ‘Ne diyek’

‘Gelin ata binmiş ya nasip demiş’ atasözünden hareketle, hata hepimizin. Plansız, programsız bir kent yönetiminin sonuçlarını yaşıyoruz. ‘Ya nasip’ mantığı ile yola çıkıldığında, payınıza ne düşerse, başınıza hangi felaket gelirse razı olacaksınız demektir. Çünkü savunma mekanizmalarının tamamını adresi belli olmayan yola girerken zaten kaybetmişsinizdir.

Her ne ise;

Sur da bizim

Sır da bizim 

Naci Sapan

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR