NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

‘Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz’

‘Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz’

Bir ülkede aydınlar, siyasetçiler, gazeteciler tutuklanıyor ve sürekli sayı artıyorsa büyük sıkıntı var demektir. Demokrasi sürekli yara alıyor, giderek onarılması güç bir şekle bürünüyor, gedik ise giderek büyüyor, zaman, toplumun aleyhine işliyor, gelecek ise karanlık bir hal alıyor.
Toplumun Aydını, siyasetçisi, gazetecisi yok, geriye ne kalır ki?
Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Selçuk mızraklı, Gültan Kışanak, Can Atalay, Barış Pehlivan, Tolga Şardan ve daha niceleri. Bu arkadaşlar bilinenler, toplumun yakından tanıdıkları. O nedenle isimlerini yazdım. Barış Pehlivan ve Can Atalay hariç, diğerleri ile birebir tanışıklığım, arkadaşlığım var. Onların tutuklanması, cezaevlerinde olması canımızı acıtıyor. Sadece onlar için değil, haksız hukuksuz yere yatan herkes için canımız acıyor, içim titriyor.
Tolga Şardan’la devam edeceğim.
Aynı yaşta olmasak da aynı kuşağın gazetecisiyiz. Gazeteciliğine tanıklığım, birlikte alanda çalışmışlığımız var. Polislerin arasındaki yüz ifadelerini, hüzünlü duruşunu defalarca izledim. İfadeler korkuyla izah edilemez. Cezaevine gitme korkusu değildi, ülkeye hayıflanmaydı. Ülkenin ve halkın içine sokulduğu girdaba isyandı dudak ve yüz ifadelerindeki yansıma.
‘Vay be böyle mi olacaktı, biz halkımızın, ülkemizin yararına yazıyoruz, tutuklanıyoruz. Soyguncuyu, hırsızı, arsızı yazmayayım diye cezaevine gönderiliyorum’ der gibiydi, öyle yorumladım.
Sadece, ‘Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz, yazmaya devam edeceğiz’ demekle yetindi.
Ne yaptı, ne yapmak istiyordu?
Hırsızlığı, arsızlığı, ülkeyi soyanları takip edip, yazıyordu, o kadar.
Bu konuda da son dönemlerin en iyisiydi.
Demokratik ülkelerde Tolga Şardan gibi gazetecilere teşekkürler sunulur, övgüler yağdırılır.
Biz cezaevine gönderiyoruz.
*
En son 2 ya da 3 ay önceydi, telefonla görüştük, hal hatır sorduk. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. Görüşmemize sebep olan konu da haberdi yine. Adamın işi gücü haber olduğu için, hal hatırı bahane edip, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin Sayıştay raporlarındaki durumu ile ilgili bazı konuları sormak için aramıştı. Kendisinde olan bir eksiği düzeltmiştik.
En iyi bildiği konuları yazdığı için cezaevine gönderildi.
Gazetecilerin tutuklanması halkın haber alma özgürlüğüne darbedir.
İktidarlarında, muhaliflerin de Tolga Şardan ve onun gibi gazetecilere ihtiyacı vardır. Doğruyu yazanlar doğru yolu gösterir. Görmek isteyenler bu tarz gazetecileri takip eder ki doğru işler yapabilsin.
Eskiden parası, pulu, evi, yatı, katı olmayan gazeteci makbuldü, şimdi tam tersi, bunlara sahip olanlar ya da başka bir deyişle bunların sahibi olması için zemin hazırlananlar makbul! (Mü)?
Olup olmadığına elbette ki zaman tanıklık edecek.
Tolga da sadece gazetecilik geliriyle gazetecilik yapan bir kardeşimizdir. Adliyede yanında olanlar, onun için sosyal medyada paylaşım yapıp, yazılar yazanlar da öyle, onun gibi tek gelirleri gazetecilikten.
Bir de öyle olmayanlar var; Türkiye genelinde, bizim bölgede, hatta Diyarbakır’da da!
Söylenecek çok şey var, ancak şair Orhan Kotan’ın söyledikleri ile bitireyim.
Şöyle demişti merhum;
Namuslu olmak yetmiyor,
Bir de namusun mihenk taşında vuruşmak gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR