Ceza benim için onurdur!
‘Kayyım ve kayyımcıklar’ yazımdan dolayı uzun zamandır devam eden davam sonuçlandı, ceza aldım. Gazetecilik cezalandırılıyor. Bu sadece benim şahsımda süregelen bir olay değil. Türkiye genelinde gazeteciler cezalandırılıyor. Hapis yatanlar var. Daha ne kadar devam eder, gazetecilik ve gazeteci ne zamana kadar cezalandırılacak bilemiyoruz.
‘Hayatın gerçeği’ deyip yolumuza devam edeceğiz.
50 yıllık gazetecilik faaliyetim sırasında boyun eğmedim, geri adım atmadım. Bunu içselleştirdim, 18-20 yaşlarımda nasıl hareket ettiysem, bir gram geri adım atmadım, 66 yaşındayım devam ettiriyorum, ettireceğim, geri adım atmayacağım. Tek bir işim oldu, o da gazetecilik. Ranta bulaşmadım. Akçeli işlerle duygudaşlığım olmadı. Bu saatten sonra da olmaz. Elim kalem tuttukça, beynim elverdiği sürece, kentime, kent insanına olan sorumluluklarımı yerine getirmeye devam edeceğim.
Çünkü kentimi, halkımı savunuyorum.
Bir avuç rantçıyı, yağcıyı, hırsızı, arsızı savunacağıma, halkımı savunmak, kamu zararına karşı çıkmak daha onurlu bir yaşam biçimidir. Mahkeme salonunda, verilecek cezanın benim için bir onur olduğunu söyledim, kayıtlara geçti. Bu benim için yeterlidir. Çocuklarıma onurlu bir gelecek bırakmak adına bir yaşam felsefesine sahip olduğum içinde kendimle gurur duyuyorum!
Doğup büyüdüğüm, yaşamımı onurla sürdürdüğüm bu kentte, kadim Diyarbakır’da olan biteni yazamayacağım da ne yazacağım. Birilerinin bunu yapması gerekiyordu, ben de bunu yaptım. Fazladan yaptığım bir şey yok, çokta büyütmeye gerek yok. İşimi yaptım, sorumluluğumu yerine getirdim.
En son TOKİ’nin arsa satışını yazmıştım, bunu da örnek gösterdim mahkeme salonunda. 2.6 milyar TL kamu zararı oluşmuş, çok sayıda insan haksız rekabet sonucu milyon dolarları cebe indirmiş. Bunu yazamayacağım da neyi yazacağım. Okunuyor. Hâkim bey de yazılarımı okuduğunu söyledi, mutlu oldum, verilen cezaya üzülmedim. Zaten yazılarımızı kayda geçsin diye yazıyoruz.
Herkes ‘işini’ yapıyor, ben de işimi yapıyorum.
Uzatmayayım; cezadan dolayı arayan dostlara teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de davanın başından beri yalnız bırakmayan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan, avukatım, dostum Sertaç Eke, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) adına davayı takip eden gazeteci Deniz Tekin’e. Deniz hiç sektirmedi, adım adım takip etti, yazdı, kamuoyunu bilgilendirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.