Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Dövme Yasak, Anlaşıldı Mı?

Dövme Yasak, Anlaşıldı Mı?

Osmanlıcılıkla harmanlanmış İslami hayat düzeni devletin en tepesinden adeta bir “Toplum Mühendisliği” şeklinde yukarıdan aşağıya dizayn edilmeye başlandı başlanalı, tabir uygun düşerse “ipin ucu kaçtı”.

Kaç çocuk yapılması gerekiyor?

Nasıl bir aile düzeni doğrudur?

Çalışma ortamında nasıl bir ilişki yapılanması gerekir?

Uzat uzatabildiğin kadar.

En son noktayı Diyanet İşleri Başkanlığı koymuş. Hem de bir fetvayla!

“Vücüdunda dövme bulunan bir kimse; sağlığına zarar vermeyecek bir şekilde dövmesini derhal ortadan kaldırmalı. Eğer ki bu mümkün olamıyorsa Allah’tan bağışlama dilemeli, yaptığına pişmanlık duymalı…”

Anlaşılan Diyanet verme ihtiyacını duyduğu Dövme Fetvasında sadece gençlerin bedenlerine yaptırdığı geçici veya kalıcı dövmeye endekslenmiş.

Oysa Dövmenin geleneksel olarak Doğu Toplumlarında tarihi ve kültürel arka planı, geçmişi var.

Üç şehir; Mardin, Urfa ve Diyarbakır’ın orta yerindeki 2000 metrelik yükseltiye sahip eski volkanik kütle Karacadağın eteklerinde binler yıldır yaşayan kavimler; adına Deq dedikleri dövmeyi bilirler yaparlar.

Hem sadece Kürtler değil! Araplar, Süryaniler de yapar.

Hem de nasıl yaparlar özetleyip anlatayım.

Karacadağ’daki kerpiç köy evlerinin sürekli aynı köşesinde yanan çıranın is’inin karası ile anne sütünün karşımından laciverdimsi bir kök boya oluşur. İşte o kök boya ile yüze, boyuna, el ve ayaklara eski çağlardan bu yana motifler işlenir.

Mezopotamya coğrafyasının ay tanrıçasının mekânı Sin mabedinden bu yana Deq-Dövme vardır coğrafyada. Kimi kez, kem gözlere, nazara karşıdır. Kimi kez de güzelliğin farklı bir şekilde taçlandırılmasıdır. Ve dahi sevdanın, aşkın, bir isimle, bir figürle insan bedenine nakşedilmiş halidir Deq.

Bir kültürel ve geleneksel mazisi olan Deq’ın, dövmenin bu şekilde yasak ilan edilmesi yaşamın kültürel boyutuna doğrudan müdahaledir.

Üstelik bunun “Tanrısal” bir yasağa bağlanması devletin insan yaşamına zulmüne tekabül eder.

Tebaa buna biat eder mi? Bunun cevabı sahiden zor…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR