NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Kayyum konseyi mi? Kent konseyi mi?

Kayyum konseyi mi? Kent konseyi mi?

Bu başlık ne diye soranlar olabilir ki, haklı bir soru.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi iftar yemeğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi,  burada konuşuldu. Benim de merak ettiğim bir konuydu, kent meselelerini bir de bu pencereden konuşalım istedim. Farklı bir mecra değil, olması gereken bir pencere, kentlerin yönetim biçimlerine etki eden, etmesi gereken bir konu Kent konseyi.
Kent konseylerini; bir araya gelen kent dinamiklerinin yönetim erkleri üzerinde ‘baskı grubu’ olarak da tanımlamak mümkün. Demokrasilerde, Sivil Toplum Kuruluşları baskı gruplarıdır. Ekonomi ve siyaset dünyasından azade, kentin ve kent bireylerinin sorunlarına çözüm arayan, çözüm bulan, kentlerde eşit ve adil yaşam ortamlarının oluşması için çalışırlar. Kent konseyleri, bileşenlerin kendilerini yönetenlere yol gösterici bir kurum olarak da yorumlanabilir.
Diyarbakır’da yok.
İşte bu nedenle;
Kayyum konseyi mi, kent konseyi mi?
Başlığı ile başladım.
Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya, konuşmasında gazetecilere kentle, TSO ile ilgili bilgiler verirken ‘Kent Konseyi’ oluşturma çalışmalarının olduğunu da söyleyince gündemleştireyim dedim. Örneğin kent konseyi olsa, belediyelerin bize izlettirdiği ‘ucube’ heykellere tanıklık etmezdik. Tek örnek ile ne demek istediğimi anladınız.
İmardan, tescilli binalara, tarihi değerlerin korunması adına yapılacak bütün işlerde kent konseylerinin fonksiyonu çok fazla. Örneklere devam edebilirim; mesela turistik otel bu kadar rahat yıkılamazdı, Dilan sineması ile ilgili satıldı-satılacak-tescilli konumdan çıkarıldı gibi tartışmaları yapmamış olacaktık. Yeni kapı bölgesindeki çatışmalardan etkilenen tescilli yapıların bir kısmının tamamen yıkılmasına engel olunabilirdi. Yeniden yapılan evlerin aslına uygun yapılması konusunda ortak kararlar alınır, ‘Ucube’ ‘Cezaevi koğuşu’ mimarisine izin verilmezdi. Kentin kaderi, kayyumlara, TOKİ idaresine yüzde yüz teslim edilmemiş olurdu.
Kayyum konseyi mi?
Kent Konseyi mi?
Elbette ki kent konseyi, ancak, adil-eşit yaşam koşullarına zemin hazırlayan bir kent konseyi tercihimiz olacaktır. Çünkü biz, bizler; farklılıkların en büyük zenginlik olduğunu bilen anlayışa, bakış açısına sahip bir nesiliz, aynı zamanda böyle düşünen bir toplumun bireyleriyiz.
*
Toplantının kent konseyi kadar değerli, önemli bir başka mesaj da, odaya kayıtlı 2 bin 700 kadın şirketinin varlığıydı. Kadınların kent yaşamındaki varlığının üretimle birlikte anılması son derece önemli. Özellikle son 10 yılda çok daha fazla görünür oldu kadınlarımız. DTSO kadın meclisi, DOGÜNKAD gibi örgütlü çalışma yürüten kurumların da varlığı Diyarbakırlı kadınların öncü gücü oldu.  
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR