Aydın Alp

Aydın Alp

PANDEMİK CORONA FAŞİZMİ VE SERMAYENİN KÜRESELLİĞİ

PANDEMİK CORONA FAŞİZMİ VE SERMAYENİN KÜRESELLİĞİ

Dünyaya hâkim olan güçler, parmakla sayılabilecek kadar sınırlı ailelerdir. Bunların sermayelerinin karşısında dünyanın, milyarlarca insanın, toplam gelirinin esamesi bile okunmaz! Ve silah, ilaç, gıda, petrol tekelleri, uyuşturucu baronları, insan tacirleri, mafya ve derin güçler… Savaş, istenen sonucu vermedi. Şimdi bence biyolojik saldırı gündemde. Nüfus planlanması bundan sonra böyle yapılacak demek! İnsanlıkla kukla oynatıcıları gibi oynayabilen bu egemen güçler, biyolojik saldırılarla dünyaya ‘çeki düzen’ verecekler! İnsanlık olarak görünmez bir düşmanla karşı karşıyayız! Dünya nüfusu çok fazladır. Azami noktaya geldi. Çin de çok hızlı gelişiyor ve çok kalabalıktır! Özgür dünya için de tehlikelidir, diyorlardı. Ve olay, Çin’de patlak verdi. Gerekçeler de hemen sıralanmaya başlandı: Çok pisler ve her şeyi yiyorlar! Yok yarasa yok akrep… Sanki biz ejderha yumurtalarıyla besleniyoruz. Istakoz, Beluga havyarı, beyaz trüf mantarı ve Wagyu eti; ana menümüz! Dünya’nın yarısında tuvalet, lavabo yok! Sanki bizim kurumlarımızın da her biri birer saray ve mis kokulu(!) Altyapımız mükemmelmiş gibi(!) Sanki çöp artıklarından beslenenler yokmuş gibi(!)

Dünya’nın dengesini alt üst ettik! İnsanoğlu doğal yaşamdan koparıldı. Yapay bir kuşak oluştu. Ve Corona faşizmi, pardon virüsü; her nasıl oluyorsa uygarlık göstergesi olan yaşlıları önce götürüyor! (Küresel ötenazi) Dünya’nın borcu trilyonlarca dolarmış. Önce emeklileri, tümden emekli (ötenazi) edecekler. Ben önyargılı biri değilim. Bilim adamları bunun Arka planını sonra açıklarlar! Ben bu olayın ve sonrasında yaşanacakların rastlantısal olduğunu düşünemem! Dünyayı parmağında oynatan kan tacirlerin ruhunu biliyorum! Dünya, bu beladan nasıl kurtulacak ve sonrasında ekonomik ve sosyal yaşam nasıl olacak? Kapitalizm, insan ilişkilerini atomize eder. İnsanlar arasındaki bağı koparır. Kapitalizm ruhu, bireysellik ve bencilliktir. Şimdi Corona faşizmiyle insanlar, birbirinden tümden koparılıyor. Kiliseler, camiler kapanıyor. Toplu etkinlikler, bıçakla kesilir gibi kesiliyor. Hadi sıkıysa bir araya gelin! Ben önceki yazımda: “Zaman bulamadım corona virüs için yazmaya. Geometrik artıyor ve çok ölümcül! Diz boyu yoksulluk, baskı ve sorunlar yetmezmiş gibi bir de bu salgın hastalık; her şeyin üstüne tüy dikti. Aşıyı hangi ilaç şirketi bulursa katil, pardon, virüsü üreten odur diyorum! Rant çevreleri ayakta! Para uğruna Yarab, ne insanlar katlediliyor! Allah; insanlarımızı da, bütün insanlığı da korusun!” demiştim. Sorun; sadece aşı üretimi değil, bu işte müthiş bir rant olduğu halde! Bu deneyimden sonra toplumlar nasıl biçimlenecek! Bu, ciddi bir sorun! Ve belki bu bela, sonraki çok daha büyük operasyonlar için bir veri toplama ve ciddi bir uyarı! Vah kurumsallaşamamış, otoriter toplumlara!

1. Dünya Savaşı öncesi fütüristler, savaş çıksın da yoksullar, garibanlar, ayaktakımı insanlar ölsün. Güçlü olanlar, dişli olanlar yaşasın, diyorlardı. “Kent yaşamı”, “makineleşme”, “sürat”, “cesaret ve şiddet”, “savaşı övme ve yüceltme”, “kadın düşmanlığı” ve açıkça faşizmden yana olma… İngiltere’nin başlardaki politikası, bana fütüristlerin tavrını çağrıştırdı: Dayanıksız olanlar gitsin, güçlüler kalsın! Ki bunu dillendiren azımsanmayacak sayıda başka ülkelerde yetkililer de vardı. Trump’ın da aşı şirketine para (ahlaksız) teklifi, ayrıca ve özellikle konuşulacak bir tavırdır!  

Çin ve Güney Kore maksimum performans sergiliyorlar. Çin; organize bir toplumdur, çok disiplinli ve çalışkanlar. Karınca örneği bir arada ve bu bakımdan çok etkililer. Hemen toparlandılar. Şimdi virüs dünyaya sıçradı. Ah, bir de kurumsallıktan, bilimsellikten yoksun ve yoksul, otoriter toplumlar… Üfürükçüler, tükürükçüler mezarlara gömülecek! Bilim; somut ve net, yaşama ağırlığını koyacak! Devletin engelleyemediği Newroz bile iptal edildi. Bu karar yanlıştır demiyorum. Bu karar yerinde ve doğrudur. İnsanlar, nasıl hizaya getiriliyor, ondan söz ediyorum. Önlemler konusunda asla gevşememeli! Bizim kültürümüz ‘mesafeli durmaya’ karşı bir kültür.  Biz sarmaş dolaş olmayı çok seviyoruz. Bu koyu sevgide birbirimizi boğduğumuz da oluyor!  Sevgi zayiatlarımız da oluyor(!) Karantinadan bile çekinmemeliyiz. İpin ucu kaçarsa mahvoluruz! Ya hep beraber ya hiçbirimiz! Dünya bir bütündür; kurtulmak yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz! Yüreğim, çalışmak zorunda kalan emekçilerden yanadır. Ah, bir de evsizlerden, yoksullardan yanadır! Sağlık camiasına da yürekten başarılar diliyorum.

Ve gün 24 saat, bütün kanallarda konuşan allameler, ellerinizi yıkayın ve kelle paça yiyin, diyorlar. Bu olup bitenler nedir, neyin göstergesidir? Dünyada ne sonuçlara yol açacak? Hapishanelere dönmüş evlerde neler oluyor? Bundan sonra neler olacak? Ülkeler bu ekonomik baskıya nasıl dayanacak? Ya bu sadece asıl belanın bir denemesiyse… Biz toplum olarak bu belalara karşı kurumlarımızı yapılandırabilecek miyiz?  Bizim allamelerin ağzında koro halinde: Ellerinizi yıkayın, ellerinizi yıkayın, diyorlar. Nasılsa şeytani güçler ellerini oğuşturaduruyorlar. Ah, ulan!  

BUNGUN…

Gençlikteki pervasızlığım yok artık /Kendimi bile şaşırtan duygular içindeyim/

Nerdeyse batıl inançlarım oluştu diyeceğim /Önceden ayrımına varmadığım takıntılarım/

Korkularım gittikçe büyüyor /Yalnızlıktandır diyorum/ Belki de dost sıcaklığını bulamayışımdandır/

Hayat /Eskisi gibi anlamlı görünmüyor bana /Ah, ben yaşamak delisiydim!/

Kahkahalarım hâlen de buna tanık /Nasıl bir güçtür ki bu /Bu geçici senaryoyu yazmış da/

Bizi ve her şeyi part time oynatıyor /Üstelik böyle berbat bir sahnede/

Donanımsız /Ve böyle çiğ oyuncular arasında/

Gönüllü olmadım, dilekçe de yazmadım /İdeali öldürülen bir ülkede ve dünyada/

 Ütopyasız ve inançsız insanlar arasında /Ve saçma sapan bir hayatın akışında/

Gözyaşları sıcaklığında bir hüzünle /Şarkılardan bir ateş yakıyorum ben de/

Şarkılardan ateşi ha bire harlandırıyorum /Üstelik de biliyorum, ne yazık ki /

Ateşler de sönecek ben de /Ama her şeye karşın ve yine /Ateş, ateş, ateş ! Küle dönsem de…

AYDIN ALP/TUFANLARDAN ARTAKALAN J&J YAYINLARI 2015 Allah, hiç kimseye hak etmediği acılar yaşatmasın! Kimsenin evine ateş düşürmesin! Çinli Dr. Li’nin şahsında bütün sağlık camiasını yürekten kutluyorum. Allah, yardımcıları olsun. Bizim de toplum olarak onların işini kolaylaştırmamız lazım. Bu işi ciddiye alamazsak, iş çığırından çıkar! İpin ucu bir kaçtı mı mahvoluruz. Dünya Şiir Günü de, Newroz Bayramı da Down Sendromu Farkındalık Günü de kutlu olsun. Bir sonraki yazıya kadar bu beladan toplum ve dünya olarak kurtulma dileklerimle sevgiler, saygılar…

NOT: “ANLAMAK VE ANLATABİLMEK, İŞTE ÖNEMLİ BİR MESELE!” yazıma, bu hafta corona yüzünden ara verdim. Önümüzdeki hafta, teknik bir arıza olmazsa, yazım sürecek! Görüşmek dileğiyle…

Aydın ALP

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR