Abdurrahim Kılıç

Abdurrahim Kılıç

PİKNİK ALANLARI İHTİYACI VAR!

PİKNİK ALANLARI İHTİYACI VAR!

Siz bu yazıyı okurken sanırım tahmini hava sıcaklığı kırk derecenin üzerinde olmalı. Yaz mevsiminde bölgemiz insanı gündüzleri sıcaklardan ötürü adeta evinde mahsur kalıyor. Maddi durumu yeterli olanlar kendini Akdeniz veya Ege kıyılarına atıyor, bazıları Van Gölü civarlarına birkaç günlük de olsa giderek serinleme olanağı buluyor.

            Diyarbakır, her ne kadar tarihsel zenginliğe sahipse de doğal yeşil alanları ve akarsuları bakımından yeterince tatmin edici değildir. Kent hayatından sıkılan, bunalan insanlarımızın kendini serinliğine atabileceği mesire yerleri gerçekten çok kısıtlı ve uygun değil. Kent insanı streslidir, yoğundur, gergindir, hep bir koşuşturmaca içerisindedir. Kendini doğaya atarak rahatlama, stresinden arınma ihtiyacı duyar.

            Belki de bizim coğrafyamızın iklim ve coğrafi şartlarından kaynaklı ağaçlandırma, sulama olanaklarımızı kullanamıyoruz, fakat yine de insan doğa ile baş etme mücadelesinde etkili olabilir. Yeter ki doğayı değiştirmek, geliştirmek istesin, yeter ki bu azmi, kararlılığı göstersin.

            Diyarbakır kent merkezinde parklar dışında tek piknik alanı Newroz Parkı’dır. Akşamüstü serinliğinde abartısız yüzlerce aile erkenden parka gelerek yer kapma telaşına düşüyor. O saatlere kadar tertemiz olan park maalesef ilerleyen saatlerde çöplüğe dönüşüyor. Parkları koruma ve temiz tutma konusunda en eğitimlimiz bile yeterli hassasiyeti göstermiyor, ne yazık ki!

piknik.jpg

            Geçen hafta ailecek üniversitedeki mesire yerine gittik. Piknik alanı üniversite olunca temiz, düzenli ve bakımlı olacağını sanmıştım. Sabah erken saatlerde gittiğimiz halde her taraf çöplüktü, başıboş köpekler, kötü kokular, sinek orduları… Bölgenin en büyük üniversitesi, aynı zamanda en geniş arazi olanaklarına sahip, fakat birkaç ağacın bulunduğu küçücük bir alanı çimlendirememiş, bakımını yapamamış, kendi çalışanları ve memleketinin hizmetine sunamamış, ne yazık ki!

            Belediyenin hizmet bölgesinde bulunan fidanlık ve kent ormanı için de aynı durum söz konusu.  Sözüm ona bu mesire yerlerine giriş kontrollü, fakat burada da denetimsizlik ve kirlilik had safhada maalesef. Aynı durumda olan diğer bir yer de Devegeçidi piknik alanı. Burası da kirden, çerden çöpten geçilmiyor, bir de bu yerlerin hepsinin tuvalet ve lavaboları iğrenç ötesi durumda.

            Diyarbakır’ı yönetenlerin, yönetmeye talip olanların insanımızın bu ihtiyacını da göz önünde bulundurarak bu alanda hizmet üretmesi elzemdir. Tabi ki insanımızın da yaşadığı yeri korumak, temiz tutmak ve güzelleştirmek sorumluluğu vardır. Yaza girdiğimizden beri pikniğe gittiğimiz yukarıda saydıklarım dışındaki Eğil peygamber mezarları, Çermik Sinek Çayı, Kulp Goderne (Taşköprü), Kral Kızı Barajı, Dicle Zixir (Değirmenli) gibi yerlerin tamamında piknikçilerin bıraktığı plastik artıkları, poşetler, cam şişeler ve diğer çöp malzemeleri utanç vericiydi.

 Yaşadığı yeri sevmek ve korumak, temiz tutmak hepimizin görevidir. İş lafa gelince en büyük memleket sevdalısı kesilenler, “Temizlik imandandır!” diyerek vaaz verenler, mangalda kül bırakmayanlar kentimizin bu muhteşem doğasını korumak zorunda değil misiniz! Unutulmasın ki doğa bize atalarımızdan miras, çocuklarımızdan emanettir. Başta valilik olmak üzere belediyeler, ilgili kurumlar bu doğa güzelliklerinin çevre düzenlemesini ve bakımını mutlaka yapmalıdır.

            Sonuç olarak diyebilirsiniz, plastik atıklar veya kirlilik tüm dünyanın sorunu, biz de aynı dünyada yaşıyoruz. Bunu kabul edemem, çünkü Diyarbakır, misyon sahibi, vizyon sahibi bir kenttir. Hem yöneticilerimize hem halkımıza düşen sorumluluk yaşam kalitesini yükseltmek için güzellikler yaratmaktır, var olan güzelliği korumak daha da geliştirmektir.

piknik-001.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Abdurrahim Kılıç Arşivi
SON YAZILAR