Aydın Alp

Aydın Alp

SCHOULGİN VE ‘’EYDIN! EYDIN!’’ VE LEVENT GÜLTEKİN NEDİM DAĞDEVİREN, MEHMED UZUN, AVESTA, PEN YAZARLAR KULÜBÜ VE EUGENE!

SCHOULGİN VE ‘’EYDIN! EYDIN!’’ VE LEVENT GÜLTEKİN NEDİM DAĞDEVİREN, MEHMED UZUN, AVESTA, PEN YAZARLAR KULÜBÜ VE EUGENE!

Yıllar sonrasında, dershaneden çıkmış, organize ettiğimiz birkaç araba dolusu arkadaşla Avesta kitap evine gitmiştik; Mehmed Uzun’un “Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık “ romanının imza gününe. Mehmed Uzun’la, Amed’de arkadaşlarla, birkaç gece bir nevi sabahlamıştık. Birbirimizi sevmiştik. O zamanlar AMİDA adında bir edebiyat dergisi çıkarıyorduk. Derginin editörlüğünü yapıyordum. Kitapları imzalatıp çıkacakken Mehmed Uzun bana, Aydın sen kal, dedi. Arkadaşlar gittiler.

 

Sonrasında geceleyin, Gazeteciler Cemiyeti’ne gittik. Masalar U şeklinde dizilmişti. Ben Avesta kitap evinin sahibi ve sahibesinin yanlarında oturuyordum. Apo ve Ruken bana, kitap evinin açılışına yolladığım çelengin, yakın çekimini yaptıklarını ve gittikleri her yerde bunu dost ortamında izleyip kahkaha attıklarını söylediler. Şaşırdım. Onlarca çelenk arasında kendi çelengimi görmemiştim bile.

Sordum:

– Sizi kahkahalarla güldüren de neymiş? Benim çelengimde ne vardı ki?

YALNIZ DÜŞENLERE AĞIT

Amed’in Şairi Nedim Dağdeviren’e

insanlar tek tek ölür

bizim insanlar tek bile değil

ya çoğu bir arada halepçe

ya bütünlüğünü yitirmiş halde

bir başka ve memleketlerinden uzaklarda

sevdiklerinden ve kendilerinden bile

parça parça ve çok uzaklarda

Ölüyorlar tek bile sayılamazken

ne ezan sesi duyuluyor

ne bir fatiha okunuyor

çanlar bile çalmıyor

o çok sevdikleri “kılam”lar bile duyulmuyor

insanlık için çarpmış yüreklerin ardında

 

bir yas tutan bile olmuyor

ölüyorlar tek bile sayılamazken

hem kendilerine bile yabancı

hiçbir renk bu kadar hızlı dağılmıyor

hüzne çalan rengimiz

bütün renkler içinde

hem baskın asla değişmez

hem baskılar altında rengini bile unutmuş

bir kürt kırmızısı

eksiliyor rengi…rengimiz

bir güzel kardeşim ölüyor

uzaklarda… çok uzaklarda

çok sonra duyuyorum

kanım çekiliyor

kırmızı mora dönüşüyor

ah ulan kara düzen

kara baskı ah, karartılan dünya

ahdimiz var ölümden daha büyük

hiçbir ülke hiçbir halk

ardımızda bıraktığımız düşlerimiz

özlemlerimiz ve genlerimizle

hiçbir ülke hiçbir halk

çocuklarımız kadar özgür olamayacak

ardıllarımız kelebek olacak

ah ulan kara düzen, kara baskı

gözyaşları titreşiminde ve aşk uçarılığında

rengarenk kelebek ve kelebeklerimiz

hiç balta girmemiş ve girmeyecek ormanlarda

hiçbir avcının olmadığı bir dünyada

sonuna kadar özgür ve bir arada

ve mutlaka…

Aydın ALP

 

YALNIZ DÜŞENLERE AĞIT – DİCLEM SAHAF YAYINLARI – 2007

RUHLAR MAHŞERİ  (TOPLU ŞİİRLER)  –  J&J YAYINLARI  - 2015

Bana anlattılar. Bütün çelenklerde “KUTLARIZ” yazılıymış, bir tek benim çelengimde “MUTLULUKLAR DİLERİM “ yazılıymış! Bunu duyar duymaz kahkahalarım patladı! Benim günahım yoktu; ama olay da gülünmeyecek gibi değildi! Dershanemizin çalıştığı bir çiçekçi vardı ve siparişlerimizi sekreterimiz Aslı Hanım’a söylüyorduk. O da çiçekçiye adres yazdırıp yollatıyordu. Aslı, kültürlü bir kızdı. Demek ki o gün çiçekçi, düğünlere çalışıyormuş ve bizim çelenk de böylece gürültüye gitmiş!

Benim kahkahalarım patlar patlamaz U şeklindeki masamızda tam karşımızda oturan ve Mehmed Uzun’la birlikte İsveç’ten gelen o uzun boylu, iri yarı adam, ki sonrasında uluslararası Pen Yazarlar Kulübü, Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Sorumlusu ve adının Eugene Schoulgin olduğunu öğrendik, birden sıçradı ve “EYDIN! EYDIN!” diye bana seslenmeye başladı. Öyle şaşırdık ki…

 Ruken, dil biliyordu; Allah aşkına git öğren. Bu adam beni nereden tanıyor? İsveç’ten gelmeden önce Amed’in şairi Nedim Dağdeviren ve oradaki arkadaşlarla söyleşirken ona:

-’’Bak Amed’e gidiyorsun, arkadaşımız Aydın Alp’e selamlarımızı ilet!’’ demişler. O da haklı olarak:

-’’Ben onu nasıl görebilirim?’’ demiş. Bizimkiler:

-’’Kolaydır onu görmen. Mehmed Uzun’un arkadaşıdır ve imza gününe mutlaka gelir!’’, demişler.

-‘’Mehmed Uzun’un imza günü kalabalık olur, onu bulamam!’’ itirazına:

-’’Onu çok rahat tanırsın. Gürültülü bir kahkaha duyarsan bil ki Aydın’dır o!’’ demişler.

Benim kahkahalarım patlar patlamaz, “EYDIN! EYDIN! ” demişti. Çok duyarlı bir insandı

Aydın ALP-BAĞLAR GÜNEŞİ ÇOCUKLARI-PİJAHMO J&J YAYINLARI – 2017

 

Düşüncelerini açıkladıkları için gazetecilere, politikacılara, aydınlara yapılan linç girişimlerini lanetliyorum. Bir kişiye onlarca kişinin saldırması, nasıl bir vatanseverlik ve yiğitliktir? Aşağılık yaratıklar, zavallı beyinsizler, talimat kafalılar… Ben asıl bu tasmalıları saldırtan, o insanlık düşmanı, ruhsuz mumyaları lanetliyorum! Levent Gültekin yalnız değil! Bu saldırı, halkın vicdanını yaralamıştır! Ve ters tepmiştir! İnsanların düşüncelerini özgürce dile getirdiği günler dileğiyle sevgiler, saygılar… Aydın ALP

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR