Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Yaz Biterken...

Yaz Biterken...

Yıllar evvel bir dostum paylaşmıştı “tersten” gazetecilik performansını! Haber şöyleymiş: “Pervari’de turizm patlaması, bir önceki yıla göre yüzde yüz...” Ödül de almış hatta haber!

 

Doğru tabi artış yüzde yüz. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Meğerse bir yıl önce Pervari’ye yıl boyunca bir yabancı turist gitmiş. Ertesi yıl iki kişi gitmiş. Evli bir çift. Onlarda yollarını şaşırmanın kurbanı olmuşlar. Van’a gideceklermiş de! Birileri “Pervari üzerinden de gidilir” deyince yola düşmüşler. Ve öylece yolları Pervari ile kesişince o yılın turizmini de “patlatmışlar”.

 

Dönüp bakıyorum bölge üzerinden Diyarbakır’a...

 

2016’da 120 bin civarında büyük çoğunluğu yerli turist gelmiş Diyarbakır’a. 2017’de sayı iki katını biraz geçerek 270 bin civarına yükselmiş. Yetkililer bu yıl (2018) bir milyon rakamına ulaşmayı hedefliyormuş.

 

Çok su kaldırdı bu mesele...

 

Yıllar evvel kentin kurumları öncülüğünde turizm çalıştayları düzenlendi. Turizm gazetecileri ve tur operatörleri kente konuk olarak çağrıldı.

 

O günlerde de ayrıntılı olarak sorunlar masaya yatırıldı.

 

İnsanlar, henüz kentiniz beldeniz, coğrafyanız ile tanışmamış insanlar gelip görsünler diyorsanız eğer! Ve bunun için de ciddi rakamlar telaffuz ediyorsanız! Bir değil. en az birkaç kez oturup düşünmek durumundasınız!

 

Hep yazdık, hep de söyledik...

 

Bölgeye tur düzenleyen tur acenteleri Diyarbakır’ı neden konaklamasız kategoride değerlendiriyorlar. En fazla bir kahvaltı veya bir öğlen yemeği sonra iki saatlik bir şehir turu ardından hızla “kaçıp, kurtulunuz” gibi, bölgenin bir başka şehrine gidiş.

 

Bu tahripkâr bir sorundur.

 

Yirmimin üzerinde turizm belgeli konaklama mekânı olan bir şehrin seçilmişleri, atanmışları, sivil toplum kuruluşları bu anlamda konuya ne denli vakıf!

 

Ne yapar, ne ederler...

 

Bu denli ala û vala ile seçilen vekillerden konu ile ilgili bir girişim çabasına tanık olmadım.

 

Sivil toplum kuruluşları da öyle. Özellikle kültür ve turizm ağırlıklı sivil toplum örgütleri çok yetersiz.

 

Hani bu konuda kentin ekonomisinin motor gücü olarak öne çıkan Ticaret ve Sanayi Odası bu konuyu sürekli gündemde tutarak çabalarını pekiştirse.

 

Mesela her defasında kentin bir doğal simgesel ürünü, ya da tarihi kültürel bir mekânı, veya markalaşmış musiki şahsiyetlerden biri üzerinden yeni bir güncelleme yapsa / yapılsa!

 

Bunun üzerinden medyayı hareketlendirse! Konu ile ilgili yazarları, gurmeleri kente taşısa, anlatsa, yazmalarını sağlasa...

 

Malum bu işler artık böyle yürüyor. Sanki, klasik bürokrasi üzerinden konuş, otur, bekle, sonra ah vah et feveranları ile hâl yoluna girmiyor işler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR